"Gece gece yine bana lanet yağdırıyorsun."

3.3K 75 22
                                    

Meraba canlarım :) Hoş , cicili bicili bir bölümle karşınızdayım.Umarım beğenirsiniz...

Hikayenin durumu nasıl? Yani sıkıldığınız, yada hikaye hakkında beklentileriniz var mı ? Lütfen fikirlerinizi benimle paylaşın ki, bende size fırından yeni çıkmış ekmek gibi taze ve lezzetli bölümler yazayım...

"Ah! Fırından yeni çıkmış ekmek benzetmesi biraz tuhaf oldu sankiiii :) Herneyse." :)

Buyrun biran önce okumaya başlayın siz.

Bu arada paylaştığım şarkıyaa bayılıyoruuum ben ! Bence kesinlikle hepiniz dinlemelisiniiiiz. :)

İyi okumalaaar!

"Trihan...Bu söylediklerin..."

"İçimden geçenleri söylememi istedin.Bende söyledim işte." derken gülümsüyordu.

"Seni kıskanıyorum." dediğimde ağzımdan hızla çıkan bu cümleye kendimde hayret ettim.

Trihan duyduğu şeyi anlamamış gibi "He?" diye sordu.Belkide emin olmak istiyordu.

Off bi dakika ya ben şimdi onu kıskandığımı mı itiraf ettim yani? Bu sahiden oldu mu?

"Seni herkesten kıskanabilirim!" derken kaşlarımı kaldırıp direk gözlerinin içine baktım.

"Isolde..." dediğinde sözünü kesip "Bütün dünyadaki o kendini beğenmiş Leydilerin hepsinden seni kıskanabilirim." dediğimde yüzüne odaklanmıştım.

"Tek derdim var Trihan." dedikten sonra başımı eğdim.Kendimi toparlayıp kaldırdığımda "Seni sevmek." dedim.

Dudaklarına uzanıp uzun uzun öptüm onu.Ondan ayrıldığımda hemen başımı boynuna gömdüm.

    "Seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.Hiçbir zaman." dediğinde onun sesindeki o hafif tınıdan güven aldım. "Beni sevmekten vazgeçmene izin vermeyeceğim.Benden bıkacaksın belki ama ben beni terketmene izin vermeyeceğim.Hiçbir zaman." dedikten sonra ona bakıp gülümsedim.

"Uykun var mı?" diye sorduğunda gülümsemem büyüdü.

"Sence?" derken yaramaz bir çocuk gibi hissediyordum kendimi.

"Bence...Uyumaya ihtiyacın var." dediğinde hafiften kıkırdadım.

"Hayır.Uykum yok Trihan." diye itiraz etmeme rağmen "Uyumalısın.Bugün oldukça yoruldun zaten." dedi. Dudaklarımı büzüp "Uyumak istemiyorum ama." dedim.

Bu oldukça nazlı olmuştu.

"Ne istiyorsun tanrı aşkına." derken elini yanaklarıma getirmişti. Ona cevap veremedim... Kızardığımı hissettiğimde içimden kendime lanetler yağdırdım.

"Ah! Tanrım." Dediğinde olayı çaktığını anladım. "Bana geleceğini ve bunun için yalvaracağnı sana söylemiştim değil mi?" derken gülüyordu.

"Hayır! Sana hiç bişey için yalvarmadım Trihan."

"Hadi ama! Daha demin beni altına al diye yalvarıyordun." dediğinde omzuna hafifçe vurup "Dikkatini çekeyim.Altta kalan ben değildim." dedim.

Gülerek "Benim için alt üst farketmiyor." dediğinde tekrardan omzuna vurdum ve "Biraz sessiz olmayı denesene! " dedim.

"Merak etme sevgilim,bu katta sadece senin ve benim odam var." "Olsun! yinede çok sesli konuşuyorsun Trihan." "Sesli konuşan sensin.Hele o inlemelerin...Bütün sarayı başımıza toplayacaktın sevgilim.Biran korkmadım değil yani." Ah! Pislik herif! Onu itip yatağa düşmesini sağladım ve "Beni utandırmaktan başka bi halta yaramıyorsun." dedim.

Masumiyet ÇağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin