Bence çok rahat bu yatak gelsene Dedi Ömer uzanarak odadaki kartonları görmezden sayıp.
Ya evet öyle onu gördük dün mobilya mağazasında o neydi öyle Ömer çocuk gibi Yatışın bütün yatakları denedin resmen. "
"Rahatlık önemli sen demiştin keyfime uykuma düşkünüm diye senin için denedim sana rahatlık bana dayanıklılık önemli."
"Ya piss." Üstüne bir tane tişört fırlattı defne Ömer'in.
"Kalk ya daha şirkette dolu işimiz var, eve tam taşınamadık sen çoktan tatil moduna geçmişsin bakıyorum sinyor iplikçi. ""Sinyor iplikçinin karışı gel bakayım şuraya sen biraz gerilmişsin, bi sakinleş."
Uzandığı yatağın kenarına kaydı defneyi gelmesi için işaret etti. İtiraz etmeden geldi.
Yanına uzanınca kollarıyla sardı defneyi. Gözlerini bir an kapatıp bir "oh" çekmişti defne başı ömerin göğüsünde nefes alış verişlerinin arasından burnuna gelen Ömer'in o muhteşem kokusu vardı. Bu güzel anın içinde içi ürpermişti defnenin Ömer bunu fark etmişti."Bir şey mi oldu sevgilim?"
"Bu yaşadıklarımız gerçek mi değil mi kestiremiyorum, sanki şu an kapalı olan gözlerimi açsam sen Yok olucaksın, sensizlikle kaybolucak gibiyim. Beni bırakıp gitmiş olma ihtimalin aklımdan çıkmıyor. Bir şey olucak ve sen gidicekmişsin gibi. Ne biliyim işte öyle." Sesi çatallaşmış cümlesini yutkunarak bitirmişti.
"Şş saçmalama böyle bir şey olmayacak bu düşünceyi aklından çıkart. ""Bilmiyorum içimde hep bir korku var."
"Bak birlikteyiz mutluyuz, aramızda bir engel sır yok aştık herşeyi neden bırakayım seni biz ayrı düşelim.""Hayatım boyunca hep terk edildim, kötü biri olmadım değilim ama ailem bırakıp gitti sende benim ailemsin seninde gidebilme ihtimalin beni zorluyor."
"Öyle bir şey olmayacak İnan bana."
"İnanmak istiyorum."
"Neyse hadi tamam ne kadar burda bu yatağın Sefasını sürmek istenemde seninle gidelim bakalım şu şirkete."Doğrulup elini yüzünü toparladı akan yaşlarını sildi. Normale dönmüş gibiydi.
"Doğru tabi bu kadar duygusallık yeter daha tonla işimiz var. Artık şuraları akşam gelince toparlarız."
Üzerlerini değiştirip çıktılar Yeni evlerinden.
Şirkette geldiklerinde asansör kapısı açıldığında her zamanki gibi Koray karşıladı."Aaa siz kavga mı ettiniz?"
"Ne alakası var Koray bey."
"Ne diyosun Koray"
"Ayh ne biliyim siz böyle normalde asansörü alev aldırırsınız mıhıhıhı şimdi böyle sakin durunca kavga ettiniz sandım ""Of Koray of zaten çok işimiz var bir çekil bir çekil alı koyuyorsun bizi zaten yaptığın bir iş de yok."
"Üf aman iyi be buzlar kralı seni iyyyy"
Şirkette ortalık epey karışıktı herkes ordan oraya dolaşıp duruyordu. Konsept danışmanı da yoktu işleri zorluyordu. Koray olsa bile. Yasemin Londra'ya gitmişti şirkette olan payını satıp. Onun yokluğu zorluyordu lansman günü gelip çatmışken. Her şeye rağmen bütün işler toparlanmış, mekan, ömerin zorda olsa beğendiği mankenler, organizasyon tamamdı. Manken demişken koleksiyonun en özel ayakkabısını Defne taşıyacaktı. Koray binbir türlü ısrarla kabul ettirmişti Ömer'e ve defneye. Gün geceye varıyordu artık bugün normalinden daha çok çalışmıştı herkes, sıra eve dağılmaktaydı ertesi gün daha da yorucu olacaktı herkes için.
Yorucu geçen günün ardından eve hemen gitmek yerine dışarda yemek yemeye gittiler. Bu sefer lüks lokanta falan değildi istikamet Deniz kenarında bir balıkçıydı. Defnenin kararıydı buraya gelmek. Her ne kadar tuhaf gelsede Ömer'i böyle bir yerde görmek güzel vakit geçirdiler yemeklerini yerken.
"Ömer""Efendim bitanem"
"Biz daha sık gelsek Ya böyle yerlere."
"Gelelim bende özlemişim gelmeyi en son ustamla gitmiştik böyle bir yere."
"Sen böyle yerlerde yemek yermiydin yahu."
"Defne saçmalama neden yemeyeyim"
"Yani ilk beraber yemeyimizde bana ıstakoz yedirince aklımda bir yere koyamadım. Ayrıca ıstakoz da neymış şu mis gibi balığın yanında."
"Ahaha, sen sevmedim değil mi."
"Kusura bakma sen seviyorsun belki ama tadı berbattı, aç gittim eve o zaman."
"Diyosun."
"Diyorum. Hava serin gibi biraz artık eve dönelim mi ?"
"Tamam hadi gidelim."
Yeni evlerine doğru yol aldılar. Eski eve göre daha uzaktı kabul ama evin ayrı bir havası, huzur veren bir tarafı vardı. Eve geldiklerinde kapıdan girmek yerine arka tarafa bahçeye geçtiler. Hava kararmıştı bile. Bahçe ayın ve yıldızların havuza yansıttığı parıltısıyla enfes manzara sergiliyordu. Hem iki kişilik salıncak hemde karşı tarafında çocuk salıncakları vardı. Defne bilmesede evi aldığında yoktu çocuk salıncakları defneyi göstermeden kendisi kurdurtmuştu. Bu yeni evle daha da çok ısınmıştı çocuk fikrine.
Salıncağa attı kendini defne ayaklarıyla bir ileri bir geri sallandırıyordu kendini. Önce gözlerini kapadı sonra gökyüzünü seyretmeye daldı. Yanına oturdu Ömer defnede başını yasladı Ömer'e elleriyle Ömer'i sardı."Burda yıldızlar şahane gözüküyorlar. Gözlerimi alamıyorum saatlerce oturtabilirim böyle senin kollarında seyredip. "
" sanırım bende. Diyorum ki bir ara havuza mı girsek ? Mesela şimdi."
"Ben havuz sevmem ki ayrıca bu saatte."
"Seversin, ayrıca ne varmış saatte bak kimse yok bizim evimiz."
"Yok yok istiyorsan sen gir."
"Beraber girelim istiyorum."
Defneyi olduğu gibi kucağına aldı fırsat vermeden havuza doğru gidip atladı. Geri su yüzüne çıktıklarında defne hala ömerin kucağındaydı tek farkla Ömer çoktan defnenin dudaklarına kendi dudaklarını bastırmıştı. Ana kapılmış gidiyordular.
Devamı bir sonraki bölümde :)
Arkadaşlar okulum açıldığında beri gerçekten yazmaya vakit bulamıyorum final kararı aldım ama istediğim yerde bitiremediğim için size küçük küçük kesitler yazmayı uygun buldum normalde kısa yazıları sevmem kendim yazınca bile ama anca bu kadar çıktı yorum ve vote larınız bekliyorum ❤️❤️❤️