"bak bu kişiler bu anlattıkların senin hayal ürünün, aslında aynı kişiler değil mi? Musab'ın yüzünü hatırla ve şimdiki Musab'ı hatırla tamam isim benzerliği olabilir ama yüzleri nasıl anlatır mısın? " kaşlarımı çattım...
" aynılar " ama bu nasıl olur? bu adam neler söylüyor nereden bilebilir ki?
" işte Hatice bunlar gerçek değil senin önceden babandan dolayı bozulmuş olan psikolojin dostlarından ayrılmayı kabul etmedi. Çok büyük bir baskı sonucu sen onları yanında hissettin ve sonra sanki yabancılarmış gibi ilk defa hayatına aldın. "
" hayır , hayır bu mümkün değil onlar gerçek onları hissediyorum " dedim ağlayarak bunlar doğru olamazdı. Haklı olabilirdi ama ben bu defa kaybedemem dostlarımı.
" hissetmen çok normal, insan hayallerini duygularınıda hisseder. Peki ya gölün ora lokanta onlar da mı yok? "
"bak Hatice ben doğduğumdan beri burada yaşıyorum burada göl yok "
" oda mı hayal ürünü? Bakın bence bu kadarı da saçmalık. Artık söylediklerinizi duymak istemiyorum. Musab beni bekliyor ben çıkıyorum. "
" tamam tamam dur haklı olabilirsin işimden dolayı pek gezemiyorum. Bence teyzemle göle karşı bir öğlen yemeği yiyebiliriz bizi de götürür müsün?" sonunda bana inandı. Gülümsedim, kanıtlamam lazım götüreceğim onları.
"tamam hadi gidelim." hep beraber evden çıktık.
Gölün oraya geldik. Dönüp konuşmaya başladım."bakın şu muazzam sanat eserine bu hiç sahte olabilir mi? " diyerek gölü gösterdim. Şaşıp kaldılar. Tabi gölü görünce şaşırırlar böyle.
" Hatice burası benim gençlik yıllarımda diğer arkadaşlarımla top oynadığımız yer "
" yani? "
" yani burda göl falan yok hâlâ boş arazi "
Güldüm ama sinirden." neden bu dediğinize inanayım ki? Elimi içine koyup içinde yürüdüğüm ıslandığım gölün hayal olduğunu söylüyorsunuz? "
" bak lütfen şimdi beni dinlemeni istiyorum gözlerini kapat bir anlık bana bırak kendini sonrasında hâlâ aynı olursa söz ben göl olduğuna inanacağım. "
" tamam "
" şimdi kapat gözlerini...Ben söyleyene kadar sakın açma tamam mı? Buraya gelmeden önceye dönüyoruz kızları Musab'ı bıraktın. Vedalaşıyorsun " diye devam etti. Tam o anda omzuma biri dokundu irkildim.
" Hatice gözlerini açmalısın bizi kaybedecek bu adam, sen beni sevmeyeceksin, benim sevgimi görmeyeceksin, bana inanamayacaksın hadi aç gözlerini. "
" Musab. O burda gözlerimi açmalıyım onu görmeliyim "
" hayır Hatice lütfen iradeni koru , geldiğini nasıl anladın onun?"
"omzuma, omzuma dokundu birde konuştu hâlâ konuşuyor sinirli bana "
" bak o senin Musab'ın değil o sana dokunmazdı. Öyle değil mi? "
" hayır Hatice'm benim geldiğimi anla diye yemin ederim o yüzden seni kandırıyor ona inanma " dedi Musab. Allah'ım kafayı yemek istiyorum her kafadan bir ses. Gülsüm, Ravza, Gülten, Musab hepsi aynı anda konuşuyor. Benden ne istiyorlar hepsinden nefret ediyorum neden benim kötülüğümü istiyorlar hıçkıra hıçkıra ağlıyorum ama neden? Benim dostlarım gözyaşımı dindirendir, akıtan değil. Kulaklarımı sıkıca kapatıyorum ama hâlâ sesleri geliyor.
"yeter " diye bağırarak gözlerimi açtım. Babaannem ağlıyordu. Dönüp gölün oraya baktım. Yoktu göl yoktu. Lokanta yoktu. Hiçbiri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçimde
SpiritualKaranlık... Önceleri karanlığın içinde olduğumu sanıyordum. Zamanla anladım ki karanlık benim içimde, onun karanlığı. Hangi sokağa koşsam sonu çıkmaz sokak. Hangi ışığa koşsam sonu karanlık. Labirent gibi , başladığım yerden biteceği yere kadar kar...