Gözlerimi açtım ama her şey bulanıktı. "Uyandı Allah'a şükür" diye konuşmalar duydum. Sonunda net görmeye başlamıştım. En son ne olmuştu, neredeydim ?
Hira ve annem yanı başımdaydı. Hira iyiydi.
"Hira? İyi misin " dedim karşımda Ömer'i görmemle şok geçirmiştim. En son olanlar sahneler şimdi yavaş yavaş yerine oturuyordu.
"Ömer ?" dedim hayretler içinde. Ömer kaşlarını çattı. Niye bana böyle tuhaf bakıyorlardı ki ?
"Hafsa iyi misin kızım?" Hafsa...
"İyiyim sadece başım çok ağrıyor " dedim elimi başıma götürdüğümde sargılı olduğunu fark ettim. Ama en çok Hafsa diye sorulmasına rağmen tereddüt etmeden cevap vermeme şaşırmıştım. Başıma tekrar keskin bir ağrı saplanmıştı.
"iyiysen evladım, niye Esma'ya Hira , Ahmet'e Ömer diyorsun" derin bir nefes aldım. Hepsi bir rüyaydı. Annem , arkadaşım ve kocam yanımdaydı. İki yıllık kocama Ömer demiştim. Bakışları haliyle sertti.
"Ben özür dilerim ama gerçekten mantıklı bir açıklamam var" dedim. Başım ağrıdığı için zorlukla konuşuyordum. Ahmet konuşmaya başladı.
"Dinliyoruz hanımefendi" çok kıskanç biriydi ve şu an sinirden deliye dönmüştü.
"benim yazdığım bir hikaye vardı ya onu yaşadım adeta. Ameliyat için anestezi verildikten sonra dünyaya gözlerimi kapatıp hikayemle yaşadım resmen oradaki karakterlerde sizin gibiydi karakterin nişanlısı Ömer'i sen olarak gördüm haliyle gözümü açtığım ilk anda idrak edemedim."
"Sen o yüzden saçmalıyordun" dedi annem . "Bizde psikologla görüştük. "
"Saçmalıyordun derken ? "
"bir ara uyandın , her şey yolunda diye doktor bizi eve gönderdi. Annemi arayıp babanla kardeşini sordun. Sonrada zaten rahatsızlandın geri geldik, nöbet geçirmişsin bir haftadır yatıyorsun." Babam ve kardeşim iki yıl önce trafik kazasında vefat etmişti. Her şey rayına oturmuştu şimdi. Rüyamda ki kopukluklar o anlamsız anlar her şey netlik kazanmıştı.
Karanlıklar iç içeydi, Aişe'nin karanlığı da benim içimdeydi.
"yazma diyorum sana işte en son kafayı yiyeceksin"
"Abi kız yeni uyandı hemen sıkma canını yazmak onun için terapi"
"ben niye terapisi olamıyorum niye başka şeylere ihtiyaç duyuyor?" evet bu da benim yazılarımı dahi kıskanan kocam.
"oda senin eksikliğin " yine birbirine girdi bunlarda. Görümce değil bal kardeşti.
"Hafsa bak şuna bir şey söyle ne eksiğim var benim" evet bu da Ahmedimin sızlanma faslı.
"ya yine başlamayın. Çocuk gibisiniz şu yaşımdan sonra birde sizinle uğraşıyorum" bu da bizim nazlı çiçeğimiz olan annemin isyanı. Diyaloglar standart Esmayla Ahmet hiçbir zaman anlaşamazdı . Ben her zaman ikizler iyi anlaşır sanıyordum ama öyle olmuyormuş. Bir annenin karnını paylaşıp beni paylaşamıyorlardı. Zorlu bir hayat yaşamışlardı. Yetimhanede büyümüşlerdi. Annemde hepimizin annesi oldu işte birbirimize tutunduk...
Ve nihayet evimize kavuştum. Hep beraber yaşıyorduk zaten pekte kimsemiz yoktu. Çatı katında kendime bir oda yapmıştım. Oda değilde kütüphane denebilirdi. Boydan kitaplıklar vardı ve çalışma masam. Masanın üstündeki kağıtlara gözüm ilişti ve günlük... Alıp kağıtları incelemeye başladım. Yaşadım tüm bunları yazmakla kalmamıştım Aişe'nin hislerini tamamen hissetmiş bütünleşmiştim En son Ömer'in öldüğü yerde kalmıştım o kısmı açıp yaşadığım hikayeyi okuyarak sonlandırma zamanıydı. Zaten tam zamanında uyanmıştım. Aişe'nin hikayesi son bulmuştu orada devamında yer alan röportajı okumaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçimde
SpiritualKaranlık... Önceleri karanlığın içinde olduğumu sanıyordum. Zamanla anladım ki karanlık benim içimde, onun karanlığı. Hangi sokağa koşsam sonu çıkmaz sokak. Hangi ışığa koşsam sonu karanlık. Labirent gibi , başladığım yerden biteceği yere kadar kar...