" Yavaş!"

4.3K 98 7
                                    

Merabaaa merabaaa :) Ayy gerçekten yorumlarınızla beni çok mutlu ettiniiiz :) Bendeki bu mutlulukla gittim Fizik çözdüm yanii o kaaa :)

Yeni bölümle karşınızdayıııım! Isolde ve Marcus 'u başbaşa bırakan Leydi Katherina sizce kötü mü yaptı iyi mi? Bunun cevabını bölümü okuduktan sonra sizden rica ediyoruum canlar

Bir dahaki bölümde çok önemli olaylar olacak! Çok şaşıracaksınız gerçekten yani ben öyle tahmin ediyorum.Eğer geceye kadar yorumlarınızla beni cezbederseniz bugün yine bölüm ekleyebiliriiim.

Not: Benim gecem 03:00 'a kadar gidiyor :) Söyliiim dedim yanii.

İyi okumalaaaar <3

Şu işe bak ya! Bu manyak herifle aynı odada kilitli kaldım! Leydi Katherina fazlasıyla gürültü yaptığım için uyanmış ve tabi o gürültüyle kalkan insan sinir küpüne dönerdi değil mi? Leydi Katherina da sinirli ve uykulu görünüyordu. Tanrım! Ne yapacağım ben şimdi? Ben kapının dibine oturdum ve ayaklarımı karnıma çektim.Trihan ise ayaklarını öne uzatmış ,kapıya sırtını yaslamış bir şekilde oturdu az uzağımda.

Trihan uzun süre sessizlikten sonra gözlerini önüne sabitlemiş bir şekilde " Hep senin yüzünden yer cücesi!" dedi.

Ah! Bana yer cücesi demesinden nefret ediyorum! Gözlerimi büyüterek "Ne! Benim yüzümden mi? Özür dilerim ama beni buraya hapis eden sizdiniz Lordum!" dedim ona dönerek.

Yan yan gülerek " Vay canına! İlk defa söylediğin bir cümlende bana hakaret etmedin!" dedi.

" Pis ukala!"

Kafasını bir sağa bir sola sallarken " Bak nazar değdi!" dedi alayla.

"Kimin nazarı acaba?" dedim çok alçak bir ses tonuyla.

" Odama şöyle bir bakıyorum da bu işte gayet iyisiniz Leydim."

"Ne ! Ne işi?" diye sordum anlamayarak.

"Eşyaları paramparça etmekte!" dedi eliyle kırılan çekmeceyi göstererek.

"Ha-ha teşekkkürler Lordum!" dedim hafiften gülümserken.

Dudaklarını büzdü ve "Kıskançlık insana bunu da yaptırabiliyor demek ki." demesiyle ben gözlerimi büyüterek "Ne kıskançlığından bahsediyorsun sen?" diye sordum.

Bana çekici bakışlarını göndererek " Kuzeninizi benimle öper-" derken hemen sözünü kesip " Saçmalık bu! Sizi kıskandığım falan yoktu!" deyiverdim.

"Tabi tabi " dedi inanmıyormuş gibi.

Omuzları yukarı kaldırıp indirirken " İnanmazsan inanma !" dedim ve önüme döndüm.

Bir süre öyle duruyoruz konuşmadan.Sonra yine o aptal ağzını açtı!

"Kolyeni bulamamışlar."

Ben hızla kafamı ona çevirdim.Gaz lambasının aydınlattığı o çekici gözlere dikkatle baktım gözlerimin dolduğunu fark ederek.

" Kolyem..." derken sesim hafiften titredi.

Kafasını bana döndürerek " Kolyene "aptal bir kolye" dediğim için kusura bakma." dedi , gerçekten o gözlerde pişmanlık ve üzüntüyü yakalayabildim.

"Bu bir özür mü?" dedim bir kaşımı kaldırarak.

" Hayır! Sadece bi-" derken sözünü tamamlamasına izin vermedim soğuk bir şekilde " İyi." diyerek.

Benim ifadesiz bir şekilde durmamı aldırmadı ve "Bu kolye senin için çok önemli olmalı.Sevgilin falan mı hediye etmişti?" diye sordu meraklı gözlerini gözlerime dikerek. O Ayaklarını kendine çekerken ben " Hayır.Annemin kolyesiydi." dedim sesimin titremesine engel olamayarak.

Masumiyet ÇağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin