Bölüm düzenlenmiştir.
Eve geldiğimde kendimi biraz yorgun hisediyordum.
İlk olarak üstümü değiştirdim. Saçlarımı dağınık bir topuz yaptım ve aşağıya indim.Annem evde yoktu Keremde koltuğun üzerine uzanıyordu. Kerem:
-Ooo ukala prenses hoş geldin.
-Hoş bulduk dedim ve diğer koltuğa uzandım.
Keremin bana bir şey söyleyecek miş gibi baktığını görünce ne var dermiş gibi kafamı salladım.
Kerem hiç beklemediğim anda şu soruyu yöneltti.
- Neden benden nefret ediyorsun?
Biraz afallamıştım. Şey mey gibi kelimeler geveleyip durdum.
Kerem benden bir cevap beklermiş gibi bana bakıp durdu.-Bilmiyorum. Babamın başka birinden çocuğu olmasını kendime yediremiyorum. Galiba bunun için seni sevmiyorum dedim. Kerem bana baktı ve
- Babanın başka birinden çocuğu olmam benim suçum değil dedi biraz sert bir mizaçla. Haklıydı. Aslında evet onun suçu değildi ama o annemin aldatıldığının göstergesiydi.Annem Kerem'e ne zaman baksa bu aklına gelir ve üzülürdü. Bu yüzden Kerem'i sevmemiştim. Yada sevmiyormuş gibi davranmıştım.
- Haklısın. Haklısın ama annem sana ne zaman baksa üzülüyor ne kadar belli etmemeye çalışsada anlıyorum ben. Kerem bana baktı ve "Babamın anneni neden aldattığını biliyormusun?" Diye sordu. "Bilmiyorum" dedim.
Kerem "Annenle babam önceden sevgiliymiş ama anneni biri daha seviyormuş. Babamın en yakın arkadaşı. Buna rağmen evlenmişler. Bir süre sonra Annen tek başına gezerken onu seven adam çıkmış bir anda karşısına bir şeyler demiş annene. Annen mecburen o adamla bir kafeye gitmiş. O sırada babam oradan geçiyormuş ve onları kafede görmüş aldatıldığını zannetmiş. Anneni aramış nerede olduğunu sormuş annende babam kızmasın diye çarşıda geziyorum demiş bunu üzerine babam hesap sorması gerekirken gitmemiş yanlarına ve neden orada oturduklarını sormamış. Bir yerlere gitmiş ve içmiş. Sarhoş olmuş ve sonuç." dedi ve sustu.
Anlamıştım sonucunda ne olduğunu. Gözümden yaşlar akmıştı dinlerken. Kerem "Ağlama bilmen için anlattım ağlaman için değil" dedi.
"Anlattığın için sağol bu arada haklısın babamın baskısından çocuğu olman senin suçun değil" dedim. Galiba Kerem'e karşı olan nefretim biraz da olsa azalmıştı. Yada gerçekten nefret etmiyordum. Ediyormuş gibi davranıyordum.Kerem "Birbirimizle konuşmamak bize bişey kazandırmayacak Ela. Ne kadar annelerimiz farklı olsada biz kardeşiz ve bunu kimse değiştirmeyecek." "Haklısın." dedim bunca zaman konuşmayarak yanlış yaptığımı anlamış bir ses tonuyla.
Kerem ayağa kalktı ve:
- Nefretin biraz da olsa azaldı mı? dedi. "Nefret etmiyordum ki" dedim. Kalktım ve Kerem'e sarıldım. Şaşırdığına emindim.
- İyimiyiz? diye sordu Kerem.
- İyiyiz dedim. Kerem le duygusal anımızı bozan şey İzmir'den arkadaşım olan Elifti telefonu açtım ve odama çıktım.- Efendim elif
- Nasılsın?
- İyiyim sen nasılsın?
- Bende iyiyim de ben aramasam beni hiç arayacağın yok. dediğinde gerçekten buraya taşındığımızdan beri Elif'i hiç aramamış olduğumu fark ettim.
- Özür dilerim ya aramalıydım seni dedim.
- Önemli değil canım ee ne var ve yok?
- İyi öyle uğraşıyorum okul felan dediğimde şöyle bir soru yöneltti
- Uğraştığın şey sadece okul mu dediğinde güldüm.
- Hayır sadece okul değil dedim. Alp var birde.
- Ooo Alp kim
- Bizim sınıftan bir çocuk. Babamın çalıştığı şirketin de patronun oğlu. Dedim ve nasıl tanıştığımızı anlattım.
- Peki özellikleri dedi elif
- Sarışın, mavi gözlü, ukala ve gıcık dedim. Elif kahkaha attı. Heyecanla "Peki ona aşıkmısın?" Diye sordu.
-Aşığım demek için çok erken Elif ama Alp'in yanında farklı hissediyorum. Neyse bırakalım beni İzmir nasıl?
-Sensizliğe alışmaya çalışıyor. Özledim be kuzum seni
-Bende özledim Elif ama söz aramayı ihmal etmeyeceğim.
-Tamam canım aramayı unutma Alp'tende haberdar et beni. Annem çağırıyor sonra konuşuruz.
- Görüşürüz Elif dedikten sonra telefonu kapattım.Zil sesini duyduğumda annem ve babamın geldiğini anlamıştım. Aşağı indiğimde babam la annem koltuğa oturmuşlardı. Ellerinde bir sürü poşet vardı.
Annemle erzakları dolaba yerleştirdikten sonra yemek hazırladık. Huzurlu bir şekilde yemeğimizi yedik. Sohbetler ettik gece geç saat olunca herkez odalarına çıktı.Odama girdim ve içimi bir pişmanlık kapladı keşke Kerem le daha önce barışsaydık. Ne gereği vardı ki küslüğün. Kafamı yastığıma koydum ve Kerem'le barışmış olduğum için huzurla uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ?
HumorSevecen bir kız düşünün. Acılara rağmen gülen. En önemli sözü gülmeyi unutma olan. Ukala bir çocuk düşünün. Aşka küsen. Ukala ama bi o kadarda tatlı. Bu iki kişinin yolları kesişirse ne olur. Ortaya nasıl bir hayat çıkar. Merak edenler oku bölümüne...