Merhabaa :)
Asi ama bir o kadarda şirin kızımız Isolde'yle tanıştınız . Tabi bide Isolde'ye göre sinir bozucu ukala adamla.Bakalım bu bölümde neler neler olacak.Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin.Her türlü yoruma açığım :)
İyi okumalar.
"Soluk soluğasın Isolde! Ne oldu Tanrı aşkına?"
"Klaus!"
Klaus'un sesiyle rahatladım!
O manyağın arkamdan buraya kadar geldiğini sanmıştım! Klaus'a dönüp o güvenli kollarına sımsıkı sarıldım.
Klaus endişeyle "Tanrı aşkına! Söyler misin ne oldu?" diye sordu Benim ona yalan söyleyeceğimi bilmeden.
Klaus'a gerçekleri söylersem daha büyük olayların çıkacağını biliyorum.Kesin o manyağı bulur öldürünceye kadar döverdi! Klaus 'a zarar gelmesini istemiyorum hele de benim yüzümden.Bu yüzden ona yalan- küçücük bir yalan- uydurmam gerek!
Bir daha sordu aynı soruyu. Ama bu sefer yüzü daha bi 'gergindi sanki.
"Şey Klaus ..." derken biran da aklıma gelen şeyle ;
"Şey ... Orman da yılan gördüm Klaus!"dedim.
Yalan söylemeyi hiç sevmem ama bazen maalesef söylenmesi gerekiyor, sevdiğin adamın zarar görmemesi için. Bir ah çekip "Tanrım! Yılandan mı korktun?Ben de başka bir şey oldu sandım." dedi ,sevdiğim adam.
Klaus'un normalde ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Bir kız ormanda neyden bu kadar korkmuş veya tırsmış olabilir ki ? (!) Bu yüzden daha inandırıcı olmalıyım!
Gözlerimi büyüterek inandırıcı olmaya çalışırken "Koskocamandı ama Klaus! Çok korktum.Böyle Büyük dişleri vardı! Ayağıma dolanacaktı neredeyse!" dedim. .Bunları Klaus'un gözlerine bakarak söyleyemiyorum tabi.Zaten onun gözlerine bakıp da nasıl yalan söyleyebilirim ki?
O Benim sevdiğim adam ...
Klaus iki elini yanağıma getirip okşayarak beni rahatlatmaya çalıştı.Aslında hayatımda hiç yılan görmedim! Elissa bi 'kere yılan görmüş. Onun anlattıklarıyla anlatabildim maalesef.Artık Ne Kadar inandırıcı olduysam ...
Yanağımdaki elini çeneme getirerek "Tamam yanındayım. Korkmana gerek yok bal çiçegim!" dedi ve çenemi okşadı.
Gözlerine bakıp gülümsedim.
Bana "bal çiçegim" demesi o kadar çok hoşuma gitti ki!
Klaus'un "Hadi eve gidelim mi artık." demesiyle aklıma halam geldi! Kesin beni öldürecek bu sefer! Ellerimi saçlarıma gömerek "İnanmıyorum ya! Elena halam bu sefer Kesin beni öldürecek!" dedim Klaus'un çevresinde dört dolanarak.
Klaus gülerek "Yine mi kaçtın sen?" dedi.
Bende omzuna bi 'tane geçirdim onun ardından "Ya Klaus! Sabahları kuzenlerimin o itici sesleriyle uyanmak istemiyorum biliyorsun!" dedim dudaklarımı büzerek.
Klaus yeşil gözlerini yüzümde gezdirerek "Biliyorum bal çiçeğim. Yakında sabahları benim sesimle uyanacaksın!" dedi sevgiyle yanağımı okşadı. Ben utandım biraz ve başımı eğdim. Sonra Klaus çenemden tutarak gözlerimi kendi bakış hizasına getirirken merakla "Babanla konuştun mu?" diye sordum. O bunu söylememle sıkılmış gibi benden bir adım uzaklaştı.O da bıktı artık bu sorularımda.
Eniştemle onun babası ölümüne kavgalılar tarla yüzünden.Eniştem Warlond'lara ne kız veririm ne de tarla diyor! Klaus babasıyla konuşmayı denedi bir kere ama babası Lardent soyadını duyar duymaz konuşmayı kesip gitmiş. Bizim evlenmemiz İmkansız gibi bir sey yani. Ama yine de bi 'çare bulmamız gerekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Çağı
RomanceOnlar birbirinden habersiz bir güne başlamışlardı.Güneşin o parlak ve göz kamaştıran ışığıyla birbirlerinin içine dokunmuşlardı . Belki iyi bir dokunuş ,belki de kötü bir dokunuştu. Bunu kim bilebilirdi ki? Kim bilebilirdi ,daha onlar bile bunu bil...