Toprak ve Ateş (+18)

Adsız Bölüm 5

                  

Dişleriyle kulak mememi ısırıp yavaşça çektiğinde bacaklarım gerilip vücudum uyuştu. Kulağıma eğildiğinde gözlerimi kapattım.

'Seni seviyorum'

Sorduğum soruya cevap vermediği için gözyaşlarımın akmasını engellemeye çalışarak öylece durdum. Başkasına dokunması fikri bile ruhumun çökmesine sebep olmuştu. Hareket kabiliyetim gitmiş, vücudum hem zevkten hemde üzntüden beni dinlemeden sürekli kasılıyordu. Eli yavaşça göğüslerimden aşağı inip göbeğime ulaştığında parmağı ile göbek deliğimin içini okşuyordu. Zevkten  başımı geri atıp o an ki refleksle az aşağı kaydım. Eliyle belimi kavrayıp beni yukarı çektikten sonra göbeğimden kasıklarıma indi. Parmak uçlarıyla ritim tutar gibi hafifçe dokunduktan sonra biraz daha aşağıya inip parmağını içime kaydırdı. Gözlerimi kapattım ve İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Yavaşça girip çıkmaya başladığında zevkten İçimden bir şeyler akmaya başladığını hissettim. Beni tutup kendine doğru çevirdi ve üzerine oturttu. Omuzlarından güç alıp kafamı geriye yasladım. İniltim banyoda yankı yaparken gözlerini ayırmadan zevk almamı izliyor, keyifle daha da hızlanıyordu. Başımı omuzuna koyup, tüm gücümle dişlerimi sıkıp etrafında dağıldım. Kulağıma eğilip 'sıra bende' dedi. Beni ayağa kaldırıp yüzümü soğuk mermere dayadı. Kalçamı kendine çekip tek hamleyle içime girdi. İki eliyle kalçamı tutup ritmik hareketlerle gidip gelerek hızlanmaya başlayınca

bacaklarım tutmuyor zevkten  yeniden dağılmak üzereydim. Adımı haykırarak içime aktığında kendini bana yaslayıp kulağıma 'çok güzelsin' dedi.

O kadar zevk almıştım ki gözlerim yarı kapalı bitik durumdaydım. Duş başlığını alıp vücudumdaki köpükleri yıkadıktan sonra ben de aynı işlemi ona yaptım. Beni jakuziden çıkarıp havluyla sardı ve kucağına alıp yatağıma yatırdı. Burnuma öpücük kondurup tekrar banyoya dönerek etrafı temizledi. Kasıklarımdaki zevkten hareket edemiyor yorgunluktan gözlerimi açamıyordum. Banyodan gelişini duyduğumda uyukya teslim olmak üzereydim. Üzerime battaniyeyi örtüp alnımdan öptü.

'Uyu aşkım, ben biraz odamda çalışacağım'

Konuşmaya halim olmadığı için sadece tamam der gibi başımı salladım. Uyandığımda aşağıdan annemlerin kahkaha seslerini duydum. Kaç saattir uyuyordum acaba? Telefonu elime aldığımda Murat 'uyan artık aşkım, seni özledim' yazan mesajı sanki sihirli değnek değmiş gibi beni kendime getirdi. Yataktan kalkıp siyah belden oturtmalı dizime kadar olan elbisemi giyindim. Saçlarım nemli olduğu için at kuyruğu yapıp odamdan hızla çıktım. Merdivenlerden en kibar halimle aşağı indiğimde Murat mutfakta salata yapıyor, annemler de bir yandan yemek hazırlıyordu. Tüm sevdiklerimi bir arada görmenin mutluluğunu olabildiğince saklamaya çalışarak 'merhaba' dedim. Murat sesimi duyunca hızla dönüp bana baktı ve gözleri beni gördüğü için sevinçten ışıl ışıl parlıyordu. Annem 'Ezgi sana harika haberim var yarın ertelenen iş görüşmeni yapabileceksin' dediğinde herşeyin tekrar yoluna girmsinin sevinciyle yerimde zıpladım. Murat duyduğu haberle yüzünü asıp tekrar salatasını yapmaya koyulurken neden böyle davrandığını  anlamadım.

'hadi Murat'a yardım et' 

Annemin sesi ile düşüncelerden sıyrılıp zevkle tabi ki diye içimden geçirdim. Nazan teyze 'vallahi bugünün tarihini yazacağım Murat salata yapıyor' diyerek kıkırdadı. Murat'ın yanına geçip 'ben ne yapayım?' diye sorunca dönüp sessizce senin için yaptım dedi. Ayaklarım yere basmıyordu sanki inanamıyorum benim için mutfağa girmişti. O kadar mutluydum ki dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. Yüzümdeki anlamsız sırıtmanın dikkat çekmemesi için biberleri alıp doğramaya başladım. Yan yana arada bir birbirimize göz kırparak birazda cilveleşrek salatayı hazırladık. Masaya oturduğumuzda annem ve Nazan teyze daha önce böyşe görmedikleri Murat'ın neşesini merak edercesine sorular sormaya başladılar.