(Bu bölüm üçüncü ağızdan yazılarak düzenlemiştir)
Genç kız biraz uyuduktan sonra dergilerden kardeşinin odası için mobilya bakmaya başladı. Beğendiği birkaç şey vardı ama kardeşinin de fikrini almak istiyordu. Sonuçta onun odası olacaktı elbet.
Üzerini giyip şalını da yaptıktan sonra aşağıya indi . Bugün Yağmur'la salonda buluşacaktı bu yüzden okunu ve yayını da yanına aldı.
Merdivenlerden aşağı inip Hakan amcadan dışarı çıkmak için izin istedi.Hakan amca çıkmadan bir telefon uzatmıştı eline.
- Kızım bu benim işlerimi hallettiğim telefonum. Bu sende kalsın ve benim günlük işlerimin listesini yap. Seni bunun için işe aldığımı sanıyorlar . Şüphelenmeleri iyi olmaz.
- İyi ama ben yapabilir miyim?
- Hasan abim çok becerikli olduğunu söylerdi. Başaracağından eminim, deyip sıcacık gülümsedi.
Güveniyordu genç kıza. Ve oda bunun farkındaydı, güveni boşa çıkarmak istemiyordu.Telefonu aldı, eline birde ajanda vermişti Hakan amca. Toplantı saatlerini belirleyip buraya not edecekti.
Hakan amca genç kıza şoförün ona istediği yere götüreceğini de söylemişti gitmeden.
Kapıdan çıktığında pastanede o sürekli gördüğü kara gözlüklü adamı görmüştü. Korumaymış meğer.
Oysa ne kadar saçma şeyler düşünmüştü genç kız onun hakkında . Adının Ahmet olduğunu hatırlıyordu. Yaşının ondan büyük olduğunu anlamıştı. Ona gülümseyip" iyi günler Ahmet abi" dedi.Oda " İyi günler Toprak hanım" diye cevap verdi kara gözlükleriyle ciddiyetle.Arabaya doğru ilerleyip şoförede baş selamı verdi. Şoför orta yaşlı, çalışkan birine benziyordu. Onu görünce hemen kapıyı açtı. Gözlerine baktı sevgiyle ama, şoför iş gereği oldukça saygılı hareket ediyordu.
Genç kız içinde garip bir burukluk hissetmişti. Babası yaşında adam ona sayıda kusur etmemeye çalışıyordu.
Onun yaşantısında ne olursa olsun büyüklere saygı gösterirlirdi. İster çöpçü ister temizlikçi olsun.Bu amcayla samimi olduktan sonra kapısını açmaması gerektiğini söyleyecekti. Bu hareket rahatsız etmişti onu. Sanki büyüğüne bir saygısızlık etmiş gibi hissediyordu.
Gülümsedi genç kız kendi haline.Bu zamana kadar halk otobüsünde ayakta giderken, kapısının açılması garip gelmişti. Tabi halk otobüsüde saygılıydı. Kapısını hemen açardı gördü mü? Çokta kovaladığı olmuştu arkasından. Kaprisliydi biraz, istediği yerde durmazsan arkasına bile bakmadan basar giderdi.
Arabaya bindikten sonra hangi hastaneye gideceğini söyledi. Yolda baya sohbet etmişlerdi. Çok iyi bir insandı .İsmi Aliydi. Onunda çocukları olduğunu anlatmış, emekli olduğu halde geçim sıkıntısından çalıştığını söylemişti.
Güzel bir sohbetin ardından ne olduğunu anlamadan şoför arabadan inip kapısını açtı. Hastaneye gelmişti. Mahçupça gülümseyip" teşekkür ederim" dedi. Ali amca da, burada bekleyeceğini söyleyip sıcacık gülümsemişti.
Genç kız hastaneye girip, kardeşinin odasının yerini öğrendikten sonra asansöre yöneldi hızla. 3. Kata gelince asansörden inip,kardeşinin odasına yürüyüp, geldiğinde kapıyı çalıp içeri girdi.
Kardeşi "ablaa"diyerek çığlık attı ilk önce. Genç kızda yanına koşup yatağının kenarına oturarak sımsıkı sarıldı. Küçük kızın burada memnun olduğu her halinden belliydi. Yüzünde maske takılıydı. Onu öyle görünce üzülse de belli etmemeye çalıştı. Ona buradan çıkacaklarını ve yeni evlerinele yerleşeceklerini söyledi sevinçle. Yeni odasının eşyalarını seçmesi için dergileri eline verdi, kardeşinin
![](https://img.wattpad.com/cover/63928301-288-k621685.jpg)