- Ama ben seviyorum, napcaz şimdi?
Genç kız Yiğit' in sıcak nefesini yüzünde hissettiğinde kalbi patlayacak gibi atmaya başlamıştı. Burunları neredeyse birbirine değiyordu. Toprak, genç adamın gözlerine bakmaya cesaret edemediği için gözlerini sıkıca kapattı.
Etrafta oluşan sessizliğin ardından
bir süre sonra genç kız bir hışırtı duymuş gözlerini yavaşça aralamıştı.Ve Yiğit' i cebinden bir çikolata çıkarmış ambalajını açmaya çalışırken buldu.
Genç adam çikolatısını açtıktan sonra küçük bir parça ısırıp yavaşça çiğneyerek, yemeye başladı. Şuan bile gerçekten ilgi çekici görünüyordu. Yutkunduktan sonra da elindeki çikolatayı gösterip munzurca konuşmaya devam etti.
- Gerçektende istemediğinden emin misin?
Toprak ağzını bir kaç kez açıp kapatsada konuşacak bir kelime bulamamıştı. Aklından ne kötü şeyler geçmişti böyle. Kucağındaki yastığı tutup Yiğit' e fırlattı.
Genç adam hâlâ gülerken konuşmaya devam ediyordu.
- Güzeeel iyileşiyorsun bakıyorum. Bence de çabuk iyileşsen iyi olur . Yoksa bu koltukta kambur olacağım.
Deyip belini tutup gerneşti.Toprak , Yiğit' in itirafına gülümsemişti.
- Bende kendimi iyi hissediyorum. Yarın doktorla konuşsak, tedaviye evde devam etsek olmaz mı? Evime gitmek istiyorum artık.
- Evine?
-Annemler merak etmiştir. Hem ramazanı onlar olmadan geçirmek istemiyorum.
Yiğit "onlar" kelimesinden bir anlam çıkaramadan kaşlarını çatıp sorarcasına baktı.
- Annem ve küçük kız kardeşim.
Genç adam " anladım " deyip sessizliğe büründü bir süre. Yüzüne memnuniyetsizliğin ifadesi yerleşmişti.
O , Toprağı alıp kendi evine götürmek ve kendi iyileştirmek isterken bunuda nereden çıkarmıştı genç kız. Hem oda orucunu Toprakla tutmak istiyordu belki.
- Yiğiiiiit
Genç adam cevap vermeden düşünmeye devam etti.
- Lütfen, Hakan amca gelmeden dönmüş olurum , biraz izin versen.
Yiğit bundan hiç hoşnut olmasada sinirlendiğini belli etmeden kısık sesle konuştu.
- Babam gelmeden önce gelir misin? Ne zamana döner biliyor musun peki? Babam yurt dışına en son gittiğinde altı ay kalmıştı.
Genç kız duyduklarına şaşkınca bakarken kekeledi.
- A a a altı ay mı?
- Evet.
Altı ay boyunca seni görmeden yaşayacağımı düşünmüyorsundur umarım!Deyip sitemkarca konuştu. Genç kız Yiğit' in bu hallerine gülmek istesede gülmemek için kendini tutmuştu. Hakan amcanın bu kadar uzun süre kalacağını tahmin etmemişti tabi.
-Lütfen, ikimizin de yaşananları umutması için iyi olur hem.
Genç adam bıkkınca oflayıp " tamam" derken yataktan kalkıp tepsiyi götürmek için odadan ayrıldı.
Yani ne olacaktı sanki. Ne bekliyordu ki. Onca şeyden sonra koşa koşa yanına mı gelecekti? Bunu mu bekliyordu? Onun bi ailesi vardı. Birlikte iftar yapabilecekleri , sahura kalacakları bir ailesi. Toprağı bundan mahrum edemezdi. O yıllardır yaptığı gibi, yalnız başına tutardı orucunu elbet.