Bölüm düzenlenmiştir.
Bugün yine alarmım beni uyandırdı. Her zamanki gibi sıradan bi gün beni bekliyordu. Yatağımdan yavaş hareketlerle kalktım ve yüzümü yıkamak için banyonun yolunu tuttum. Yüzümü yıkadıktan sonra okul kıyafetlerimi dolabımdan çıkartıp giydim.
Aynamın karşısına geçip saçımı kalemle doladıktan sonra her zaman ki gibi hafif makyaj yaparak kahvaltı için aşağı indim. Dolaptan sütümü ve mısır gevreğimi aldıktan sonra karıştırıp yedim. Erhan Amca'nın korna çalmasıyla dışarı çıktım. Servise binip her zaman ki gibi yerime oturup kulaklığımı takıp müzik dinledim.
Bir süre sonra okula geldik. Servisten indiğimde karşımda Alp belirdi. Her seferinde olduğu gibi göz kırptı kalbim hızlıca çarptı. Bende ona gülümsedim. "Günaydın güzellik." "Günaydın" dedim ve okula girdim. Merdivenlerden ikinci kata çıktım ve beni arkadaşlarım karşıladı. Hep beraber sınıfa girdik. İlk dersimiz matematik di
ve zaman çabucak geçti.
Üçüncü dersteydik. Derse o kadar çok konsantre olmuştum ki telefonun titremesiyle irkildim.Telefonuma gizlice baktım ve annemin beni iki kez aradığını gördüm, bana ulaşamayınca mesaj atmıştı. Mesaj sembolüne dokunup mesajı okumaya başladım ve şok oldum. Kerem yarış motoruyla aşırı hız yaparak kaza yapmıştı. Ben neye uğradığımı şaşırdım. Şaşırmanın verdiği etkiyle ayağa kalktım ve edebiyat öğretmenimiz 'ne oldu' edasıyla bana baktı. Seda Hoca ile dışarı çıktık.
Seda Hoca:
-Ne oldu Ela?
Kerem için birden ne demem gerektiğini düşündüm-üvey abim diyecek halim yoktu herhalde-
-Abim kaza yapmış hocam.
-Nasıl?
-Aşırı hızdan dolayı...
- Geçmiş olsun. İnşallah kötü bir şeyi yoktur. Müdür muavininin yanına gitmelisin. Kendine dikkat et.
-Teşekkür ederim hocam.
Hızla müdür muavininin yanına gittim.Daha sonra annemi aradım ve nerede olduklarını öğrendim.Hemen yoldan geçen taksiyi durdurup bindim ve
-Gaziosmanpaşa Taksim Araştırma Hastanesi ne gidelim lütfen,yalnız biraz çabuk olursak çok iyi olur.
-Tamam ablacım.
Taksideyken akan gözyaşlarım istemsizce akıyordu.
Bir süre sonra hastaneye gelmiştik. Hemen ikinci kata çıktım, annemi aradım ve sonunda ameliyathaneyi buldum.Annem ve babam olayın verdiği şokla bekliyorlardı.Anneme sarıldım. Taksideyken usul usul akan gözyaşlarım artık bardaktan boşalırcasına akıyordu. Babam ve annemde harap haldelerdi. Kerem'in durumu gerçekten kötüydü.
Neredeyse yarım saat kadar ameliyatın bitmesini beklemiştik. Sonunda hemşireler çıktı ama hiç bir bilgi vermediler. Doktor çıktı ve
- Hasta hayati tehlikeyi atlatamadı. Siz her türlü habere kendinizi hazırlayın. dediğinde yıkılmıştım.
Daha yeni barışmıştık Keremle. Onunla aramız iyiydi ve şimdi bana onun ölebileceğini mi söylüyorlardı. Ameliyathaneden keremin üstünde bulunduğu sedyeyi çıkardılar yoğun bakıma alacaklardı kerem gerçekten çok kötü görünüyordu.Yüzünde kan ve çizikler vardı. Yoğun bakıma giderken Kerem'in elini tuttum ve
- Daha sana abi diyemeden nereyee deyip hıçkırıklara boğuldum.......... Bir saat sonra ............
Çok yorulduğumdan dolayı hastanenin normal odalarından birine girip uyumuştum. Kalkıp yoğun bakımın olduğu yere yöneldim. Yoğun bakımın olduğu yere gittiğimde Eylül ve Derya yı gördüm. Yanlarına gittim ve ikisine birden sımsıkı sarıldım. Derya :
- Mustafa ve caner de gelmek istediler ama sadece biz gelebildik.
- Düşünmeleri yeter. Dedim.
Eylül sırtımı okşadı.
- Merak etme abin iyi olacak.
Teşekkür ettim ve şu soruyu yönelttim.
- Sizin nereden haberiniz oldu?
- Ders çıkışı hocanın yanına gittik o söyledi dedi Eylül.
Derya:
- Bizim gitmemiz gerek sonra yine geliriz istersen senide eve bırakalım dedi. Tam o sırada annem geldi önce arkadaşlarım annemle tanıştılar sonrada anneminde ısrarı üzerine Deryagille hastaneden çıktım. Onlar okula gitti ben eve. Aslında hiç gitmek istemiyordum. Hem annem hiç iyi değildi hemde aklım burda kalacaktı.Eve geldiğimde saat 03:30 du. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim aşağı indim ve Kereme bişey olmaması için saatlerce dua ettim. Bir süre sonra annem eve geldi.
"Neden geldin anne. Kerem'in yanında kalsaydın." dedim ağlayarak. Annem de ağlıyordu.
"Kızım benim yapabileceğim bir şey yok. Baban birşey olursa bize haber verecek. Senide düşünmem lazım." dedi. Sesi tittiyordu.
.............
Akşam olunca annem de bende odalarımıza çekildik. Bu saate kadar babamı en az 5-6 defa aramıştık. Kerem'in durumunda hala bir değişiklik yoktu. Babamda buraya gelmemiz konusunda ısrar ediyordu. Bunun üzerine annemde bende hastaneye gitmemiştik.Yatağıma uzanıp bir an için böyle bir şey olmadığını hayal etmeye çalıştım. Ama gerçekler her seferinde kendini belli ediyordu. Ve ne yazık ki elimizden dua etmekten başka hiç bir şey gelmiyordu. Ne yazık ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ?
HumorSevecen bir kız düşünün. Acılara rağmen gülen. En önemli sözü gülmeyi unutma olan. Ukala bir çocuk düşünün. Aşka küsen. Ukala ama bi o kadarda tatlı. Bu iki kişinin yolları kesişirse ne olur. Ortaya nasıl bir hayat çıkar. Merak edenler oku bölümüne...