Merabaaa yazarınız geldiii :) Size bi süpriz yapıp erken yayınlayayım dedim.Biliyorsunuz ancak haftada 1 yayınlayabiliyorum...Herneyse size hem güzel hemde gerilimli bir bölüm getirdiiiim!
Okurken yine biraz gerileceğiniz bir bölüm..Neyse ben sizi bölümle yalnız bırakayım.Umarım bölümün sonunda beni vurmazsınız.Bölüm sonunda o güzel mi güzel pamuk ellerinizle küçücük parmaklarınızı konuşturuuun! Lütfen bu aralar bolca yoruma ihtiyacım vaar!
Ha son olarak diyeceğim şey : "Masum kalın sevgili okuyucularım."
İyi okumalaar.
"Bu kadar kolay mı?" diye sorarken gözlerine baktım.Gözlerini benden kaçırıp "Bu kadar kolay." dedi.
Ah.Beni terslemesine gerek yoktu. "Anladım.Çok açıklayıcı konuştun gerçekten."
"Isolde başka bi açıklamaya gerek yok zaten.Eğer bir Lord evlenecekse bu evliliği bakire bir kız ile yapmalıdır.Bu bir kural." dediğinde içimden "siktiğimin kuralları." dedim.
"Ne çok kural var böyle? Herneyse." dedim ve ona daha sıkı sarıldım.
"Her şey yolunda mı sevgilim?" diye sorduğunda başımı ona kaldırıp "Evet." dedim.Sesim tedirgin çıkmış olmalı ki bana " Emin misin?" diye sordu.
"Eminim sevgilim.Sadece seni çok özlemişim."
"Hiç özlemişe benzemiyorsun ama." derken gülümsemişti.
O kadar güzel gülümsüyordu ki... "Ya öyle mi? Ne yapmamı bekliyorsunuz lordum?" diye sorduğumda bi parmağıyla saçlarımla oynamaya başlamıştı.
"Hiçbir şey.Sadece gözlerime bak." dediğinde yerimde biraz kıpırdadım.
"Bakıyorum zaten." derken gözlerine bakıyordum.
"Öyle değil.Bana 'beni seviyormuş' gibi bak."
Zaten öyle bakıyordum! Yani...Ben onu seviyorum ve zaten ona bakarken bu hareketle bakmıyor muydum?
"Ben sana hep öyle bakıyorum zaten." dediğimde eline doladığı saçımı koklayıp derin nefes aldı.
"Ama şimdi öyle bakmıyorsun.Sanki benden kaçmak ister gibi bakıyorsun.Korkuyormuş gibi? Uzaklaşmak ister gibi? "
Bu adam gözlerime bakarak bile benim halimi anlayabiliyordu.Ama bi yanlışı vardı.Ben ona bakarken korkmuyor,uzaklaşmak istemiyordum.O adamın bana yaşattığı şey yüzünden korkmak ve uzaklaşmak istiyordum.Bu odadan,bu saraydan uzaklaşmak istiyordum.
"Hayır sevgilim...Sana bakarken sadece huzur arıyorum.Korkumu yenecek bir his,senden uzaklaşmamı engelleyecek bir duygu arıyorum.Kendimi arıyorum Trihan.Sende beni arıyorum." dediğimde hafiftenn gülümsemişti.
Parmaklarını alnıma getirip orada biraz gezindi ve "Peki asi Isolde'm nereye gitti? " diye sordu.
"Şuan biraz yorgunlar kendileri.Ama sabaha yine formunda uyanıp sizinle tartışmak için can atacaklar,bundan emin olabilirsiniz Lordum." derken gülüyordum.Ah! Resmen ağlanacak halime gülüyordum.Yaşadığım olayın üzerinden çok geçmemişti ve ben gülüyordum.Bence önemli olan bu değil.Yani önemli olan benim gülmem değil ! ; beni güldüren kişinin Trihan olması.
"Peki,o zaman bende elimdekiyle yetinirim." diyip dudaklarıma uzandığında onu durdurup "Sana bir şey sormak istiyorum." dedim.
"Seni öpmemi engelleyen şu sormak istediğin soru ne? Eğer mantıksız bir soruysa seni öpmekten daha başka şeyler yapacağım sevgilim."
"Şey...Yarın başka bi yere gitsek olur mu?" diye sorduğumda Trihan kaşlarını çatıp "Hiç mantıklı gelmedi." dedi ve dudaklarıma dudaklarını bastırdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Çağı
RomanceOnlar birbirinden habersiz bir güne başlamışlardı.Güneşin o parlak ve göz kamaştıran ışığıyla birbirlerinin içine dokunmuşlardı . Belki iyi bir dokunuş ,belki de kötü bir dokunuştu. Bunu kim bilebilirdi ki? Kim bilebilirdi ,daha onlar bile bunu bil...