İyi okumalar...
Medya:Cemre'nin yeni odası
Şarkı: Adele-i miss youİçeriden gelen patatesli omlet ve krep kokusuyla uyanmam bir oldu, kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra pembe peluş hayvanlı terliklerimi giyip ses çıkararak aşağıya inerken arkadan kocaman kollar beni kucağına aldı, tatlı tatlı çığlıklar atarak aşağı annemin yanına indik, annem babama çatık kaşlarla konuşmaya başladı,
-Dikkat et Yaman, düşürme kızımıı!!
Babam beni hafifçe yere bırakırken dudağını büzdü,
-Kırk kilocuk kızımızı düşürebişeceğimi mi sanıyorsun tatlım.
Kırk kilo değildim ama fiziğim güzeldi uzun bacaklarım ve ince belim vardı. Gerçek olmayan sitemiyle annemi öptü ve ocak başına yemeklere bakmaya gitti. Annem de durmadan saçımdan öpmeye başladı.
Aniden uyandım, sırtım ter içindeydi o sırada Aslı abla odaya girdi ve alışamadığım aksanı ile konuşmaya başladı,-Cemre tatlım, iyi misin?
Sesi endişeli geliyordu,
-İyiyim, yerimi yadırgadım biraz rüya gördüm sorun yok.
Diyerek geçiştirmeye çalıştım. İçi rahatlamış bir şekilde bana bakmaya başladı,
-Tamam tatlım, Mehmet amcan işe gitti, hadi aşağı gel de birlikte kahvaltı edelim.
Birden yüzümde koca bir tebessüm belirdi, çok acıkmıştım geldiğimden beri ağzıma bir lokma bile koymamıştım.Aslı abla odadan çıktı ve kendimi tuvalete attım, üzerim ter olnuştu, duşun sıcak suyunu açtım ve soyunmaya başladım, kendimi sıcak suya bıraktım ve kaslarımın gevşemesini bekledim,
"acaba annemler şu an ne yapıyordu, saat farkı yüzünden uyuyorlar mı? "
" Benim odamda kim yaşıyordu, annem onu sevmiş miydi"
Kafamda sürekli sorular dönüyordu ve birden aklıma Aslı teyzenin beni beklediği gelmişti. Hızlıca duşuma devam ettim...Aşağı inerken koridor boyu uzanan bir dolap vardı boyu kısaydı, işlemesi çok güzeldi üzerinde sırasıyla bir sürü fotoğraf vardı, hepsini detaylı bir şekilde incelemeye başladım ilk fotoğraf Aslı teyzeyle Mehmet amcaya aitti, ikincisinde küçük bir bebek vardı sanırım bu oğullarıydı yani şu an benim odamda kalan çocuktu.Üçüncğ fotoğrafa baktığımda benim yaşlarımda bir çocuk vardı, bebeğin büyük hali olarak tahmin ettiğim çocuğa bakarken Aslı teyze yanıma geldi, üzüntülü bir ses tonuyla konuşmaya başladı,
-Ji Seo, senin yerine geldiğin kişi, yani benim oğlum.
Buruk çıkan sesi ile üzüldüm ve kafamı eğdim, bunu anlamış olacak ki konuşmaya başladı,
-Hadi tatlım yemek soğudu.
İçeriden tanıdık olmayan kokular gelmişti, karnımdan o kadar sesler geliyordu ki geniş adımlarla mutfağa gittim.
"çok acıkmış olmalısın o kadar yol kolay değil" Aslı teyze anlayışlı ses tonu ile yemekleri hazırlamaya devam etti.
Sofrada garip şeyler vardı, ama Yolculuktan önce yemekleri araştırmıştım. Küçük kahverengi bir kapta pirinç lapası, yanında geniş ama uzun bir kapta balık vardı ızgara gibi duruyordu, ortada ise kimchi diye hatırladığım marul turşusu vardı."Yabancılık çekmen normal ama bir süre sonra bu yemeklere alışacağına eminim, sana Türk üsulu ekmek bile kızarttım"
Elindeki yağ sürülmüş ekmek tabağını getirerek karşıma oturdu, dün oldukça neşeliydi, ama o da benim gibi gittikçe kötüleşiyordu, oğlunu özlediği çok belliydi.
Birden sofradan kalktı, şaşkın bir ifadeyle ona bakarken konuşmaya başladı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erasmus #Wattys2016
RomanceKapak tasarımı @yazmazdayazmaz 'a aittir. "Hayatıma giren kızlar hep acı çekti anlıyor musun, yeminimi bunca zamandır bozmadım, ama şu an zorlanıyorum, sen beni zorluyorsun." dedi, kalbimin ritmi hızlandı o an, sanki bir uçurumdan sonsuza uzanan bir...