SS "40" BURAYIDA İYİCE BENİMSEDİN.

188 16 3
                                    

5 ay sonra.
_____________

Sabah alarmım çalmadan heyecanla uyandım. Malum bu gün YKS vardı. Saate baktığımda sekize geliyordu. Aşağı indim. Mutfakta büyük bir kargaşa vardı. Kerem tabakları koyarken babam salatalıkları soyuyor annem ise ocağın başında bir şeyler pişiriyordu.

Hepsi benim içindi. Aşağı inip hepsine günaydın dedikten sonra kahvaltıya oturduk. Evimize yakın olan bi lisede girecektim sınava. Alp'te bizim liseye yakın olan bi okulda girecekti.

Mustafa'nın gidişinin ardından 5 ay geçmişti. Bu 5 ay boyunca çok düzenli bir biçimde ders çalışmıştım. Alp'le aramız çok iyiydi. Küçük kıskançlık kavgaları haricinde aramızda kötü şeyler olmamıştı. Ama Berk aramızı bozmak için elinden geleni yapmıştı. Okul artık bitmişti temmuz ayındaydık. Üniversite başlayacaktı.  Bu heyecan vericiydi.

Kahvaltımız bitince sofrayı toplayıp hemen hazırlandık. Sonrada evden çıktık. Sınava gireceğim liseye gelince heyecanım dahada çok artmıştı. Sınavın başlamasına az kala sınıflara girdik. 

Sınav başladığında panik yapmamaya çalışarak Türkçe sorularını çözmeye başladım. Panik yapmamamın sebebi o dersimin iyi oluşuydu. Sakin olmaya çalışarak soruları çözdüm. Sınavın tamamı  bittiğinde derin bir oh çekip okuldan çıktım. Annem ve babam buradalardı. Sınavdan çıkınca onlara sarıldım.

Sınavımın nasıl geçtiğini sormamışlardı. Onlar ben heyecanımı attığımda anlatacağımı biliyorlardı. Aslında bütün anne babaların bu anlayışı göstermeleri gerekti. Çünkü direk 'nasıl geçti' diye sorarlarsa insan daha çok strese girerdi.

Biraz daha soluklandığımda "Güzel geçti." dedim gülümseyerek. Annem de gülümsedi. "Böyle olacağını biliyordum."  İnşallah yarında böyle güzel geçerdi.

Arabaya bindiğimizde kısa bir yolculuğun ardından evimize geldik. Odama geçip Alp'e mesaj attım.

Gönderilen; yakışıklı odunum.
Pişşt odun orda mısın??

Gönderilen; taş kafam.
Burdayım taş kafam.

Mesajın gelmesi üzerine tam bir şey yazacakken telefonum çaldı. Arayan Alp'ti.

"Nasılsın prenses?"
"İyi sen?"
"Bende öyle... Sınavdan çıktım işte. Nasıl geçti sınav?"
"İyi senin ki?"
"İdare eder."

Kısa bir sessiliğin ardından Alp konuşmaya devam etti.
"Sinamaya gidelim mi?"
"Olur."
"Yarım saate kapındayım. Hazırlan."

Bunu demesinin üzerine telefonu kapatıp aşağı indim. Sınavdan yeni çıktığım için babam stres atmam adına izin verirdi büyük ihtimalle. Annem zaten kimle gideceğimi anlardı. Önümüzdeki günlerde sevgilim olduğunu babama söyleyemeye karara vermiştim. İnşallah anlayışla karşıladı.

Aşağı inip sinamaya gitmek için izin almıştım. Odama çıkıp hazırlanmaya başladım.

Temmuz ayındaydık. Hava bu gün çok sıcaktı. Şort ve blüzumu giyip aşağı indim. Ayakkabılarımı giydim ve arabaya bindim.

__________

"Alp bilemiyorum ya bence bu filmi seçmemeliydik."

"Ne kadar çok söylendin Ela bişey olmaz."

"Ya ama ben korku filmlerinden her zaman korkmuşumdur."

"Adı üstünde Ela korku filmi. Korkmak için var.

Alp'in bunu demesi üzerine gözlerimi devirdim ve ekrana baktım. O kadar hayır dememe rağmen yinede korku filmine girmiştik. Film başlarken yerimde huzursuzca kıpırdandım.

Korku filmine girmek çok saçmaydı. İnsanlar korkmak için resmen para veriyorlardı.

Alp'in sırıtarak bana baktığını hissediyordum. Kafamı yana çevirdiğimde yanılmadığımı anladım. "Korkma ben yanındayım." Alp'in bunu demesi üzerine gözlerimi büyütüp "Çok rahatladım." dedim. Alp bu halime gülmüştü.

Film başladığında Alp pür dikkat izliyordu. Ben ise korkunç sahnelerde gözlerimi ve kulağımı kapatıyordum. Adamın kadını öldürdüğü sahnede Alp'in göğsüne kafamı gömdüm. Filmin sonuna kadarda kafamı ordan çekmedim. Film bittiğinde Alp "Bakıyorumda burayı da iyice benimsedin." dedi.  Kafamı çekip kaşlarımı çattım. "Senin yüzünden." Alp sesli bir kahkaha attı ve "Ben halimden memnunum." dedi. Gülmeme engel olamadım.

Sinamadan çıktığımızda saat 16.00 olmuştu.

"Açıktın mı?" Alp'in bunu demesi üzerine kafamı evet dermiş gibi salladım. "Tamam o zaman hadi gel gidiyoruz." Alp'in bunu demesi üzerine "Ee yemek yerleri yukarda biz nereye gidiyoruz?" diye sordum.

Alp "Temiz havada yemek daha güzel olur." dedi. Arabaya bindiğimizde kısa bir yolculuğun ardından deniz kenarına gelmiştik. Küçük bir arabanın içinde yaşlı bir amca köfte ekmek yapıyordu. Köfte ekmeği görünce dahada acıktığımı hissettim. Alp elimi tuttu ve oraya doğru gitmeye başladık.

Amcanın yanına geldiğimizde Alp "Merhaba Kemal amca." dedi. Adam Alp'i gördüğüne sevinmiş gibiydi. "Hoş geldin oğlum." Adam Alp'e bakarken gözlerini bana doğru çevirdi. "Bu güzel kız da kim?" Sesinde kim olduğumu anladığını belirten güzel bir ima vardı.

Alp bana baktı ve sadece benim duyabileceğim bir sesle "Taş kafam." dedi. Sonra Kemal amcaya döndü ve "Sevgilim." dedi.
Kemal amcanın yüzüne içten bir gülümseme yerleşti. "Memnun oldum kızım."
"Bende memnun oldum."

Kemal amca  Alp'e döndü ve sesini kısarak "O suratsız kızdan sonra sonunda iyi birisini bulmuşsun aferin sana." dedi. Alp Kemal amcanın bu dediğine gülmüştü. Alp'in Deri'ni buraya getirmiş olması her ne kadar beni huzursuz edip biraz kıskanmama sebep olsada Kemal amcanın dediği benide güldürmüştü. Suratsız tam Derin'e göre bir lakaptı.

Biz masaya otururken Kemal amca da köfte ekmekleri yapmaya koyuldu. Kemal amca köfte ekmeklerimizi getirdiğinde afiyetle hepsini mideme indirdim.

Biraz daha burda durduktan sonra Kemal amcanın yanından ayrılıp arabaya bindik. Yolda kafamı cama doğru yaslayıp Alp'e döndüm ve yüzünü incelemeye başladım.

Kıskanılacak kadar güzel yüz hatları vardı. Yeni çıkmaya başlamış sakalları onu olduğundan büyük gösteriyordu.

"Biliyorum taş kafa çok yakışıklıyım." Alp'in bunu demesi üzerine gülümsedim.

Bir süre sonra evin oraya gelmiştik. Alp eğilip yanağımdan öptü. "Yarın görüşürüz prenses. Eve gidince beni düşün. Bende seni düşüneceğim."

Bunu demesi üzerine yüzümde aptal bir sırıtış belirdi. "Zaten her zaman seni düşünüyorum."

Alpin yanağına öpücük kondurdum ve arabadan indim. Kapıdan içeri girerken Alp gitmişti.

SEVMEK Mİ? SEVİLMEK Mİ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin