Bölüm düzenlenmiştir.
Caner'in dedikleri hepimizi şok etmişti. Bizi tanımıyordu. Doktor bunun geçici bir hafıza kaybı olduğunu söyleyerek bizi biraz da olsa rahatlatmıştı.
"Ela! Hadi kızım gidiyoruz." Annemin beni çağırması üzerine "Tamam anne Caner'e bakıp geliyorum" dedim ve Caner'in olduğu odaya girdim.
Alp'te oradaydı. Canere baktım ve "Görüşürüz" dedim. Caner "Görüşürüz maviş" dedi. Takmıştı bu kelimeye. Bana maviş diyip diyip duruyordu.
"Maviş değil Ela" dediğimde Caner "Ha maviş ha Ela ne farkeder?" dedi. "Ya sabır" dedim ve Alp dayanamayıp bir kahkaha patlattı. Alp'e kaşlarımı çatarak "Ne gülüyorsun ya" dedim.
Caner oradan lafa atladı "Gülmekte mi yasak maviş?" Alp yine bir kahkaha patlattı. Caner'e doğru döndüm. "Umarım biran önce hafızan yerine gelir yoksa bu gidişle seni öldüreceğim." Caner Alp'e baktı ve beni göstererek "Deli deli" dedi. Alp artık kahkahalara boğulmuştu.
Kaşlarımı çatıp sinirli bir sesle "Bay bay" dedikten sonra odadan çıkıp aşağı indim. Tamam hafızasını kaybetmiştide sinirimi bozmuştu yani.
Burak amca ve Seda teyzeyle vedalaşıp arabaya bindik. Bir süre sonra eve geldik. Saat bayağı geç olmuştu. Hemen odama çıkıp duşa girdim. Hastanenin kokusundan nefret ediyordum.
Yaklaşık bir saat duşta durduktan sonra çıkıp üzerime pijamalarımı geçirdim. Alarmımı kurup kendimi yatağa attım.
Yarın günlerden perşembeydi. Cuma günü yarışma pazar günüde doğum günüm vardı. Bunları düşünürken göz kapaklarım kapanıyordu. Daha fazla uyumaya karşı direnmeyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
..........................
Sabah alarmımın sesiyle uyandım. Okul kıyafetlerimi giyip aşağıya indim. Karnım açlıktan zil çalıyordu sanki. Kahvaltı hazırladım.Kahvaltımı yaptıktan sonra masayı topladım. Servisin korna sesini duydum ve evden çıktım.
Servise binip yerime geçtim. Bir süre sonra okula vardık. Servisten Ali'yle beraber indik. Ali'yle sohbet ederek ilerliyordukki karşımıza Alp ve Caner çıktı. Bir dakikaya ya Caner'in evde olması gerekmiyormuydu diye düşündüm içimden.
Yanımıza geldiler ve Caner "Ne haber maviş" dedi. Caner'e baktım ve "Maviş değil Ela" dedim. Alp yine kıkırdıyordu. Sonra Alp'e döndüm ve şöyle bir soru yönelttim. "Caner'in evde yatıyor olması gerekmiyor muydu?" "Kendini iyi hissediyormuş. Doktoruda onay verdi hem hafızasını yerine getirmek için onu eski arkadaşlarıyla konuşturmamız gerekiyormuş" dedi çok bilmiş bir tavırla.
Ali "Ne oluyor? Ne hafızası?" Diye iki tane soru yöneltti. Ben "Caner hafızasını kaybetti. Geçici olarak." dedim sessizce. Ali kafasını tamam dermiş gibi salladı. Hep beraber sınıfa çıktık. Sınıfa çıktığımızda Derin yanımıza gelip "Ex aşkın kurtulmuş gözün aydın" dedi.
Alp sinirle kaşlarını çattı. "Derin uğraşma." "Ay Alp sende bu kızın kurtarıcı meleği oldun" diyen Derin'e sinirli bir şekilde baktım. Caner "Kim bu şeytan?" Diyince Alp,Ali ve ben kahkaha patlattık.
Derin sandığımdan daha akıllı çıktı ve "Hafızasını mı kaybetti bu?" Diye sordu. O sırada arkamızdan "Caneer" diye bir bağırış duyduk.
Derya aramızdan sıyrıldı ve Caner'in önünde durup ona sarıldı.
Caner "Kim bu?" diye sorunca Derya geri adım attı ve Caner'e şaşkınca baktı. Ben Derya'ya baktım ve "Geçici olarak hafızasını kaybetti" dedim.
Arkamızdan "Nasıl ya" diyen kişiye baktım ve Eylül'ü gördüm.
"Kaza sırasında kafasını vurduğu için geçici olarak hafızasını kaybetti" dedim. Hocanında gelmesi üzerine hepimiz yerimize geçtik.Ders sırasında Deri'nin Alp'e baktığını gördüm. Kıskanmıştım. Alp'e her geçen gün daha bağlanıyordum.
Zilin çalmasıyla birlikte dışarı çıktık. Arkadaki kamelyaya Samet, Alp, Derya, Eylül, Mustafa, Ali,Caner ve ben oturduk. Caner'e arabanın çarpması sonucunda Alpgille Mustafagilin aralarındaki buzlar erimişti. Derin,Melis,Aslı üçlüsü bizden ayrı takılıyorlardı. Kamelyada kısa bir süre sessizlik oldu. Sonra Samet "izninizle Derya'yı kaçırıyorum" dedi ve Derya'nın bileğinden tutup uzaklaştılar.
Bizde Caner'e geçmişi anlattık hafızası yerine gelsin diye. Zil çaldı ve sınıfa çıktık. Derya ve Samet bizden sonra girdiler sınıfa. Derya yanıma gelip oturdu ve "Samet" dedi ve devamını ben getirdim "Senden hoşlanıyor" dedim. Derya "Evet" dedi ve boynuma sarıldı.
Sonra geri çekildi ve "Bir dakika sen nereden biliyorsun?" Diye sordu. "Samet bana söylemişti" dedim. "Ve sen bana söylemedin"
"Ne yapayım Samet öyle istedi" dedim. Sonra ekledim. "Mustafa'ya söyleyecekmisin?"
"Neyi bana söyleyecek mi?" Dedi. Arkama döndüğümde bunu söyleyenin Mustafa olduğunu gördüm.Derya ayağa kalkıp ön sıraya oturdu. Mustafa'da onun yanına geçti. Derya söze tam başlayacaktı ki hoca içeri girdi. Derya "Tenefüs te konuşuruz artık." dedi.
Derste hocanın sorduğu bir kaç soruya cevap verdim. Kafamı yavaş yavaş derse veriyordum.
Sonunda beklediğimiz tenefüs zili çaldı ve dışarı çıktık. Yine aynı grup aynı kamelyaya oturduk. Derya ayağa kalktı ve "Mustafa bir gelsene" dedi. Mustafa ayağa kalktı ve uzaklaştılar.
Samet "Ne oluyor?"dedi. "Derya sevgili olduğunuzu Mustafa'ya söyleyecek." "Bende gideyim mi?" Diye soran Samet'e baktım ve "Tabi tabi git. O sinirle Mustafa sana yumruk geçirsin sonra altta kalmamak için sen ona yumruğunu geçir. Alp'le Ali'de karışsın olaya süper olur" dedim.
Caner durdu ve "Maviş haklı" dedi. Caner'in dediğine hepimiz güldük. O sırada Mustafayla Derya yanımıza geldi. Samet ayağa kalktı. "Bana bak Samet Derya'yı küçülüğümden beri tanıyorum. Kardeşim gibide seviyorum. Eğer Derya'yı üzersen bende seni üzerim" dedi.
Samet "Asla Derya'yı üzmeyeceğim" dedi. O sırada zil çaldı ve sınıfa çıktık. Bu dersle birlikte gördüğümüz yedi dersten sonra okul bitti.
Ali ile birlikte servise bindik. Yan yana oturduk. Ali "Sağol" dedi. "Ne için?" Diye sordum. Bizi yarın dersten kurtardınız" dedi. "Bir şey değil" dedim gülümseyerek.
Ali şundan bahsediyordu ;Yarın müzik yarışması için sınıfımız bizi desteğe yarışma olan yere geleceklerdi. Böylece derstende yırtmış olacaklardı.
Servis bizim evin önünde durdu. Ali'ye ve Erhan amcaya "Görüşürüz" dedim ve servisten indim. Bu gün alış veriş merkezine gidecektik Eylül ve Derya ile. Yarışma için elbise alacaktık. Annem den izin almam gerekiyordu. Anahtarımı çıkardım ve kapıya takıp eve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ?
HumorSevecen bir kız düşünün. Acılara rağmen gülen. En önemli sözü gülmeyi unutma olan. Ukala bir çocuk düşünün. Aşka küsen. Ukala ama bi o kadarda tatlı. Bu iki kişinin yolları kesişirse ne olur. Ortaya nasıl bir hayat çıkar. Merak edenler oku bölümüne...