23- Süpriz

4.1K 132 2
                                    

Eve girdiğimde Ezgi beni kapıda karşıladı. Ona buruk gülümsememle baktım. Yüzümdeki hayal kırıklığını görünce kaşlarını çattı.

"Ece, bir sorun mu var ?"

"Hayır. "

"Arda sana bir şey mi söyledi ?"

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. "Bir şey mi demesi gerekiyor ?"

Ezgi paniğe kapılırken mutfağa doğru yürümeye başladı. Peşinden mutfağa girdim.

"Tabiki hayır. Hani aranız açık ya. Belki karşılaşmışsınızdır da kalbini kırmıştır diye dedim. "

"Hayır. Başka bir şey oldu. "

"Babamı ziyaret ettin değil mi ?" Dedi elindeki kaşığı tezgaha bırakırken.

"Hata yaptım. "

Gözlerini devirdi. "Hiç şaşırmadım. Sana bir şey yaptı mı ?"

"Bana bir şey yapmadı. " gözlerime dolan yaşlardan kurtulmak için gözlerimi defalarca kırpıştırdım. Ezgi, yemeği karıştırmayı bırakarak yanıma geldi.

"Bir şey mi dedi o zaman ?"

Cevap vermeyerek gözlerine baktım. Ona söylemeli miydim, evlatlık olduğunu ? Ailesinden utandığı için kendisine eziyet etmemesini mi istemeliydim ? Ama o zaman birinin hayatını riske atmış olacaktım ve bu lanet durum yüzünden ömür boyu vicdan azabı çekebilirdim. En iyisi o direkt beni öldürsün. Hem ben kurtulurum hem de Serdar Bey.

"Farklı bir şey demedi. Seni tamamen hayatından silmiş. "

"Ne var ki bunda ? Ondan farklı bir şey duymayı beklemiyordun umarım. "

"Ben aranızı düzeltmeyi umuyordum sadece. "

"Bir daha onunla görüşmeye gitme. "

"Ama belki tekrar konuşursam..."

Ezgi sözümü keserek bir espri yaptı. Ya da yaptığını sandı çünkü ben gülmüyordum. Hatta rahatsız olmuştum. "Arda'yla evlendiğinizde akraba olacaksınız tabi, ama orası ayrı. "

Zorlukla yutkundum. Babası Arda'nın peşini bırakmamı isterken ne kadar ciddiydi acaba ? Beni gerçekten öldürür müydü ?

"Esprime gülmen gerekiyordu. " dedi sızlanarak.

Omuz silktim. "Bana komik gelmedi. "

"Ben sana gösteririm gülmeyi. " diyerek karnıma uzandı. Parmakları tenimde gezerken gıdıklanarak kahkaha attım. Ezgi de bana eşlik ederken sesimizi duyan Yağız yanımıza gelerek bize katıldı.

Ertesi gün okula gittiğimde Arda dibimden ayrılmıyordu. Bu durum beni rahatsız ediyordu çünkü babası ondan uzak durmamı söylemişti. Bu konuda henüz ne yapacağıma karar vermesem de hala Arda'nın dokunuşuyla vücudum uyuşuyor, yüzüm kızarıyordu. Yine bir tenefüs zilinin çalmasıyla sıramdan kalkarken Arda'nın disiplin işlerinin olduğunu hatırladım. Ediz ile ettiği kavga yüzünden başı dertteydi ama para ödeyerek sıkıntı olmayacağını söylemesiyle içim rahatlamıştı.

Aynı şeyi Ediz için söyleyemeyeceğim. Parası olsa bile öğretmene şiddet uyguladığı için başı daha büyük belada.

Sınıftan çıktığımda gözlerim koridorun diğer ucunda duvara yaslanarak arkadaşlarıyla konuşan Ediz'e takıldı. Bakışlarım şişen gözlerinde gezinirken saçının ne kadar dağınık olduğunu gördüm. Bir şeyler onu rahatsız ediyordu ve tahminimce bunun sorumlusu bendim. Merakla dudağımı dişlerken onun da donuk bakışları beni buldu. Sanki bir şey söylemek istiyormuş gibi doğrulduğunda duraksayarak bakışlarını kaçırdı. Arkasına geri yaslanırken merakım iyice arttı. Ters giden bir şeyler vardı. Ona ne olduğunu sormak için yanıp tutuşurken Arda aramıza duvar ördü. Bu anı daha önce yaşadığımı fark ettim ama o zaman araya giren Ediz'di ve tabi aşık olduğum kişi de.

Gerçekle YüzleşmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin