Medya Yiğit ve Toprak' ın evinin bir bölümü. En yakın bunu bulabildim. İyi okumalar...
Bu bölüm zemherii0 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.
Yağmur mutfakta bir oraya bir buraya volta atarken bir yandan da ellerini yumruk yapmış tırnaklarını avuç içine batırıyordu.
Canını yakarak aklını başka yere odaklamaya çalışsada olmadı. İçeriye sesi duyulacağı için fısıltılı, ama bir o kadar da sinirle tıslayarak konuştu.
" Toprak nasıl olur yaa nasıl!!!!
İnanmıyorsun değil mi bana?
Yemin ederim bu adam beni takip ediyor."Genç kız çayları bardaklara doldurup çaydanlığı ocağa koydu.
" Canım, sakin olur musun biraz. Bak siz bizim ilk misafirimizsiniz. Bi sorun çıkmasın lütfen."
Yağmur arkadaşına sinirle bakıp konuşmaya devam etti.
" Ne yani ben mi çıkarıyorum sorunu"Toprak arkadaşının iyice sinirlendirmeden onu ikna etmeye çalıştı. Şuan pimi çekilmiş bir bomba gibiydi. Ve salonun ortasında patlamasına ramak kalmıştı.
Yağmur sinirinin geçmesi için mutfağı biraz daha adımladı. Dolapların içini karıştırdı. Eline bir tabak aldı önce, kırsa rahatlardı ama arkadaşına baktı izin ister gibi.
Genç kız gözlerini kocaman açmış başını sağa sola sallayarak yalvarırcasına bakıyordu.
Yağmur tabağı tezgaha bırakırken hemen eline yanında duran çay bardağını aldı. "Bu olur mu peki" dedi en masum tavrını takınırken.
Genç kız " Hayır" anlamında tekrar başını salladı. Yağmur bıkkınca bir offff çekmişti.
Etrafa göz gezdirmeye devam etti.
Masanın üzerinde duran pet şişeyi görünce birden gözleri parlamıştı. Hemen içindeki suyu lavaboya boşaltıp mengene gibi sıkıştırmaya başladı.Çıkardığı sesss....
Huzur.....
Biraz rahatlamıştı." Tamam hadi gidelim" deyip pasta tabaklarını eline
aldı sonra.Genç kız arkadaşına dehşetle bakıyordu. Bir anda nasıl eski haline dönmüştü? Bu kız tam bir kaçıktı.
Ama yinede ucuz atlatmıştı. Sinirlendiğinde evindeki tabakları sirtaki yapar gibi kırdığını daha unutmamıştı Toprak.
Hem arkadaşına inanmaya da başlamıştı artık. Yağmur bu kadar çabuk sinirlenmezdi. Kesin bişey olmuştu onu bu kadar sinirlendirecek.
Genç kız bardakların olduğu tepsisi alıp mutfaktan çıkarken Yağmur, Toprak'ın çıkmasını beklemiş ve masada duran yarım limonu pasta tabağının birine boca etmişti. Derin bir nefes alıp mutfaktan çıktı.
İşte şimdi içi rahatlamıştı...
Toprak çayları dağıtırken Yağmur da tabakları dikkatle Yiğit ve Kerem'e verdi. Ve diğer tabakları almak için mutfağa girdi. Onları da alıp içeriye geçti.Toprak'ın oturduğu üçlü koltuğun yanına oturdu.
Karşılarında tekli koltuklarda oturan Kerem ve Yiğit iş sohbetine dalmıştı bile. Yiğit , Kerem'e bu aralar şirkete gelmediğini bir sorun olup olmadığını soruyordu.
Yağmur konuşulanları duymuş ve sessizce " Tabi gelemez benim peşimden ayrılmıyor ki!" dedi ama kimse duymamıştı.
Kerem, Yiğit kadar işini önemsemezdi. Bunun sebebi ise babasının daha genç olması ve işleri ona kalmadan iyi kontrol edebilmesiydi. Babası bu durumdan ne kadar şikayet etsede, Kerem' in pekte umurunda değildi. Daha 23 yaşındaydı. Kendince bir iş kurmak için fazlasıyla vakti vardı. Zaten babasının mirası da ona kalacaktı.
