3-Meraklı Kirpi

6.1K 202 5
                                    

Ece'nin ağzından...

Bankta otururken susmak bilmeyen telefonumun sesini susturmaya karar verdim. Koca harflerle ekranda yazan ismi görünce telefonu kulağıma götürdüm.

"Ne var Ezgi ?"

"Neredesin ? Beni okulda neden yalnız bırakıp gittin ?"

"Ediz'le beraberdim,işte. "

"Ne yaptınız onunla ?"

"Konuştuk. "

"Ne konuştunuz ?"

"Of, Ezgi. Şuan hiç havamda değilim. Eve gidip dinleneceğim. "

"Ne olduğunu bana anlatmak istersen eğer, dinlerim. "

"Yalnız kalmak istiyorum. "

"Peki, Ediz'i nerede bulabilirim ?"

Parmaklarımı ağrıyan başıma götürdüm. Şakaklarımı ovarken sorusunu cevapladım. "Bilmiyorum. " bilsem de söylemezdim, herhalde. Ezgi'nin Ediz'le zaman geçirmesini isteyeceğimi sanmıyordum.

"Emin misin ?"

"Evet. Yarın görüşürüz. "

Cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım ve kaldırım boyunca ilerlemeye başladım. Ediz'le anılarımızı aklımdan uzaklaştıramıyordum bir türlü. Gökyüzüyle birleşerek muazzam bir manzaranın ortaya çıktığı denizi ardımda bırakıp eve girdiğimde annemin meraklı bakışları üstümdeydi.

Mutfak önlüğüne ellerini silerken yanıma geldi. "Ece, bir sorun mu var ?"

"Hayır anne. Odama gelmeyin. Yalnız kalmak istiyorum. "

"Yemek hazır olunca haber veririz. "

Başımı onayladığımı göstermek için aşağı yukarı sallarken koridorun sonundaki odama gittim. Kapıyı arkamdan kilitledikten sonra üstümü değiştirmek üzere dolabıma gittiğimde Arda'nın hırkasını çıkartıp çıkarmama konusunda kararsızdım. Hırkayla uyuyamayacağıma karar verdikten sonra pijamalarımla beraber yatağa atladım.

Uyandığımda annemin bağırışları kapının arkasından kulağıma geliyordu.

"Ece, uyansana artık ! Aç şu kapıyı !"

"Uyandım anne. Ortalığı ayağa kaldırmana gerek yok. "

"Kahvaltı hazır. "

Üstüme geçirdiğim salaş bir tişört ve dar kot pantalondan sonra saçlarımı gelişi güzel at kuyruğu yaptım. Aynanın karşısına geçtiğimde ağlamaktan şişmiş gözlerime kapatıcıyı yaydım. Rimel ve parlatıcımı sürdükten sonra kahvaltıya inip annemin azarlamalarını dinlemeye başladım.

"Defalarca kapını çaldım ama uyanmadın. "

"Çok uykum vardı. "

"Beni korkutuyorsun, Ece. Odanın anahtarını alacağım. "

"O zaman kilitleyemem ?" Annem önüme süt dolu kaseyi uzatırken çekmeceden kaşığımı çıkardım.

"Biliyorum. "

Kaşığı annemin alnının ortasına atmak için yanıp tutuşurken babam elinde gazetesiyle mutfağa girdi.

"Anahtarımı alamazsınız. " diye söylendim mutfakta.

Babam devreye girmeseydi söylenmeye de devam ederdim. "Aldım bile. "

Masanın başına oturup gazetesinin sayfalarını çevirmeye başladı. Beni umursamıyordu bile. İki yaş küçük erkek kardeşim Yağız da mutfağa girince kadro tamamlanmıştı ama bir yandan da telefonumun çalmasıyla yerimden sıçradım. Ezgi yüzünden iki gündür telefonum susmak bilmiyordu.

Gerçekle YüzleşmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin