"neeee?"
"dediğim gibi işte " demişti bu kadar basit miydi?
" anne sana inanmıyorum yaa ne istemesi benden habersiz nasıl bunu yaparsın? "
" kızım çok konuştun hadi hazırlan.. Hımmm acaba ne giysen? Zümrüt yeşili mevlana elbiseni giy üstüne de örtünü güzelce yap. "
" hiçte bile feracemle geleceğim hatta gelmeyeceğim. "
Beni takmadan dolaptan elbisemi çıkardı."Hazırlanıp aşağı gelmezsen bir daha seninle konuşmam " diyerek odadan çıktı el mahkum giyinecektim hem zaten babam beni evlendirmez ki küçüğüm ben daha...
Birde günlük en heyecanlı yerde kalmıştı. Meraktan deliye döndüm oturup biraz daha okusam bırakamazdım en iyisi gece okumaktı.
Annem, istemeye gelecekler, dedi kimin geleceğini bile söylemedi. Kim olduğu da umrumda değil gönlümde biri varken kimseye haksızlık yapamam. Benim sözüm vardı... Söz demişken....
Ömer'i son görüşümdü. Artık büyümüştü bizimle oyun oynamayacaktı. O dokuz ben 6 yaşındaydım.
"son defa, son defa evcilik oynayalım mı? "
" Aişe hayır ben çok sıkılıyorum ama "
" o zaman sana Ömer abi diyeceğim. "
" tamam tamam hadi oynayalım. Ama bir söz ver bana "
" tamam söz "
" daha söylemedim ki? "
" olsun sen ne desen razıyım ben "
" tamam benden başka kimseyle evcilik oynamayacaksın, evlenmekte yok. " dediğinde küçük bir kahkaha atmıştım.
" ben zaten senden başkasıyla evcilik oynamadım ki. Hem evlenmem de.. "
" anlaştık o zaman "
" anlaştık "
Küçük çocuklardık ama konuşmalar büyümüşte küçülmüş olduğumuzu ispatlıyordu. Bu sözün hükümsüz olduğunu söylemişti Ömer bana. Kapatmıştı kapıları yüzüme. 14 yaşında konuşmuştum sözümüzü hatırlatıp onu sevdiğimi söylemiştim. Deli cesaretiydi benimki. O zamanlar sevda dilime hükmedememişti. Susmamıştı dilim. Ömer dalga geçmiş sevgimi ve beni küçümsemişti. Aklıma gelen anılar kalbime ok gibi saplanmıştı. Ama yine affettim onu kıyamıyordum ki..Kapı çaldı annem bana seslendi. Ah anne gönlünde bir harama duygu besleyen bu kızını nasıl görücü önüne çıkarırsın. Hangi yüzle çıkarım.
Hemen odamdan çıktım başım önde kapıyı açtım hoş geldiniz diye mırıldandım. Ne dediklerini duymadım bile şuan ben ne yapıyordum kalbim sıkıştı. O sıra bana uzatılan çiçekle başımı kaldırdım karşımda gördüğüm kişiyle gözlerim kocaman açıldı. Kesin hayal falan görüyorum ya ben yada bir yerde uyumuşumdur.
Yarına hazırlıklı ol, demişti. Ah nasıl tahmin edemedim, nasıl tahmin edebilirdim ki? Hayallerim gerçekleşiyordu. Bana çiçeği uzatan bir Ömer. Ben çiçeğe şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken birden boynuma sıkıca sarılan Rabiayla kendime geldim." abim damat oluyor sırada bana geliyor " diye mırıldanmaya başladığında Ömer aniden kafasına vurdu.
" sus kız seni vermem ellere "
" elin kızını alıyorsun ama " deyip dil çıkardığında Ömer göz devirdi. İçeriye geçerken söylendiğini duydum." elin kızıymış önce teyzemin kızıydı şimdi annemin gelini olacak ne eli " söyledikleri hem şaşkın hemde mutlu bir Aişe bıraktı ardında. Rabia kolumdan tutup beni mutfağa çekiştirdi. Hâlâ uyanmayı bekliyordum. Başka türlü açıklaması olamazdı bu durumun.
" Aişe ya halâ çok şaşkınım ayy yengoş diyeceğim bundan sonra sana " ikimizde gülmeye başladık.
" ama Aişe senin ağabeyim gibi bir odunu seveceğin aklımın ucundan geçmezdi.. " nasıl
yani? Nereden biliyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçimde
SpiritüelKaranlık... Önceleri karanlığın içinde olduğumu sanıyordum. Zamanla anladım ki karanlık benim içimde, onun karanlığı. Hangi sokağa koşsam sonu çıkmaz sokak. Hangi ışığa koşsam sonu karanlık. Labirent gibi , başladığım yerden biteceği yere kadar kar...