SS "10"YARDIM EDİN

659 73 8
                                    

Bölüm düzenlenmiştir.

Alp buradaydı. Acaba ne işi vardı burada Alp'in. Derin bir nefes alıp Alp'in yanına gittim.
- Ne yapıyorsun burada?
- İş yerinde çok acil bir iş çıktı babam la baban oraya gittiler annemgilde hastanenin kafeteryasına indiler bende burada bekliyorum dedi. Tamam dermiş gibi kafamı salladım yaklaşık on dakika hiç konuşmadık sessizliği bozan hemşirenin o bağırması oldu:
- Hemen doktor beyi çağırın hemen, hastayı kaybediyoruz.
Bu dediği kişi abim olamazdı herhalde. Olmamalıydı. Hemen Keremin olduğu tarafa gittim  hemşireler telaşlı bir şekilde abimin odasında koşturuyorlar.

Alp e baktığımda yüzüme bakıp geri kafasını indirdi. Hayır ya kereme birşey olamazdı. O arada doktor içeri girdi o elektra şok denilen aleti hazırladılar ve kereme değdirdiler kerem havaya yükselip geri yatağa düştü.

Dizlerimin üzerine çöküp
- Yardım edin diye bağırmaya başladım. Normalde bir erkeğin gözü önünde ağlamayı sevmezdim ama göz yaşlarımı tutamadım ağladım, bağırdım. Ona bişey olamaz biz daha yeni barıştık. Ona daha abi bile diyemedim. Onunla abi kardeş gibi gezemedik ki daha, şimdi beni bırakıp gitmesi ne kadar doğru. Ona bi şey olmamalı.

Alp de dizlerinin üstüne çöktü ve bana "Sakin ol " dedi.
Kolaymı sanıyordu bu durumda sakin olmayı abim ölüyordu ya, abim ölüyordu. Sesimi azalttım yere tamamen oturup yüzümü kapattım ve sessizce ağlamaya devam ettim.

Yakın birinin ölmesinin ne demek olduğunu tam bilmezdim. Zaten kendi halinde küçük bir ailem vardı ve daha hiçbiri ölmemişti. Şimdi Kerem ölemezdi. Ölmemeliydi.

Bir iki dakika böyle durdum sonra doktorun dışarı çıkmasıyla ayağa kalktım doktor yanımıza geldi ve
- Hayati tehlikeyi hala atlatamadı yeniden bir ameliyat gerekebilir dedi ve gitti. Yine göz yaşlarım ben fark etmeden akmaya başlamıştı. Alp:
- Herşeyin güzel olacağına inan başka birşey düşünme abin iyi olacak dedi.
Alp e sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum çünkü beni ayakta tutacak bi omuza ihtiyacım vardı ama yapamadım .

O sırada annemle seda teyze-  Alpin annesi - geldi annem ağladığımı gördü ve
- Ne oldu kızım dedi. Olanları anlattım. Annem de ağlamaya başlamıştı anneme sıkı sıkı sarıldım ve bende ağladım.
Annem kendini toparladı ve - Alp Ela'yı alıp dışarı çıkarırmısın dedi. Alp olur dermişcesine kafasını sallarken ben tam zıttı olarak hayır dedim. Annem
- Hadi Eka sadece hava almak için. Ben birşey olursa sana haber veririm dedi. Annem zaten üzgündü ve onu daha çok üzmek istemiyordum.
Benimde tamam demem üzerine hastanenin bahçesine indik.

Bahçede boş bir bank bulmuştuk. Oraya oturduk. Alp bu günkü kavgadan sonra eskisi gibi değildi. Soğuk davranıyordu. Bunları düşünürken
- İyimisin diye bir soru yöneltti Alp.
- Ne kadar iyi olabilirim ki dedim ve kafamı yana çevirdim. Kafamı yana çevirdiğimde Canerin bize doğru geldiğini fark ettim. O sırada Alp de kafasını çevirmişti. Alp ayaklandı Caner de yanımıza geldi ve aynı anda
- Senin ne işin var burada dediler. İkizlermiş gibi sinirlendiklerinde aynı anda konuşuyorlardı. Yine birbirlerinin üstüne yürümeye başladılar. Sinirlendim ve
- Benim abim içerde can çekişiyor siz burda kavga ediyorsunuz kendinize gelin ya dedim ve hızlı adımlarla hastaneye ilerledim.

Yukarı çıktım ve annemin yüzündeki hüznün gittiğini ve hafifte olsa güldüğünü gördüm. Hemen yanlarına gittim. Annem
- Kerem hayati tehlikeyi atlattı normal odaya alacaklar sadece şu önümüzdeki iki saat çok önemliymiş dedi. Hemen camdan içeri baktım. Kerem'e bakarak içimden dua ettim. Derin bir nefes aldım ve sonra anneme sarıldım.

O sırada Alp ve Caner gelmişti seda teyze Caner'e sarıldı ve
- Hoş geldin oğlum dedi. Caner bi şey demedi. Caner yanıma gelip
- Özür dilerim yaptığımız yanlıştı bu arada geçmiş olsun. "Tamam önemli değil sağol." dedim.

............İki saat sonra...........

Seda teyze burda kalmak için çok ısrar etti ama annem gerek olmadığını söylemişti. Her şey için teşekkür ettik Seda teyze Caneride Alp' i de alıp gitti. Alp giderken "Ne olursa olsun yanındayım birşey olursa ara" demişti. Neden bilmiyorum ama bu bana güven vermişti.

Doktorlar keremi normal odaya almıştı ve babamda yanımıza geldi.

Doktor keremin yanına çok uzun durmama şartıyla birisinin girebileceğini söylemişti. Israrlarım üzerine ben girdim odaya. Kerem uyanıktı. Yanına gittim ve sandalyeyi çekip keremin yanına oturdum.
-  Çok korkuttun bizi dedim
- Sen mi benim için korktun dedi.
- Evet korktum. Sana bişey olmasından seni bir daha görememekten korktum abi dedim. Kerem şaşırmıştı
- Ela bana abi dedi ölsemde gam yemek artık.
- Şu anda bile gıcıklık yapmayı başarıyorsun. Gülümsedi biraz konuştuk ve doktorun uyarması üzerine dışarı çıktım. Çok yorulduğum için eve gitme kararı aldım.

Hastaneden çıktım ve taksi beklemeye başladım. Bir tane bile taksi gelmemişti. Belki yolda bulurum diye yürümeye başladım. O sokağa girdim bu sokağa girdim derken kaybolduğumu anladım. Benim akılsızlığım. Daha hiç bir yerini bilmediğim bu şehirde ne işim vardı bu sokaklarda.

Düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan şey ağzımı kapatan bir el oldu.

Sizce bu kimin eli??

SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin