Merhabaaaa yada iyi geceler herkesee mi ? demeliydim :) Şuan saat neredeyse 1 ve ben size bölüüüm yazdıııım :) Bak uyumayıp size bölüm yazıyoruum değerimi bilin yani.
Yorum yapınca gerçekten beni çok çok mutlu ediyorsunuuuz. Varya şuan içimden bütün pıtırcık okuyucularıma teşekkürlerimi sunmak geldi hepiniz seviliyorsunuz canlar bu hikayeyle beni yalnız bırakmayıp benim yanımda olduğunuz için size çok teşekkür ederiiiim <3 çok öptüm sizleriiii hadi sizi yalnız bırakayım bu bölümle.
not : metanet sana sorularının cevaplarını bu bölümde bulacaksın demiştim ama bölümü başka bir yerde böldüm yani bi sonraki bölümde soruların aydınlanacak canım.
İyi okumaalar :)
Müziğin son bulmasıyla dans etmeyi bırakmıştık.Trihan ellerinin ellerimden kaymasından önce, elimin üzerine bir öpücük kondurdu.Bu nazik davranışı aptalca gülümsememe neden olmuştu.
"Bu güzel dans için teşekkür ederim Lordum."
"Benim teşekkür etmem lazım aslında.Gözleriniz gözlerimi neşelendirdi Leydim." dediğinde iyice sırıtıp "Şimdi davetlilerle sohbet mi etmemiz gerekiyor yani?" dedim.
Bunu dedikten hemen sonra dudaklarımı büzmüş,suratımın masum bir ifadeyle dolmasını sağlamıştım.
"Hey bana kedi gibi bakma!İstersen yukarı çıkalım?Ama bunu yaparken burada oluşabilecek dedikodulara karşı hazır olman lazım sevgilim." dediğinde oflayıp koluna girdim.
"Leydi olmak çok zormuş!"derken kaşlarımı çatmıştım.
Trihan karşıdan gelen hafif şişman adamı gözleriyle işaret edip "Kraliyete sahip olmak isteyen amcama bir merhaba de." dedi.
Sonra bana dönüp "Evet , Ama Lord olmak da çok zor." dedi.
Ona cevap verecekken yanımıza az önce Trihan'ın bahsettiği amcası gelmişti.
"Trihan!Ah adamım!Mutlusun he?" dediğinde şaşırarak gözlerimi devirdim.Şaşırmamın nedeni Trihan bu adama karşı buz gibi bi suratla dururken adamın pişmiş kelle gibi sırıtmasıydı.
Trihan belime kolunu sarıp "Merhaba Rector amca." dedi.
"Sevgili nişanlınla beni tanıştırmayacak mısın?" dediğinde Trihan bana daha fazla yaklaşıp "Peki, Isolde amcam Rector..." dedi.
Ben Rector amcaya gülümseyip "Merhaba efendim." dedim.
"Isolde...Gerçekten söyledikleri gibi esrarengiz bir güzelliğe sahipsin.Trihan'nın seni seçmesinin en büyük nedeni bu galiba he? " dediğinde ne diyeceğimi bilemedim ve "Çok naziksiniz efendim.İltifatlarınız için teşekkür ederim." dedim.
"Ama şu var ki seni daha önce hiç Trihan'ın yanında görmemiştim.Genelde balolarda esmerlerle takılırdı benim aslan oğlum." dediğinde Trihan kısık sesle"Bana aslan oğlum demesen."dedi ğini duymuştum.Rector amcanın bunu duyduğuna bahse girerdim ama o bunu duymamış gibi yapıp iyice bana dönmüştü.
Bir dakika ya.
Demek esmerlerle takılıyordun he Trihan? Buna üzülmeli mi yoksa sevinmelimiydim ? Ben sarışınım ve Trihan hep esmer kızlarla takılıyordu? Hımm tamam o zaman öyel olsun .Peki.
"Tam da üzerine bastınız Lordum.Trihan bana hep farklı olduğumu hissettirir zaten."derken istemeden de olsa gülmüştüm.Bozulduğumu anlamasını istememiştim aslında.Her söylenene karşı güçlü kalmalıydım.Yoksa bu nişan zımpırtısından sağ çıkamazdım herhalde.Zaten bugün en ağlamak ne de üzülmek istiyordum.Bugün benim günümdü! Ve ben sadece ağlamak istediğim zaman ağlayacaktım.Tabiki bunu istemediğime göre? Ağlamamalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Çağı
RomanceOnlar birbirinden habersiz bir güne başlamışlardı.Güneşin o parlak ve göz kamaştıran ışığıyla birbirlerinin içine dokunmuşlardı . Belki iyi bir dokunuş ,belki de kötü bir dokunuştu. Bunu kim bilebilirdi ki? Kim bilebilirdi ,daha onlar bile bunu bil...