E-14

12.3K 567 109
                                    

*Dilara*

Selçuk yaklaşık on dakikadır telefonuna bakıyordu , dalmıştı . Yavaşça arkasından yaklaşıp baktığı şeye baktım , gördüğüm şeyle kalbime bir hançer saplanmıştı sanki.

Öykü  ve Enes nikah dairesinin önünde gayet samimi bir halde çekildiklerinden habersiz gülümsüyordu , bu benim umurumda değildi fakat Selçuk'un gözünden akan bir damla yaş benim de ağlamama sebep olmuştu .
O ağlıyordu çünkü onu hala seviyordu , ben onun için bir araçtım sadece . Ben ise kullanıldığım için ağlıyordum.

" Onu seviyorsun değil mi? Beni kullandın! " Telefonu bir köşeye atıp ayağa kalktı , omuzlarımdan tutarak sarsmaya başladı .

" Seni sevmediğimi bile bile bana yaklaştın , benimle beraber oldun. Ben onu sevmiyorum anla bunu Dilara , onu öldürecek kadar nefret ediyorum ondan , şimdi sesini kes ve otur şuraya."

Bu masumca bir oyun değildi , kesinlikle değildi öldürmekten bahsediyordu. Bana , Öykü'yü biraz işleteceğimizi söylemişti bende kabul etmiştim . Evet onu sevmiyordum ama ölmesini istemezdim.Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir an önce Öykü'yü  uyarmalıydım. Selçuk'a beni eve bırakmasını söylemiştim. O da tereddütsüz beni eve bırakıp çekip gitmişti.Gittiğinden emin olana kadar bekleyip , yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindim.

Öykü*

Yarına nikah tarihi almıştık , evleniyorduk. Eve gelirken kendimizi ödüllendirerek çikolata almıştık.
Enes beyaz çikolatayı çok seviyordu , bitter çikolata onu bayıyormuş. Beni de beyaz çikolata bayıyordu, yerken uykum geliyordu resmen.

Telefonumda instagramda gezinirken güzel sözler yazan genç bir çocuğa rastlamıştım , çocuk beni takip ediyormuş haberim yokmuş. Yazdıkları o kadar güzeldi ki bütün yazılarını nefes almadan okudum.

" Enes sen neden yazmıyorsun böyle şeyler? " Tam cevap verecekken zil çaldı.

" Ben yazmayı bilmem dünya güzeli. " Göz kırparak kapıyı açmaya gitti. Döndüğünde yanında Dilara vardı .Hışımla ayağa kalkıp yanına gittim , elimi kaldırmıştım tam vuracaktım ki ağladığını gördüm.

" Öykü  bana kızgınsın biliyorum. Küçük bir oyundu sadece , seni işletiyorduk yani ben öyle sanmıştım . Ama Selçuk bugün senden nefret ettiğini , öldürecek kadar nefret ettiğini söyledi bana. Özür dilerim , ben onu sevdim hem de çok . Ama onun nasıl biri olduğunu bugün anladım, seni öldürecek dikkat et."

Açık camdan içeri sızan kırmızı lazer tam da Dilara'nın  tişörtünün üzerinde duruyordu.Bir dizide izlemiştim , uzaktan nişan almak için kullanılan bir şeydi bu.

" Dilara yere yat. " Dilara yere yığılmıştı.

-15 Dakika Önce-

*Selçuk*

Dilara'yı evine bıraktıktan kısa bir süre sonra telefonum çaldı . Arayan patrondu , hemen açtım.

" Buyur patron? "

" Patronunu s*keyim senin , hıyar ! " Adama bak kendi kendini s*kiyor , ne büyük yetenek.Ben ses vermeyince devam etti. " Senin şu becerdiğin kız , şimdi her şeyi Öykü'ye anlatmaya gidiyor. "

" O bir şey bilmiyor , küçük bir oyun sanıyor bu konuyu. " Daha sonra akşam konuştuklarımızı hatırladım .

" Gerekeni yap lan , o kızın işini bitir."

Telefonu kapatıp Enes'in evine sürdüm . Dilara içeri giriyordu , bagajdan silahı çıkarıp uygun bir yere geçtim .Dilara bir şey bilmiyordu , yazık olacaktı ama şüphelenmişti bir kere ve bu işin peşini bırakmazdı. Enes ve onun resmini görünce gözlerimden bir damla yaş akmıştı , ne de olsa kardeşimdi o benim.Evet biz onunla kardeştik , kardeşimi öptüğüm  aklıma gelince bir an kendimi suçlu hissettim. Ama inandırıcı olmak zorundaydım . Annemler şehri didik didik etmişti onu bulmak için . Ben onlardan önce bulmuştum kardeşimi , ama ortadan yok etmekti amacım. Annemler onu evlatlık  vermişti  küçükken,  şimdi  de bulmak  istiyorlardı. Ben kardeş falan istemiyordum, iyiydim böyle. Ama sonra  patronla tanıştım. Kardeşimi  bulduğunu  söylemişti. Onu öldürmek  zorundaydım yoksa ailemi öldürecekti  o pislik.

Dilara'yı göğsünden vurduktan sonra ortadan kayboldum . Patronu arayıp ona rapor verdim .

" Patron , Öykü'nün işini ne zaman bitireyim? " Tıslamayı andıran bir ses çıkardı.

" Ona zarar verecek olursan seni dünya üzerinden silerim , ölünü de s*ker , sonra yine s*ker yine s*kerim. O bana canlı lazım. "

Öykü*

Ev dolup taşmıştı. Olay yeri inceleme ekipleri , savcı , polis ne ararsan buradaydı.Polis ifademizi aldıktan sonra Selçuk'un evine bir ekip göndermişti. Enes hiç yalnız bırakmamıştı beni . Türkan annemin yanına gitmiştik, baba dediğim adam da oradaydı.Enes onlara kısaca Dilara'nın oynadığı oyundan ve sonuçlarından bahsetmişti. Ölüm haberini aldıklarında yıkılmışlardı.
Orhan, yani babası ayağa kalkıp üzerime yürümüştü. Enes onun yakasından tutarak kenara çekiştirdi.

Telefon çalınca bir köşeye gidip konuştu , sonra gelip elimden tutup odadan çıkardı . Fısıltıyla konuştu ;

" Selçuk merkezdeymiş , isimsizin Dilara olduğunu suçu onun üstüne attığını söylüyormuş"

***

Merkeze gittiğimizde Selçuk göz yaşlarını silmekle meşguldü , koşarak gidip yüzüne yumruğu geçirdim .

" Neden yaptın? "

" Dilara kendi mezarını kendi kazdı , ona yapma dedim ama dinlemedi" . Elinde tuttuğu günlüğü uzattı bana , sadece bir sayfasına yazılmıştı ve Dilara'nın el yazısıydı.

- Ondan nefret ediyorum , ölmesini istiyorum . İsimsiz olarak yazan benim , Selçuk'u da kandırdım birlikte hareket edip Öykü'yü yok edeceğiz -













EVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin