Karanlığın İçimde

18. Bölüm

"hocam Hayal AKSOY'U müdür bey çağırıyor " hoca sırıtarak bakıyordu tam sınıftan çıkacaktım ki duyduğum ses duraklamamı sağladı.

" bende geliyorum " dediğinde hoca kahkaha attı
" demek yobaz dayanışması, iyi git bari en azından sınıfta biraz hava alır " Musabla beraber sınıftan çıktık.

" niye geldin ki? " dedim.
" ağabeyler kardeşlerini yanlız bırakmaz "dedi. Ah Rüya yüreğimi incittin. Gözümden süzülen yaşa mani olamadım. Ben öyle demem ki, diyemem ki...
İçeri girdiğimizde Müdür bize aşağılayan gözlerle baktı.
" oo Musab bey geldiğin iyi oldu bende seni çağıracaktım. Sana gelince Hayal okula bu şekilde gelemezsin. O başındakini ve şu siyah şeyi çıkarman lazım "
" en son kılık kıyafet serbest demiştiniz?"
"biz bu giydiklerine kıyafet bile demiyoruz. Bu ülkede yaşıyorsan devletin kanunlarına uyacaksın. Burası laik bir ülke. Madem vazgeçmiyorsun Arabistana git o zaman orada senin gibiler çok "

" bende sizi bilgili sanıyordum. Laik bir ülke dediniz ya laiklik ne demek? Yada Atatürk bu ilkeyi neden getirdi? Sizin görevlendirdiğiniz hocalar bize laikliğin " din ve vicdan özgürlüğü" olduğunu söyledi. Ya siz bilgisizsiniz yada hocalarınız. Neyse. Devletin kanunları dediniz ya hani Atatürk hoşgörülüydü?
Ben istediğim gibi dolaşırım ve sizin buna müdahale etmeye hakkınız yok, size saygısızlık yapmak istemiyorum ama haddinizi bilin.! "

" neyse, Musab sen ceza alacaksın "
" hayır almayacak " dedim.
"Hayal senden izin istediğimi sanmıyorum..?"

"Babam buraya gelmeden dediklerimi yapmanız sizin için daha iyi olur diye düşünüyorum. " dediğim anında yüzünün rengi sarardı.
" çıkın gidin odamdan ama bu burda bitmedi küçük veletler "
Odadan çıkınca gülmeye başladık, gülüşümüzü bozan sese çevirdim bakışlarımı.
" Hatice? " dedi Rüya ses tonunda bir şeyler vardır anlamlandıramadığım.
" ne oldu Rüya, sesin iyi gelmiyor ?"
" ben sınıfa gidiyorum Hatice sonra görüşürüz "dedi Musab'ı başımla onaylayıp Rüyaya yöneldim.
" bir şey olmadı. Biraz dışarı çıkalım mı? " beraber bahçeye çıktık.
" Hatice siz Musabla? Öyle bir durum yok değil mi? "
" Rüya İslam dini flörtü yasaklamışken nasıl böyle bir hataya düşelim, sevgili falan değiliz "dedim sinirle hep aynı soru sıkıldım artık.
" peki Musabla evlenmeyi ister misin?" dedi öyle bir ses tonuyla soruyordu ki..
Amacını çözemedim.
"ne alaka Rüya bu soruların sonucu neye varacak merak ediyorum, amacın ne senin? " durdu durdu bir müddet cevap vermedi. Sonra aniden patladı.
" ya ben Musab'ı seviyorum anlasana! Sense her dakika onun yanındasın, yanından ayrılacağı zaman sana nereye gittiğini bile söylüyor, ben Musab'ın ilk defa az önce senin yanında güldüğünü gördüm. Sakallarının arasında ki gamzeyi ilk defa fark ettim ilk defa gülüşünü sana sundu. Neden ben değilde sen, neden? Bende Müslüman oldum. Madem aranızda birşey yok çekil o zaman aramızdan " tek bir yere odaklanmıştım, Musab'ın gamzeleri mi var?
" sana diyorum Hayal! " hiçbir şey demeden okula gittim. Bir tebessüm takılı kalmıştı. İlk defa seninle güldü dedi. Dualar...

Sınıfa girince yine köşeye geçtim. Sınıftakiler yine bişeyler diyordu ama Musab yanımda diye kimse cesaret edemiyordu.

Defterimi açtım.
Yazasım gelmişti. birden elimden defter çekildi neye uğradığımı şaşırdım Emre'ydi bu.

" ver defterimi "dedim sakince.

" Hayalim sanki seni tanımıyoruz kesin şiir yazıyorsun ve ben o şiirden mahrum kalmak istemem "diyerek kahkaha attı. Ama hayır olamazdı bu. Musab bakışlarını bana çevirdi. Sorun değil dedim ama çok büyük bir sorundu. Musab yanımdaydı çünkü. Ve yazdığım...