Hakan amca tekrar boğazını temizleyip konuşmaya devam etti.
- Şirketimizin yurt dışı bağlantısıyla ilgili problemler çıktı. Keremin babası rahatsız olduğundan dolayı bunlanları halletmem için benim gitmem gerekiyor. Toprak seninde gelmeni isterdim ama burada kalıp işlerimi kontrolde tutman gerek. Bunun için seni götüremeyeceğim, bunu bilmenizi istedim, deyip peçeteyle ağzını sildi.
Toprak ne diyeceğini şaşırmış gözlerini tabağından kaldırmadan " Peki efendim " deyip tabağındakileri karıştırmaya devam etti. Kafası darma dağın olmuştu. Buna itiraz edecekti ama Yiğit ' in yanında fazla dikkat çekerdi. Genç adamın evden çıkmasını bekledi.
Hakan amca kahvaltısını bitirip Fatma hanımdan bir kahve istedikten sonra salonda pencerenin yanındaki tekli koltuğuna oturdu. Yiğit'te kahvaltısını yapıp şirkete, babasının istediği evrakları almaya gitmişti. Genç kız Fatma teyzenin yanına gidip yaptığı kahveyi götürmek için elinden aldı. Hakan amcanın yanına gidip kahveyi uzattı. Hakan amca kahvesini alınca tepsiyi masaya koyup tam konuşmaya başlayacakken Hakan amca söze başladı.
- Kızım kusura bakma, böyle olmasını istemezdim. Biliyorum, söylediğim sözlerin arkasında durmadım, ama gerçekten gitmem gerek. Şirket için çok önemli.
- Bende gitsem, sizinle. Daha doğru olmaz mı?
- Sen oralarda yapamazsın kızım. Burada bile sıkıldığının farkındayım. Bunu benden isteme.
- Ama Hakan amca.
- Bak kızım bunu bir anlaşma olarak gördüğünü biliyorum. Ama ben seni kızım gibi görüyorum . Hemm.. Yiğite karşı bişeyler hissediyorsan lütfen geri çekilme. Bunu bir anlaşma olarak görüp karşı çıkacağımı sanma. Seni gelinim olarak görmeyi çok isterdim.
- Öyle bişey yok efendim. Müsadenizle ben yukarı çıkayım.
Hakan amca gülümseyerek izin verince genç kız hızla merdivenleri çıkıp odasına girdi. Kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladı. Kalbi gümbür gümbür atıyordu. Yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu. Hakan amcanın söylediklerini aklı almıyordu. Bişeyleri farketmiş , anlamış olabilir miydi? Bu düşünceyle yüzü daha da kızardı. Hem onun sevdiği vardı işte. Hislerini nasıl ortaya dökerdi ki.
Bundan sonra ne yapacaktı peki. Hakan amacada yoktu artık. Yiğit ' in evi olduğu halde burada kalıyordu. Hakan amca gittiğinde iyice yerleşirdi. Bu kadar yakınındayken duygularını nasıl bastıracaktı. Ağzının içi yine zehir gibi olmuştu. Bunca zaman aşkı isteyip aşkı böylesi bir imkansızlıkta yaşamak ne kötüydü. Boğazına oturan yumruyu yutkunsada geçiremedi. Hasta mıydı? Uzun zamandır boğazındaki bu yumru geçmek bilmiyordu.
☆★☆★☆★
Genç kız biraz oyalandıktan sonra odasından çıkıp Hakan amcayı geçirmek için aşağıya indi. Kapıda vedalaşmışlardı. Hakan amca havaalanına gelmesini istememişti. Yiğitle beraber Hasan amcaya uğradıktan sonra gideceklerini söylemişti. Genç kız bunu duyunca uzun zamandır görmediği Hasan amcasını görmek için beraber gitmek istedi. Hakan amca kabul edince beraber arabaya doğru ilerlediler.
Yiğit valizleri bagaja yerleştirirken Hakan amca ön koltuğa oturmuş Toprakta arka koltuğa geçmişti. Yiğit arabayı çalıştırıp pastaneye doğu sürmeye başladı. Hakan amca ve Yiğit işlerle alakalı meseleler konuşurken Toprak pencereye yasladığı başını hiç kaldırmadan dışarıyı izlemeye başlamıştı. Gün geçtikçe daha da çok içine kapanıyordu. O hiç böyle değildi ki şen şakraktı, etrafına neşe saçardı. Ama şimdi konuşacak hiçbir şeyi yoktu. Ne konuşacaktı, mahvolmuş hayatını kime anlatıp tadını kaçıracaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/63928301-288-k621685.jpg)