Bölüm düzenlenmiştir.
Hissiz ve anlamsız bir şekilde serseri ve o çocuğa bakıyordum. Yanıma başka bir çocuk geldi ve
- İyi misin dedi. Galiba Caner'di bu.
- Caner sen misin? diye bir soru yönelttim.
- Evet benim dedi. Hala titriyordum ama üşüdüğüm den değil korktuğumdan. Caner'e
- Caner beni burada çıkar ama ayağımı burktum kalkamıyorum dedim. Beni kucağına aldı ve dışarı çıkardı. Anlayamadığım şey şuydu beni şu an benim yanımda olan kişi Caner'se içeride çocuğu döven kişi kimdi acaba. İçimden Mustafadır herhalde dedim. Ama yanıldığımı anladım çünkü kapıdan çıkan kişi Mustafa değil Alp'ti. Caner ve benim yanıma geldi. Yanında o serseri çocukta vardı ve bana dönerek
- İyi misin dedi. Sesinden endişeli olduğu belliydi.Kafamı evet dermiş dibi salladım. Gerçekten titriyordum.
- Artık gidelim buradan lütfen. Kafalarını salladılar. Caner Alp'e baktı ve "Nasıl gidecek ayağı burkulmuş" dedi. "Kucağımıza alacağız ne yapalım artık"Önce Caner beni kucağına aldı Alp serseri çocuğu arkamızdan getirdi. Sonra tam tersi oldu Alp beni kucağına aldı Caner serseri çocuğu arkamızdan getirdi. Alp'in kollarındayken kendimi daha güvenli hissetmiştim. Kokusu burnuma dolarken huzurun tanımı bulmuş gibiydim.
En sonunda hastaneye varmıştık.
Bir sedye getirdiler bir kaç sağlık kontrolü yaptılar. Sonra yanımıza annem, babam, Seda teyze ve Burak amca geldi. Annem koşarak yattığım yere geldi ve İyimsin bir şeyin yok değil mi? dedi. İyiyim anne Alp ve Caner tam zamanında yetişti dedim. Babam: Ne oldu ki neye tam zamanında yetiştiler dedi telaşla.
"Hastanenin önünde taksi bekliyordum gelmeyince belki diğer sokaklarda vardır düşüncesiyle yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra fark ettim ki kaybolmuşum. Tam geri dönecektim ki birisi arkamdan elini ağzıma bastırdı beni kendine döndürdüğünde bir kaç tane laf söyledi bende çocuğun elini ısırıp kaçmaya başladım.
Kaçarken sokağın sonuna gelmişim orada bir ev vardı son çare olarak oraya girdim. o sırada sen aradın baba tam açıyordum ki çocuk elimden telefonu alıp yere fırlattı. Zaten sonra Caner ve Alp geldi ve beni buraya getirdiler."Annem ve babam Caner ve Alp'e çok teşekkür ettiler. Annemgil çıkınca Alp Caner ve ben odada kaldık. Annemgil seda teyzelerle hastane polisinin yanına gitmişlerdi çünkü o serseri çocuk oradaydı. Alp ve Caner'e bakarak - Teşekkür ederim dedim. Caner'in önemli değil demesine istinaden Alp:
-Bize bir can borçlusun dedi ukala bir şekilde. Normalde sinir olmam gerekiyordu ama Alp'e ukalalık çok yakışıyordu. Bende ukala bir şekilde
- Ayağa kalktığım zaman öderim can borcumu dedim ve gülümsedim. Bizimkiler içeri girdi Alpgil gittiler bende annemle eve gittim. Alp giderken göz kırpıp "Kendine dikkat et bizi uğraştırma." deyip sırıtmıştı. Babam yine Kere'min yanında kaldı zaten Kerem de yarın taburcu olacaktı.Eve geldiğimizde yukarı annemin yardımı ile çıktım. Sonra duşa girdim. Duştan çıkıp üzeri değiştirdim. Doktorun verdiği merhemi ayağıma sürdüm ve yorgun olduğum için kendimi yatağa attım. Annem kapıyı tıklatıp içeri girdi başıma bir öpücük kondurup iyi geceler dedi. Bende iyi geceler dedim ve annem odamdan çıktı. Bir an aklıma bu gün olanlar geldi. Karanlık, o serseri çocuk. Ne gerek vardı ki böyle şeylere. İnsanlara zorla sahip olmak. Bu çok iğrençti. Nasıl bir düşünceydi bu. Tecavüz. Bu affedilemezdi.
Bunları düşünürken artık gerçekten çok uykum gelmişti. Tecavüz ve taciz olaylarının bittiği bir ülkede yaşadığımı hayal ederek uykuya daldım.
......................................Keşke gerçektende öyle olsa. Tecavüzün olmadığı bir ülke...
#Tecavüzehayır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ?
HumorSevecen bir kız düşünün. Acılara rağmen gülen. En önemli sözü gülmeyi unutma olan. Ukala bir çocuk düşünün. Aşka küsen. Ukala ama bi o kadarda tatlı. Bu iki kişinin yolları kesişirse ne olur. Ortaya nasıl bir hayat çıkar. Merak edenler oku bölümüne...