SS "4"ŞANSA BAK

957 107 5
                                    

Medyada ki Ela
.........................
Bölüm düzenlenmiştir.
.........................

Sınıfa girdiğimde fısıldamalar duyuyordum.
"Yeni kız bumuy muş? Adı Elamıy mış?" Sonra fısıldamalar yerini yüksek seslere bıraktı.
Sanki sınıflarına ilk defa yeni kız geliyordu.

Düşüncelerimden sıyrılıp arka tarafa baktım. O da ne Allah'ım lütfen yanlış görmüş olayım. Lokantadaki çocuk mu o?? Gözlerimi devirdim ve yeniden o tarafa baktım. Bana bakıp sırıttı. Evet oydu. Ne gülüyorsun be ukala pislik demek istedim ama tabiki de diyemedim.

Arkaya ilerlerken yanıma iki kız ve iki tane erkek geldi. Öndeki kız elini uzattı ve "Ben Derya" dedi. Elimi uzattım ve "Ela" dedim. Arkadaki kız kısaca Eylül dedi. Erkeklerin ismi de Mustafa ve Canermiş.

Derya yeşil gozleri ve sarı saçlarıyla çok güzel bir kızdı. Eylül'ün ela gözleri ve kumral saçları vardı.Mustafa siyah saçlı beyaz tenli ve gözleride siyahtı. Caner ise esmer di.
Bu dörtlü beni çok sıcak karşılamıştı. Galiba yalnızlık çekmeyecektim.

Arkalardan boş olan bir sıraya geçtim. Mustafa ve Eylül ön sıraya Caner ve Derya masanın üstüne oturdular.
Söze başlayan Mustafa oldu.
- Nereden geldin buraya?
-İzmir'den dedim. Bu sefer derya sordu.
- Sevgilin var mı?
-Yok. Gülümsediler. Caner Derya'ya baktı ve gülümseyerek "İlk günden kıza bu soruyu mu soruyorsun" dedi. Derya :
- Ay caner ben kızım tabiki de böyle sorular sorucam.
Hepimiz gülümsedik.
Ne kadar tatlı bir arkadaşlıkları vardı. Çok sevmiştim bu dörtlüyü.

Sınıfa hoca girdi Derya ve Caner sıranın üstünden kalkıp Mustafa ve Eylülün önüne oturdular.
Hoca beni yanına çağırdı.
-Seni daha önce görmedim yenimi geldin?
- Evet hocam yeni geldim.
- Ben Seda edebiyat öğretmeninim kendini bize tanıtırmısın?
"Adım Ela Gündoğdu İzmir'den geldim. Hoca teşekkür etti bende yerime geçtim.

Ders sırasında birkaç kez Alp'in bana bakıp sırıttığını gördüm. Yüzümü asarak ne var dermiş gibi kafamı salladım. Ellerini kaldırarak sessizce "Hiiiç" dedi.
Teneffus zili çaldığında dışarı çıktık. Alp önümü kesti ve

-Vayy sakar ve bir o kadarda hırçın kızda bu okula gelmiş desene çok eğlenecez.

-Evet bay ukala bu okula geldim ama kim kimle eğlenecek görücez. Alp şaşırmış gibi bana bakıyordu. "Ne yoksa sana laf sokabileceğimi düşünmemişmiydin?" diye sordum ukalaca  "Hayır sandığımdan daha gıcıksın" dedi gülerek. "Senin kadar olamasamda" dedim ve hani şu laf soktum, altta kaldın, kes sesini artık mal, gülüşü varya işte tam olarak o gülüşü sergiledim yüzümde.

"Son gülen iyi güler hı bu arada bundan sonra okul dışında da bağımız olacak " dedi göz kırptı ve gitti. "Okul dışındada bağımız olcak derken" dedim ama beni dinleyen kim? Bastı gitti öküz.

Bunun üzerine Canergil yanıma geldi ve bahçeye çıkarak kamelyalara oturduk ve sohbet ettik.
Caner "Alp'i nereden tanıyorsun?" diye sordu. Bende Alp'le nasıl tanıştığımızı anlattım.

Bu sırada Caner ve Alp'in aralarının bozuk olduğunu ve Alp'in arkadaşlarının isimlerini öğrendim. Aralarının neden bozuk olduğunu öğrenemesemde Caner şuan bu konuyu konuşmak istemediğini ama en kısa bana söyleyeceğini dedi.

Konuştuklarımız dan çıkardığım sonuç ise Alp'in arkadaşlarınında en az onun kadar gıcık olduklarıydı. İsimleride "Ali, Samet,Aslı ve Melismiş. Zilin çalmasıyla sınıfa geçtik.
         ...............................
Toplam gördüğümüz dokuz dersten sonra okul bitmişti. Bizimkilerle vedalaşıp servise bindim. Aslında ilk günüm düşündüğümden daha güzel geçmişti.

SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin