Merhaba arkadaşlar, öncelikle yayınlamaya başlayacağım kitap ilk kitabım olacak umarım beğenir ve bir şans verebilirsiniz, eğer hatalarım olursa lütfen eleştirin kendimi böyle düzeltebilirim ayrıca benim okuyucu sayım benim için önemli değil eğer bir okurum bile olsa ben onun için yazmaya devam ederim.
Şarkı: Sia-Cheap Thrills
Cemre ismi kor ateş anlamına gelir, aynı zamanda sevgiyi ve mutluluğu yaşatan canlı anlamına da gelir. Gerçekten ismimle çok uyumluyum.
Ama şu an bunları düşünecek vaktim hiç yok ve sanırım geç kalacağım. Neyse ki kapının arkasından gelen ses beni rahatlatmaya yetti.-Cemre! Gerekli eşyaların kapının önünde
Teşekkür etmekle yetindim ama anneme o kadar minnettardım ki, bütün zor zamanlarımda bana yardımcı olan, her ne olursa olsun destek çıkan, sürekli arkamı toplayan bir annem vardı, bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyordum. Annem uzun boylu zayıf ve zarif bir kadındır. Aynı zamanda kibarlığı ile bütün işlerini yaptırma gücüne sahip. Babam ise annem kadar kibar olmasa da bu konu üzerinde çalışıyordu. Uzun boyu iri vücudu ile gittiği yerde kendini belli eden bir suratı vardı. Ailemden gerçekten gurur duyuyorum. Tek çocuk olarak beni el bebek gül bebek yetiştiren annem ve babam şimdi beni bir yıllığına okulun düzenlediği erasmus ile Kore'ye gönderecekti. Onlar için ne kadar zor olduğunu fark edebiliyordum fakat benim için de bir hayli zordu. Bunun üstesinden geleceğime o kadar inanmıştım ki teklif geldiği anda kabul ettim. Neyse ki beni cesaretlendirecek arkadaşlarım vardı. Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra çantalarımı alıp anneme veda etmek üzere kapıya çıktım. Annem içerden bir poşet abur cubır getirene kadar evimizi süzdüm, sonuçta bir yıl göremeyecektim, iki katlı tatlı bir evdi odamın çatı katında olması beni en mutlu eden tarafıydı, bunları düşünürken bir ses ile kendime geldim
-Geç kalmak istemiyorsan gidelim Cemre.
Babamın her zamanki ciddi ses tonu ile kendime gelmem kısa sürmedi. Anneme veda etmek üzere kollarımı açtım ve kokusunu alabildiğim kadar içime çektim, uzun bir sarılmanın ardından büyük bir öpücük yollayıp arabaya bindim. "İşte muhteşem Kore yolculuğum başladı" diye mırıldandım,babamın her an yaş akabilecek gözleri bana döndü ve nasihatlar vermeye başladı, bütün dediklerini kafam ile onaylarken babam arabayı durdurdu, etrafıma bakındığımda okula geldiğimizi anlamıştım, o kadar heyecan vardı ki içimde doğru düzgün düşünemiyordum. Babam bana baktı ve sevgi dolu sıcacık kucağını bana doğru açtı, bende ona sımsıkı sarıldım ve en sonunda babam ağlamaya başlayınca onu bir an önce göndermeye karar verdim çünkü bu gidişler erasmus işi tuzla buz olacaktı. Büyük bir öpücük gönderdikten sonra hızla bahçenin gölge tarafında otobüsün kalkmasını bekleyen grubun yanına gittim, beni beklercesine hepsi samimi bir selam verdi, dişlerimi göstererek gülerken arkamdan birinin bana dokunması ile irkildim, sınıf öğretmenlerinden birisi beni yanına çağırdı ve derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı,
-Cemreciğim Kore ye gittiğinde şaşırmaman için sana neler olacağını anlatmam lazım baban ve annen bu konuda gayet ciddi.
Birden sert bir yüz ifadesi takınmıştı, bu durumdan rahatsız olarak kafamı yukarı aşağı sallamaya başladım ve öğretmen konuşmasına devam etti
-Kore ye indiğinde diğer arkadaşların ile bir otobüs sizi bekliyor olacak ve her birinizi kalacağınız evlere dağıtacak, kalacağın evi umarım beğenirsin, dedi alaycı bir ses tonuyla
Sanırım bu adam benimle dalga geçiyor, neden sadece bana anlatıyor ki yapamayacağımı mı sanıyor?
-Anladım hocam, diyerek oradan ayrılacaktım ki kolumdan sertçe tuttu ve heyecanla konuşmaya başladı
-Bir de senin dil öğretmenin olacak ve kalacağın eve her gün gelip sana Korece öğretecek, dedi hafif bir gülümseme ile
Şaşırmıştım annem ve babam bana bundan bahsetmemişti ama sevinmiştim, sonuçta bir yıl Kore de dil bilmeden dolaşamam.
Kafamı tamam anlamında sallayıp oradan hemen uzaklaşmak istedim çünkü gerçekten arkadaşlarımı özlemiştim ayrıca onları bir yıl göremeyecektim, hemen onların yanına koştum ve Toprak konuşmaya başladı
-Küçük hanım nerde kaldı diyorduk bizde
Toprak bizim grubun en yakışıklısı diyebilirim, uzun boyu ve kahverengi saçları ile kısa bir sürede kızların odak noktası olmuştu. Çok geçmeden cevap verdim,
-Geldim işte sabırsızlar.
Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu, sol tarafa dönmem ile Merve'yi görmem bir oldu, uzun boyu ve doğal sarı saçları ile göze çarpan bir tipti,
-Merveeeeeeee, diye kocaman bir çığlık attım ve üstüne atladım, benim çocukluğumdan beri tanıdığım iki kişi vardı, Toprak ve Merve. İkisinide canımdan çok seviyordum.
Bir iki kişi daha vardı yanımızda ama pek samimi olmadığımız için sadece selam verdim, on dakika sonra otobüs kalkacağına dair bir haber aldığımızda Toprak ve Merve 'yi alıp baş başa kalacağımız bir yere götürdüm ve tam uzun, duygusal bir veda konuşmasına başlayacakken Merve susturdu,
-Niye veda ediyorsun ki, sonuçta bir yıl bu sürede de görüşeceğiz, dedi
Benim laflarım ağzıma tıkılırken Toprak, Merve' ye hak verircesine kafasını salladı ve uzun kollarını açtı, üçümüz sarılırken korna seslerini duymaya başladım.
Artık gitme zamanı gelmişti, otobüse binerken arkamda bıraktığım herkese el sallarken yerime yerleşmeye çalışıyordum.
Havalimanına geldik ve Toprak sayesinde yerleştirdiğim bavulları çıkarttık, kapıdan içeri girerken insanları hafifçe süzdüm, bazıları gidecekleri için üzgün bazıları ise dans edebilecek kadar mutlu, ortam biraz garip gelse de otobüsteki arkadaşları takip ettim ve sonunda bir turnikeye ulaştık, bu sefer arkama hiç bakmamıştım, sadece ileride gözüken uçağa bakmıştım, hafif üzüntü hafif heyecan, hafif gerilim, tedirginlik, mutluluk, şaşkınlık ve daha birçok duyguyı aynı anda yaşıyordum, ama sonunda uçağa binmiştim, herkes uyumaya hazırlanıyordu bende yastığımı ensenmin altına gelecek şekilde cama yasladım ve yolculuk benim için ikinci kez başlamış oldu.
Hafif uykuya dalarken bugün yaşadıklarımı düşündüm üzüntülerimi, arkamda bıraktığım tüm sevdiklerimi ve sevmediklerimi, şu an ki hislerimi tanımlamya çalışırken uyuya kaldım.
***
Gözlerim kısık bir şekilde aralandı, kulağımda bazı kelimeler çınlıyordu.-Lütfen kemerlerinizi bağlayınız.
Yapılan anonsa kulak asarak kemerini bağladım ve Kore'ye tam olarak iniş yapmış olduk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erasmus #Wattys2016
RomanceKapak tasarımı @yazmazdayazmaz 'a aittir. "Hayatıma giren kızlar hep acı çekti anlıyor musun, yeminimi bunca zamandır bozmadım, ama şu an zorlanıyorum, sen beni zorluyorsun." dedi, kalbimin ritmi hızlandı o an, sanki bir uçurumdan sonsuza uzanan bir...