Bana söylediği o sözlerden sonra içimde konuşan şeyi susturamadım. Nede güzel öpmüştü yanağımı. O beni bu kadar sevdikçe kendimi ezilmiş hissediyordum. Onu kandırarak evlenemem. Herşeyi tek tek anlatacaktım. Merdivenlerden inmemiz gerektiğini söylediler. Duraksadım. Kolumdan tutmak istedi Ömer izin vermedim. Bana şok olmuş şekilde baktı. Ama hiç bir şey söylemedi.
"Sana söylemem gereken bir şey var"
Sonunda dökülebilmişti kelimeler azımdan. Merdivenleri iniyorduk. Bütün konukların alkışları eşliğinde balkona çıkıp durduk. Nefes alamıyordum. Titrediğimi fark ettim. Başladığım şeyi bu sefer bitirmeliydim. Zor da olsa devam ediyordum.
"Herşey bir oyunla başladı"
Yürümeye devam ettik. Kesik kesik konuşuyordum. Kelimeleri toparlıyamıyorum bile azımdan çıktığı kadar anlatıyordum. Konukların yanından uzanan yolda nikah masasına doğru gidiyorduk. Dedim ya toparlıyamıyorum. Yürüdükçe insanların yanından geçiyor ve karşımıza oyuna dahil olan herkes çıkıyordu:Neriman hanim, abim, Sinan bey, Necmi bey ve koray. Onları gördükçe birbirinden kopuk cümlelerle söylemiştim oyunu, başıma gelenleri. Ben konuştukça oyuna dahil olan insanların yüzüne bakıyordu. Suskundu. Beni bırakıp gidiceğini düşünürken o gitmemişti. Konuşmuyordu biraz önce gülücükler saçan yüzü kaskatıydı mimikleri dahi oynamıyordu. Masaya geçtik sandaleyemi tutup oturmama yardım etti. Titreyen sesimle konuşmaya devam ettim."Ö..ö öhhöm "
Sesim çıkmadı Boğazım düğüm düğüm öksürüp konuşabildim anca"Ö..Ömer bir şey söylesene"
Yüzünü bana döndü attığı bakış o kadar derin ve deliciydi ki kurşun gibi geldi geçti.
"Şimdi değil Defne sonra. seni böyle bir yerde bırakıp gidemem. İmzalar atılsın önce sonra ne oluyorsa olucak."
"pe..peki sen Nasıl istersen. Ama bil ki mecburiyetten dahil olduğum bu oyuna... Ben sana gerçekten aşık oldum. Seni gerçekten ölücek kadar seviyorum "
"Hmm. Şimdi değil Defne " gayet ciddi bir sesle konuşmuştu. Ciddi ve net.
Nikah memuru gelmişti. Normalde mutluluktan bayılacak gibi olmam gereken anda cılız zorla çıkan bir evet'le sonlanmıştı o güzel sorunun cevabı. Ömer daha tok hem sessiz ama bir o kadar'da sesli bir şekilde evet deyivermişti. Alkışlar kesilmezken imzalarımızı atmıştık şahitlerimiz de.
Sahte bir yanaktan öpüşmeyle geçiştirivermiştik. Bize biraz önce inmemizi söyleyen organizatör bu sefer ilk dansımız için ortaya çağırıyordu.Buz kesmiş ellerim sıcacık güzel elleriyle buluştu. Aramızda olan mesafe canımı yakıyordu.
"Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey varBir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalarBiz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandıkBak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy rüzgarların bize anlattığı birşey varBir fısıltı gibi bazen o en büyük çığlıklar
Bilmezler mi gelir geçer en büyük fırtınalarBiz aşkı meleklerden çaldık
Birbirimize sımsıkı bağlandık"Şarkı çoktan bitmiş biz fark etmeden. Her ne kadar bulunduğumuz durum içler acısı olsada kaptırmışız kendimizi. Bir an olsun unuttum söylediklerimi ömerin tavrını. Başlayan bir sonraki müzikle kendime geldim. Gözlerim kapalıydı acıyla açtım. Bana soğuk bakan Ömerle karşı karşıyaydım.