21 . Bölüm

1.6K 176 47
                                    

" evlensene benimle "

" ansızın yağan yağmur gibisin Azizim,
hiç ummadığım anda yüreğime usul usul yağan "

Tutmadım dilimi bu defa. Kalemim değil lisanım konuştu bu defa. Gülümsedi, gördüm gamzelerini. Birden donuklaştı bakışları bana değil arkama bakıyordu. Gölgelerin insanıyım, en mutlu anıma bile gölge düşüyordu... Kimin olduğunu bakmak için yavaşça kafamı çevirdim. Gelen kişi Rüyaydı öfkeyle bakıyordu.

"vay vay vay Hayalcim bak benden söylemesi fazla yağmur iyi değil yüreğin erir sonra... Hayal doğrusu senin bu kadar basit olduğunu bilemezdim. Musabla neler yaşadım ve sen halâ Musaba evet diyorsun. Daha bugün gördün bizi bana isim verdi sen sevmediğin bir insana isim verir miydin Musab beni seviyor çekil aradan dedim daha önce "

Musab konuşmak üzereyken onu durdurdum.

" sen hep dostlarım derdin önceden ne oldu Müslüman oldun gözün açıldı bir erkek sevdasına kapıldın benim Musabı sevdiğimi bile bile ona evet dedin sen ne aşağılık bi insan oldun be yazık sana "
Gözlerim dolu dolu oldu ben müslümanlığı çok yanlış temsil ediyordum.
Herkes böyle mi düşünüyordu acaba?
Şu an hiçbir şey umurumda değildi ağlayarak yanlarında ayrıldım.
Musab 'Hatice' dediysede dönmedim. Bıraktım her şeyi yürümeye başladım. Yürüdüm yürüdüm.
Arşın gölgesinde dinlendim, dinlendimde atamadım yüreğimdeki yükü.

Bu gidiş nereye?
Nereye gidiyorum.
Öfkeyle, pişmanlıkla nereye?
Her şeyden herkesten uzaklaşmam lazım bil hassa yüreğimden.
Bir gidiş lazım bir terkediş.

Valizimi hazırlamam lazım ahfa...
Senin gibi sır olmam sırra kadem basmam lazım. "

Başlangıcı ne kadar mutluysa sonu o kadar hüzünlü.
Hüznü yoldaş ettim geceme yumdum gözlerimi hece hece.. Mısra mısra hüzünle ahenkli bir uykuya daldım.

*
" tamam anne" hazırlanıyordum. Çeyiz hazırlığı için alışverişe çıkmamız lazımmış. Ah bu kadınlar.
Ben evde kitap okuyacaktım daha. Bitirmem gereken kadın ilmihali ve hatim var ee bunlarda benim düğün hazırlığımdı.

Artık kollarımı hissetmediğim bir anda poşetleri arabaya yerleştirdik. Eve gidip uyumayı hayal ederken annemin telefon konuşması beni benden aldı.

"tamam bizde oraya geliyoruz şimdi "

Ve selamlaşarak kapattı telefonu.
" şimdi nereye gidiyoruz anne?"

"evine" evime?
Evim...

Başka bir semtte mükemmel ötesi bir evin önünde durmuştuk. O kadar tatlı duruyordu ki ev.

"hadi " dedi annem. Arabadan indim annem hâlâ arabadaydı.

" sen gelmiyor musun anne?"

"hayır kızım sonra görüşürüz " dedi ve gitti.
Dönüp eve baktım.. Evime...
Müstakil , etrafı çitlerle çevrili bir evdi. Bahçesinde ağaçlar ve güller vardı. Bahçe kapısını açıp içeri girdim.
Bahçeden eve kadar olan taşlı yolda yanlara ekili olan güller eşlik ediyordu.

O kısacık yol bitmedi... Nihayet eve varlığımda kapının üstünde asılı olan besmele tebessüm etmeme sebep oldu. Besmele çekip kapıyı çalmak için kapıya dokunduğumda kapının açık olduğunu fark ettim. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim.
Ara koridordan ilerledim sağ taraftaki kapıyı açıp içeri baktım mutfaktı.
Çok şirin dizayn edilmişti. Toz pembe renkte olan dolapta otantik işlemelerle ağır bir hava katmıştı. Vel hasıl tam sevdiğim tarzdı. Masanın üstünde yemek vardı. İki bardak ayran ve çiğköfte. İşte benim kocam.

Karanlığın İçimdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin