16. Bölüm

1.8K 205 42
                                    

"ne tamam?"
" ayrılacağım Ömer'den "
" güzel, ara şimdi Ömer'i ve ondan ayrılacağını söyle ama sesi de aç "
" iyide niye ayrılıyorum ki ondan? Bir sebep yok "
" olmuyor de evlenmek için erkende bir şeyler söyle işte"
Telefonumu elime aldım elim titriyordu. Allah'ım ne olur yardım et.
Çalar çalmaz açtı telefonu keşke açmasaydı.
" Aişe neredesiniz? hadi ama hocam bizi bekliyor. Nikah saatini kaçıracağız" ah niye öyle dedin ki sen şimdi.
"Ömer..."
"ne oldu bir şey mi oldu? Sesin kötü geliyor "
" Nikaha gitmeyeceğiz "
" na-nasıl yani "
" Ömer olmuyor, yapamıyorum "
" Aişe ne olmuyor ne demek istiyorsun liseli ergenler gibi ben ayrılmak istiyorum tribine mi girdin ne oluyor? " ay resmen rezil oluyorum ya.
" evet ayrılmak istiyorum "
" Ne? Aişe saçmalama güneşte falan mı kaldın güneş mi vurdu, kafana falan bir şey düşmedi inşaAllah "
" ya Ömer ciddiyim ben niye dalga geçiyorsun? "
" of Aişe hadi geliyorum ben nikaha geç kalacağız "
" Ömer hayır ya gelme istemiyorum " resmen inatlaşıyoruz yaa.
" halâ boş boş konuşuyorsun "
" Ömer gelme tamam mı ciddiyim ben "
" neden? "
" önceden birine söz vermiştim tamam mı o sözümden dolayı seninle evlenemem "
" tamam " diyerek kapattı. Allah'ım ne olur anlamış olsun.
" rahatladın mı?"
"evet valla bak sende kurtuldun o ne ya adam manyak kabullenmiyor "
" manyak deme ona "
" iyi be tamam, amacım seni mutsuz etmek ve ulaşmama az kaldı görüşürüz sevdiğim " kusacağım sanırım o derece midemi bulandırdı.
Yanımdan uzaklaştığı anda Ömer'i aradım. Açar açmaz konuşmaya başladım.
" Görev tamamlandı patron"
"Aişe yine ne saçmalıyorsun Allah aşkına. "sesi çok kötü geliyordu.
" Ömer sana demiştim ya Faruk yanımdaydı beni tehdit etti ben ondan kurtulmak için sana onları dedim. Hastanedeyken konuştuk senle hatırla o zaman sana 'bak eğer yine birimizi sıkıştırıp bir şeyler söyletirse itimat etmeyecektik. Hiç ayrılmayacaktık biz "
" öyleydi ama..."
" ne ama Ömer? " diye sinirle soludum.
" değişti Aişe, o sözlerin çok içtendi bana ayrılmak istediğini söyledin " diye hayal kırıklığıyla söyledi.
" ya o rahat bıraksın diye ya niye öyle bir şeyi söyleyeyim sana? "
" bilmiyorum Aişe. "
" ya neyi bilmiyorsun ben seni seviyorum " bir müddet ses gelmedi bende öfkeyle söylediğim cümleyi yeni idrak ettim onu sevdiğimi ilk defa aşikar bir halde söylemiştim. Ama böyle bir durumda söylemeyi istemezdim doğrusu.
" inancım kalmadı Aişe. Kapatıyorum ben işim var "
Kaldırıma çöktüm tüm tükenmişliğimi rahat yaşayabilmek için. İnancım kalmadı dedi. ilk defa söylemiştim oysa onu sevdiğimi...Güvenmedi bana... Allah'ım...
Orada ağlayarak bir on dakika durdum sonra duyduğum sesle kafamı kaldırdım acaba hayal miydi?
" Aişeee" endişeli ve üzgün geliyordu sesi hayalimdeki hali bile bana inanmıştı o inanmadı.
"keşke inansaydı bana güvenseydi "
" inanıyorum ben sana "
" sen değil o "
" O kim? "
" Ömer "
" ben Ömer'im zaten"
"sen hayalimsin tabi bana inanacaksın ben gerçek Ömer'den bahsediyorum. " Ömer'in gözleri dehşetle açıldı.
" Aişe ben gerçeğim "dedi telaşla. Ne?! Bu doğru olamaz iyice rezil oldum. Ağlamaktan beynim durdu ne yapayım. Çaktırmayayım bari.
" gerçek olamayacak kadar bana inanıyorsun, gerçek Ömer olsan inancım kalmadı derdin "
" Özür dilerim ben şaka yapmıştım lütfen oradan kalk hadi kendine gel çok kötü bakıyorsun "
Demek şakaydı görürsün sen böyle şaka mı olur? Onun şakası yüzünden nikahıma gözlerim morarmış gideceğim.
" ben Ömersiz yaşayamam ki. Biz onunla evlenecektik ama o bana inanmadı bugün nikahımız vardı. "dedim boşluğa bakmaya devam ederek ses tonum o kadar korkunçtu ki bende kendime hayret ettim.
" Aişe kendine gel korkutma beni. "
" tüm hayallerim yıkıldı Ömer beni bıraktı ben ona mecburen onları söyledim ama o beni sevmedi o yüzden inanmadı bana... " dedim ifademi bozmadan.
" hayır Aişem ben seni çok seviyorum lütfen böyle düşünme " gözleri doldu biraz daha böyle devam edersem ağlayacaktı. Birden gülmeye başladım öyle bir baktı ki bana delirdiğimi sandı heralde. Gülmeyi bırakıp ' hadi nikahımıza geç kalıyoruz" dedim oda gülerek ayaklandı.
"şaka öyle değil böyle yapılır " dedim ki haklıydım da.
" hele bir şu nikah kıyılsın o zaman görüşürüz Aişe hanım" arabaya doğru ilerledik arabayı yukarıda bırakmış kızlarda içerideydi hemen bizde binip hocanın yanına geldik.
Nikâhımız kıyılmıştı. Şimdi ise Ömerle gözlerimizi ayırmadan birbirimize bakıyorduk. Hasret olduğum gözlere. Her gece onun için ağlayıp sonra tövbeler ettiğim, dualarımın gerçekleştiğinin kanıtı olan adamın gözlerine bakıyordum. Bu bile yeterdi. Gözlerin vuslatı bile dindirirdi yürek yangınımı. Ellerimi tuttu. O an dünya durmuştu. Elimi ilk tuttuğunda kanlar içindeydi. Kötü günleri atlatmıştık ve şimdi kavuşmuştuk. Sormak istediğim o kadar şey vardı ki ! Ama bozamazdım. Bu öyle güzel bir andı ki bozulsun istemedim. Gözümden bir damla yaş süzülmüştü. İlk defa sevinçten ağlamıştım. Eliyle gözümden akan yaşı silmişti.
"Ağlama Aişem gözlerine gülmek yakışıyor ağlayıpta yakma içimi" dediğinde gülümsemiştim.
Hep beraber yemek yemeye gittik kızlar ayrı masada benle Ömer ayrı bir masada oturduk.
Masanın altından ayağına tekme attım.
" ne oluyor ya "
" inanmamışmışmış şimdi inandın mı? " mışları fazladan fazladan söylemiştim.
"vallahi şakaydı ya hem sen beni çok mu seviyorsun ?" dedi gülerek
" yok ya ne sevmesi süs olsun diye evlendim "diyerek göz devirdim.
" bak hele bak sanki kendi yaptığı neydi delirdin sandım, biz nasıl bir çift olduk böyle ya" delirdimse sana delirdim diye bağırmak istesem de sustum çünkü o ne öyle ayıp zaten bugün yeterince dengesiz tavırlar sergiledim.
" itiraf etmek gerekirse başta cidden hayal olduğunu sandım " dediğimde kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Alıp çerçeve koyup saklamak istediğim bir andı.
*
Yorucu bir gündü ama muhteşem. Artık evli bir kadındım. Düğün ise yaklaşık üç ay sonra tam 18 olduktan sonra... Resmi nikah için sorun olmamıştı çünkü dedem benim doğduğum ayı karıştırıp erken yazdırmıştı.
Yorgunlukla kendimi yatağıma bıraktım. Aslında Ömer'e mesaj atsam iyi olurdu ama çoktan uykuya kucak açmıştım.
Sabah erkenden kaldırdı annem artık evde hiçbir şeye elini sürmeyecekmiş ben evi çekip çevirmeyi öğrenecekmişim. Evi temizledikten sonra akşam gelecek olan misafirler için hazırlık yapmaya başladım. Akşama Ravza teyzeler gelecekti.
Tekrar Browni yaptım Ömer beğenmişti onu.
Her şey hazırdı kapı çalındığında açmak için ayaklandım. Mustafa enişte yani Ömer'in babası önce girdi içeri.
"hoş geldiniz "dedim.
" hoş bulduk kızım "dedi uzattığı elini öptüm. İçeri babamın yanına geçti. Ravza teyze önce annemi sonra beni öptü. Ömer de annemin elini öptü.
" hoş geldin oğlum "
" hoş bulduk anne" dediği anda ben dahil herkes şaştı kaldı. Annem gülümseyerek omuzunu sıvazladı Ömer'in. Ravza teyze içeri geçerken bana bakış atmayı da ihmal etmedi. Annemde gittiğinde bir şeyi fark ettim. Rabia?
Tam soracaktım ki arkadan birinin sarılmasıyla çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.
"evlendin evleneli bizi unuttun"
"bir gündür evliyim Rabia "
" olsun bak bir günde bile belli ediyor. " bu kızların evde kaldık modun da olmaları benim zararıma ya hu. Oda içeri girdiğinde Ömer'in koluna hızlıca vurdum. O şaşkın bir vaziyette bana bakarken söylenmeye başladım.
" anneme niye anne dedin "
" çünkü annem "
" hayır benim annem "
" Aişem evlilik sana yaramadı, millet evlenince olgunlaşır sen çocuklaştın ya "
" diyene bak"
"bak halâ devam ediyor "
" beni nasıl bir duruma düşürdüğünün farkında mısın? "
" ne yaptım? "
" anneme anne dedin "
" eee "
" şimdi benimde Ravza teyzeye anne demem gerekiyor. "
" yani bir zahmet artık karımsın o da annen oluyor "
" ya basit mi? "
" evet "diyerek oda gitti. Ben böyle bir durumu kitapta okumuştum ve çok dalga geçmiştim çok saçma diye... Evet şimdi başıma geldi. Neyse ki Ravza teyze yani teyze de anne yarısı sayılır teyze demeye devam edeyim.
Yemeklerimizi yemiştik sıra tatlılardaydı. Sehpaları indirirken Ravza teyze
"yemekleri sen yapmışsın kızım eline sağlık çokta güzel olmuştu. "
" afiyet olsun Ravza teyze" dediğimde bana hayal kırıklığıyla baktı. Teyze dedim diye mi yani? Hem nasıl hayal kırıklığıyla bakıyorlar ya bir ben mi beceremiyorum?
Mutfağa geri döneceğim sıra kapının pervazına yaslanmış Ömer'i gördüm.
Mutfağa gittiğimde peşimden geldi.
"ne Ömer niye bana öyle bakıyorsun? "
" Aişem annem senden Anne demeni bekledi görünüşe göre çok üzüldü."
"saçmalama Ömer bunda üzülecek bir şey yok "
" tabi ama annem hep "benim iki kızım üç oğlum olacak Ömer'in karısı da benim kızım Rabia'nın kocası da Zeynep'in kocası da oğlum olacak" derdi yani onun için önemli. " çok ince bir düşünceydi. Ve empati kurduğumda haklı olduğunu gördüm.
" özür dilerim " dedim üzgün bir şekilde.
" özür dilemene gerek yok ben içeri bakayım "diyerek babamların olduğu odaya gitti bende tabakları alıp içeri geçtim. Ravza teyze halâ kırgın bakıyordu. Çayları içerken ettiğimiz muhabbet kara bulutları dağıtmıştı. Veda saati gelmişti. Yolcu edeceğimiz zaman Ravza teyzeye sarıldım.
" Allaha emanet ol anne" deyiverdim mutlulukla bana daha sıkı sarıldı.
"sende kızım "
Ömer tebessüm ederek bakarken Rabia sinirle bakıyordu. Bu kızda ciddi problemler vardı.
Burnunu sıkıp 'buraya gel cadı görümce' diyerek sarıldım. Sonunda vedalaşma faslı bitmişti, yani yarın tekrar görüşecektik bu kadar dramatize etmeye gerek yok...
Bayağı bulaşık birikmişti. Aslında biriktirmeden misafir varken yıkardım da annem gel kayınvalidenin yanında otur dediği için mutfağa el atmamıştım.
"abla dur ben yardım edeyim "dedi Taha.
" madem çok ısrar ettin tabi "
" çok ısrar etmedim ama neyse "
" abla "
" Efendim"
"niye evleniyorsun ya istemiyorum ben hiç kimsede fikrimi sormadı zaten ben anladım o Ömer Beyin gözü vardı sende "
" şşş o nasıl laf öyle enişten o senin. Hem erken söylemedin mi fikrini sence? Hani bugün nikah kıyıldı. "dediğimde göz devirdi ama enişte bana da tuhaf gelmişti.
" sende gidersen ben evde tek kalacağım zaten son bir yıldır varlığın yokluğun bir yeni yeni gülümsüyorsun mutlusun daha seninle zaman geçirmeden Ömer seni benden alacak"
" görende beni dünyanın bir ucuna gideceğim sanacak aynı mahallede olacağız  "
Taha'nın mızmızlığı devam ederken bulaşıklar da bitmişti.
Odama gittim oturdum. Tüm yorgunluğumun günlüğü görünce kaybolup gitti.
Hemen kıyafetlerimi değiştirip yatağıma oturdum. Günlüğü okumaya başladım.

Karanlığın İçimdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin