Adsız Bölüm 25

9.4K 241 24
                                    


Gün boyunca sevişmekten o kadar yorulmuştum ki göğüsüne başımı koyup uykuya teslim oldum. Gözlerimi açtığımda odanın içi karanlıktı Murat kollarıyla vücudumu sardığından sıcaktan nefes alamıyordum. Yavaşça kollarının arasından sıyrılmaya çalışırken yarı uykulu 'nereye gidiyorsun? Aşkım' dedi. Kulağına eğilip' çok sıcak aşkım hem de tuvalete gitmem gerek' deyip dudağını öptüm. Tek gözünü açıp telefonun saatine baktıktan sonra yatakta doğrulup ' acıktın mı bebeğim?' Diye sorunca evet der gibi gülümseyerek başımı salladım. Üzerime Murat 'ın gömleğini giyinip tuvalet

giderken Murat' da yemek siparişi verdi. Elimi yüzümü yıkayıp kapıdan çıkarken Murat telefonda yine birilerine direktifler yağdırıyordu. Yatağın etrafında külotumu arayıp bulduğumda tam giyecekken Murat telefonla konuşuyor bir yandan da elimden külotumu çekip başını hayır der gibi salladı. Beni hala bu kadar çok arzuladığı için sevinçten deliye döndümse de hiç belli etmedim. Yemeğimiz geldiğinde kokusu bile iştahımı kabarttı. Sebzeli tavuk, pilav ve salatanın hepsini yediğimde ne kadar acıktığımı fark ettim. Parmaklarımda kalanları Murat ağzıyla temizledi. Elimden tutup küvete götürürken üzerimdeki gömleğini de çıkardı. Banyoya girdiğimizde şampuan kokuları hala aynı duruyordu. Ben suya girerken Murat' da mumları tek tek yakıp yanıma geldi. Bilinçaltımdaki soru dilimden dökülüverdi.' Bu bebeği gerçekten aldırmak istedin mi?' Yüzüme öfkeyle bakıp parmağını sallayarak ' ikinizide çok seviyorum o bebek benimde parçam ama aramıza girecek her şeyi ezer geçerim.' Dediğinde yüzündeki ciddiyetinden korkudan küvetin bir köşesine tünedim. Korku insana arzu duyurur mu? Kimim ben? Bildiğim tek ben artık eski ben değildim ve bu adam her şeyi yapardım. Bir anda yerimden kalkıp kucağına oturdum yüzünü okşayıp dudaklarını öptüğümde kollarıyla vücudumu sardı. Pe*si içime girerken o an sadece boşalıp onda kaybolmak istedim. Beni kucağına alıp odaya götürürken üzerimizden köpükler ve sular akıyordu. Yatağa taşıyıp üzerime serildi. Ellerimi kenetleyip gözlerini benden ayırmadan defalarca girip çıktı. Kasıklarımdan yükselen zevk beni esir alırken boğazımdan inleme yükseldi. Hızlanırken bir yandan da suçlu çocuk gibi ' ikinizi de çok seviyorum ama sensiz olamam, yapamam ne olur beni anla ' deyip boşaldığı an söylediği sözler ile bende patladım. Üzerimde doğrulup yüzüme uzun uzun baktı. Bu kadar mükemmel adam nasıl olurda aynı zamanda bu kadar acımasız ve soğukkanlı olabilirdi? Çok korkuyor bir o kadar da çok seviyordumum. İçimden çıkıp yanıma uzanırken

bacaklarımın arasından sıvıları akmasın diye baldırlarımı birbirine bastırıp iyice sıktım. Yan dönüp yüzüme bakmaya devam etti. Elimi karnıma koyup Ziya'nın söylediklerini sormamak için kendimi zor tutuyordum. Sorsam da ne fark edecek ki, evet yaptım dese diyecek hiç bir sözüm yoktu. Çaresizliğimden utandım ve bir o kadar kendimden iğrendim. Evimiz, hatıralarımızı yaktırdığına inanmak istemediğim için belki de bu kadar rahattım. 'İçmek istiyorum kusana kadar içmek' yüzüme bakıp 'bende içmek istiyorum, bir an kısacık bir anda olsa seni, her şeyi unutmak için' dedi. Bir anda ayağa kalkıp pantolonunu giyinirken 'sen içemezsin ama ben içebilirim' deyip göz kırptı. Kapıdan çıktığında çarşafı üzerime çekip yastığına sarıldım. Yarım saat sonra elinde bir şişe kırmızı şarapla gelip karşımdaki masaya oturdu. Şişeyi kadehe özenle döküp bir dikişte hepsini içti. Yataktan doğrulup çarşafı belimin altına sararak bağdaş kurdum. Biten kadehini tekrar doldurmaktan vazgeçip şişeyi eline aldı. Başına dikip hepsini bitirdikten sonra kan çanağı olmuş gözleriyle yüzüme baktı. Parmağını bana doğru uzatıp' siz ikiniz benim her şeyimsiniz ve bu iki kadın her zaman bana ait kalacak. Ölene kadar yanımda olacaksınız 'deyip gözlerini yere sabitledi. Yerimden kalktım. Kucağına oturup saçlarını okşadım. Gözlerini kapatıp göğsüme dayandı. Elini karnıma koyup öylece durdu. Keşke hep böyle olsa... Beni ayağa kaldırıp pantolonunu çıkardı. Kendine çekip dans etmeye başladı. Kollarımı boynuna dolayıp dudağındaki şarap tadını almak için dilimle ağzında iyice gezindim. Şarabın afrodizyak etkisi baş gösterince kucağına alıp hızla içime girdi. Gücü tükenmek bilmeden dakikalarca üzerimde gidip geldi. Murat'ın koynunda uzanırken' doktoru arayalım mı?' Diye sordum. Neden? Deyip doğrulunca utanarak 'bu kadar çok ilişkiye girmemiz bebeğe zarar verir mi diye korkuyorum içim rahatlasın' dediğimde tekrar yerine uzanıp

Toprak ve Ateş  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin