Adsız Bölüm 28

9.3K 292 114
                                    


Elim tetikte ne yapacağımı bilmez halde öylece durup duyduklarımı aklımda tartmaya çalışırken Murat ayağa kalkıp kendinden emin bir şekilde bana doğru büyük bir adım attı. Gözlerini gözlerime kilitleyip bu sefer daha uzun bir adım daha atarak iyice yanıma yaklaştıktan sonra ürkek halde elimi karnıma koydu. Karnımda ki sertliği fark ederken yüzünde tuhaf bir şaşkınlık oluştu. Önümde diz çöküp yavaşça tişörtümü kaldırdıktan sonra korseyi görünce bir an gözlerini gözlerime bir süre kilitledikten sonra tekrar karnıma bakmaya başladı. Korsenin önündeki çıt çıtları dikkatli bir şekilde tek tek açtıktan sonra korseyi yavaşça çıkarınca karnım eski halini aldı. Elini tekrar çıplak karnıma koyduğu o an sanki bir mucize gibi kızım babasının dokunuşunu hissetmişçesine içimde deli gibi hareket emeye başladı. Murat gözlerindeki yaşlara aldırış etmeden gülümseyip ''merhaba kızım''dediğinde elimdeki silah parmaklarımın arasından kayıp yere düştü. Sanki zaman durmuş dünyada sanki üçümüz varmışız gibi herşey bizim etrafımızda dönüyordu. Kısacık zamanda yaşadığım sihirli anın etkisinden kurtulup bir adım geri çekilince Murat bir süre hiç kıpırdamadan yerinde bekledi. Aceleyle tişörtümle karnımı kapatıp ellerimi bebeğimi korumak için siper etmişçesine önümde birleştirdim. Ağır hareketlerle yerinden kalkıp yüzüme baktığında sanki içimden bir parçanın kopup aktığını hissettim.

''önce eşyaların almaya sonra da eve gidiyoruz''

Ne diyeceğimi bilmez halde ve kararsızca yerimden kıpırdaman öylece durdum. Niye gitmiştim ben o evden neden çekmiştim peki bu kadar acıyı, nasıl dönecek insanlara ne açıklama yapacaktım şimdi. Murat beklediğimi görünce elleri cebinde yüzüme öfkeyle bakarken gözlerinde ki ateş tüm bedenimi yakıyordu.

'' beni zorlama Ezgi sabrımı zorlama '' son kelimesini söylerken sinirden dişlerinin arasından adeta tısladı. Eşyalarımı toplamak için Hatice teyzenin evine giderken sessizce sokakta arkamdan beni takip ediyordu. Kapıdan girdiğimde arkamda Murat'ı gören Hatice teyze şüpheyle bana bir göz attıktan sonra kapıya doğru yönelip '' hoş geldin evladım'' dedi. Murat mahcupça eğilip Hatice teyzenin elini öperken Hatice teyze de herkesin yaptığı gibi Murat'ı büyük bir hayranlıkla süzdü. Bir süre kimseden ses çıkmadan öyle beklerken ilk konuşmaya beni kollayan sevimli kadın konuştu.

'' benim az işim var siz rahatınıza bakın''

'' herşey için teşekkür ederim Ezgiyi eve götürüyorum. Eşimi koruyup bir nevi annelik ettiniz lütfen bu hediyemi kabul edin.''

Murat cebinden bir tomar parayı çıkarıp Hatice teyzeye uzatırken ihtiyacı olduğu için kadıncağız mahcubiyetle parayı alıp teşekkür etti. Hatice teyze bana doğru gelip nemli gözlerle sıkıca sarılırken kulağıma burada bir evin var ne zaman istersen gel başım gözüm üstüme dedi. Söyledi sözler karşısında sımsıkı sarılıp sessizce teşekkür ederim her şey için dedim. Hatice teyze kapıdan çıkarken son defa arkasına dönüp bakarken yaşları kırışmış yanaklarımdan süzülüyordu. Odama gidip eşyalarımı toplarken Murat da arkamdan gelip kapıdan içeri girmeden beni izlemeye başladı. Duvara astığım beraber mutlu anlarımızdaki resimleri görünce ikimizde birbirimize hiç konuşmadan öylece baktık. Bir süre öylece bakıştıktan sonra odadan içeri girip kapıyı arkasından kapattı. Tam karşımda durup elimdeki eşyaları alırken kalbim kuş gibi çarpmaya başladı. Gözlerini gözlerime kilitlerken ceketini çıkarıp ilk bulduğu yere adeta fırlatırcasına attı. Babamın katili şehvetle gözlerimin içine bakarken dugularım içimden fışkırırcasına taşıyor beni sonradan pişman olacağım duruma doğru sürüklüyordu. Bir süre sonra Murat gardırobun önüne doğru yürüyüp valizimi indirdikten sonra eşyalarımı toplamaya başladı. Ben sersem gibi öylece durup ne yaptığını anlamaya çalışırken aslında niyetinin sadece eşyalarımı toplamak olduğunu anladım. Neden hayal kırıklığı yaşadığımı bilmeden sandalyeye çökerken sessizce onu izlemye başladım. hiç mola vermeden 2 saat boyunca eşyalarımı tek tek katlayıp özenle yerleştirdikten sonra valizin kapağını kapattı.

Yol boyunca arabada ikimizden de tek bir kelime çıkmadı. Sitenini girişine geldiğimizde sanki yıllardır evden ayrı kalmış gibi içimi tarifsiz bir özlem kapladı. Evin kapısına geldiğimizde annem kapıya çıkıp gözleri yaşlar içinde koşarak bana doğru gelirken Nazan teyzede annemi izleyip mendiliyle gözlerindeki yaşları siliyordu. Araba durur durmaz indiğim gibi anneme sıkıca sarıldım.

'' canım benim öldüm meraktan neden gittin yavrum annem ölür bensiz diye hiç mi düşünmedin''

Yüzümü boynuna gömerken ''neden bana anlatmadın'' diye sorduğumda annem hiç kıpırdamadan buz gibi kesilince Murat'ın anlattıklarının doğru olduğunu tüm acısını içimde yaşayarak anladım.

''Ahh sen ne acılar yaşadın? Neler çektin bunca yıl? Benim yüzümden değil mi? Benim canım annem''

Sımsıkı sarılıp hıçkırıklara boğulurken konuşmadan sadece sırtımı sıvazladı. Elimden tutup kapıya doğru giderken Nazan teyze de hızla yanıma gelip şevkatle boynuma sarıldı.

İçeri girdiğimizde üzerimdeki montu çıkarınca ikisinin de gözü iyice belirgin olan karnıma kayınca annem ve Nazan teyze elleriyle ağızlarını kapatıp tekrar gülmeyle karışık ağlamaya başladılar. Annem gözlerindeki yaşı silerken bir yandan da beni koltuğa oturtup arkama yastık koymaya başladı. Nazan teyze sanki evin hizmetkarı gibi ellerini önnüde bağlayıp karşımda durunca içimdeki kız kahkahalara boğulu verdi.

''Ezgicim sana bir şey hazırlayayım mı yavrum? Açmışın? Ah ne aptalım tabiki açsındır ne yersin canın bir şey istiyor mu?''

Biz konuşurken Murat karşımdaki koltukta bacak bacak üstüne atmış çoktan derin düşüncelere dalmıştı. Annesi ve annemden müsaade isteyip benimle salonda yalnız kalınca hafifçe yerinde doğrulup ellerini dizlerinin üzerinde birleştirdi.

'' Bebek doğunca boşanıyoruz. Sen ve annen aldığım villada oturacaksınız ben annem ve bebekte burada beraber yaşayacağız. İlk yıl günde sadece 3 saat o da bebeği süt vermek için göreceksin. Sonraki yıllar da tekrar oturup saatleri konuşacağız''

Boşanacak mıyız? bebeğimi benden alacak o cümleyi duyduğum an sanki tüm dünya başıma yıkıldı ve tekrar eski haline geldi.. Hışımla yerimden kalkarken sanki karnıma bıçak saplanmış gibi acı ağrıyla ahh dedim. Murat benim halimi görünce hızla yanıma yaklaşıp beni tam tutacakken tuttu.

Toprak ve Ateş  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin