Arda'nın ağzından...
"Seçimini yap. " dedi kükrer gibi.
Ece'yi seçip tahtalı köyü boylamak ve ondan ayrılıp uzaklara gitmek... İki seçeneğim vardı ve hangisini seçersem seçeyim bir şekilde ölecektim. Ecesiz ben yaşayabilir miydim ki ?
"Düşünmem gerek. " diyebildim sonunda.
Üvey babam silahını indirip masasına doğru yürümeye başladı. "Sana 5 gün süre. Ondan ayrılıp yanıma gelmen için. Eğer ki kaçmak gibi bir şeye kalkışırsan ikiniz birden ailenin yanına gidersiniz. "
Duyduklarımla beraber gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim. Öfkeyle yumruk yaptığım elimi açarak kapı koluna uzandım. "Ece'ye zarar gelirse sizi kendi ellerimle öldürürüm, Serdar Bey. " kapıyı çarparak odadan çıktıktan sonra annemin meraklı bakışlarına yakalandım. Kızıl saçlarını kulağının arkasına ittikten sonra başını öne eğdi.
"Özür dilerim, Arda. "
"Her şeyi duydunuz anlaşılan. Özür dilemesi gereken siz değilsiniz. "
"Ezgi nasıl ? İyi mi ?"
"İyi. Benimle beraber. " gülümseyerek yanına gittim ve ona sarıldım. Kollarını boynuma dolarken içten sesi kulaklarımı doldurdu.
"Teşekkür ederim. Yaşama sebebim olduğunuz için. "
Anneme gülümsedikten sonra evin kapısına doğru yürümeye başladım. Onun bu evde kalmak zorunda olması beni üzüyordu.
Ece'yle okula geldiğimizde herkes bize bakıyordu. Okula gelmeyeli uzun zaman olmuştu ve muhtemelen neler döndüğünü merak ediyorlardı. Ezgi evde kalmayı tercih etmişti ve Ediz'in ne alemde olduğu umurumda bile değildi.
Ece'nin elini tuttuğumda bana dönerek gülümsedi. Eksik bir gülümsemeydi, eskisi gibi içten olmamasını yaşadıklarına bağlıyordum. Güç vermek amacıyla elini sıktığımda yürümeye başladı. Okuldan girdiğimizde öğrenciler bize bakarak fısıldaşıyor, ayıplar gibi bakıyordu. Yakın arkadaşlarımdan olan Barış'ın bana doğru geldiğini gördüğümde kendimden emin görünüşümü takındım. Elini cebinden çıkardığında tokalaştık ve Ece'ye selam verdi. Tekrar bana döndüğünde söyledikleriyle beraber şaşkınlıkla bakakaldım.
"Duyduklarım doğru mu ? Ediz okuldan atılmış. "
"Ne ?" Diyerek Ece araya girince onu durdurarak Barış'a soru sormaya başladım.
"Ne zaman oldu bu ?"
"Ediz de gelmiyordu okula sizin gibi. Dün hocalardan duyduk bizde.Herkes bunu konuşuyor."
"Ediz'in haberi var mı ?"
"Az önce müdürün odasına girdi. "
Başka bir şey dememe kalmadan Ece elimi bırakıp koridor boyunca yürümeye başladı. Nereye gittiğini tahmin edebiliyordum. Barış'a dönüp aceleyle bir soru daha sordum.
"Neden okuldan atılıyor ?"
"Kavganız sırasında Ediz bir öğretmene zarar vermişti ya. Kadın şikayetçi olmuş. "
Olanlar aklımda canlanırken Barış'ın omzuna elimi koydum ve teşekkür ettim. Müdürün odasına doğru giden Ece'ye yetişip önüne geçtim. Onu durdurduğumda kaşlarını çattı.
"Ne yapıyorsun Arda ? Çekil. "
"Müdürün odasına öylece dalman bir şeyi değiştirmeyecek. "
"Onu okuldan atamazlar. Hayatı alt üst olur. Para ver. Hallet şu işi. " dedi odayı işaret ederken. Elini indirip ellerimi ozumlarına koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekle Yüzleşmek
عاطفيةArda'nın sırları, Ediz'in geçmişi, Ece'nin duyguları, Ezgi'nin ailesi... Aşk, dostluk ve aileyle ilgili duymak istemediğimiz gerçekler canımızı ne kadar yakabilir ? İhanetler ve yalanlarla nereye kadar baş edilebilir ? Her şeyin ortasında bir genç...