5. 'Minnie Mouse'

329 38 14
                                    

Multi: Ali


Sırama daha da gömülüp yok olmayı denedim. Yoksa bu emekli olmuş denizanası gibi konuşmaya devam eden matematik öğretmeni her an beni kaldırabilir ve bir yerlerinden uydurduğu, kendisinin bile cevabını bilmediği bir soruyu bana sorup, yaptırmaya çalışabilirdi.

Evet okuldayım! Ne hoş değil mi? Herkes tatillerde, kumsallarda keyif çatarken, ben sınıfta oturmuş bu manyak kadını dinliyordum. Kolejin faydaları (!)

Son senemiz olduğundan okula erkenden başlamıştık. Sadece bir ay tatil yapabilmiştik. O da zaten pek de tatil sayılmazdı. Normal hafta sonları gibiydi resmen.

Antalya'daki bir haftalık tatilimizi yeni tanıştığım Güneş, Ali, Ufuk'la geçirirken oldukça eğlenmiştik. Berk'in anlattığı kadar varlardı. Çok kafa insanlardı. Ama bir kişi için aynı şeyi söyleyemeyecektim. O kişi Uzay'dan başkası değildi tabi ki. Yine ne yapıp edip sinirlerimi hoplatmayı başarmıştı. Bir türlü adam akıllı oturup konuşamamıştık. Ben ya onun o sarsılmaz egosuyla konuşuyordum, ya da kibriyle.

Her gittiğimiz yere gelmese de arada bir geliyordu. Bazen yanında İnci bile oluyordu. İnci ona ne kadar sırnaşsa da pek suratına baktığı söylenemezdi.

Ağabeyimle Alya hala çıkıyorlardı ve bu benim daha çok midemi bulandırıyordu. Onların aralarını yapmaya çalışırken acaba hangi kafadaydım diye düşünmeden edemiyordum. Berk bu halime daha çok gülse de bana moral amaçlı bir sürü damak getiriyordu. Ali'yle bu konuda çok tartışıyorduk. Ona göre Berk ona getiriyordu. Bana göreyse tabi ki bana. Bu gerçeği kendisi de bilse de beni damaklarımla baş başa bırakmıyordu. En sonda tartışmaya ortadan ikiye bölmekle sonlandırıyorduk.

"Biraz daha dalarsan hoca sana dalacak." Uzay'ın kıkırdayan sesi kulağıma gelince yüzümü buruşturdum. "Hoca bana dalmadan ben sana dalacağım."

Bu sözlerime bozulması gerekirken daha da çok sırıttı. "Benim bu tanrıçaları kıskandıracak kadar güzel olan yüzüme ve vücuduma her kız bakarken dalar." Göz kırptı. Ego yığını.

"Egon yanında promosyon mu?" Sırıtışı genişledi ve çapkın bir hal aldı.

"Daha başka promosyonları görmek istersen evime gelebilirsin." Ayağına sert olduğunu umduğum bir tekme geçirdim.

"Kes sesini!" Sırıttı. Hemen önüme dönüp Ali'nin ensesindeki saçlarla oynamaya başladım.

Evet Uzay da bizim okuldaydı. Hatta aynı sınıftaydık. Hem de hepimiz. Tabi ki para işin içindeydi.

Başlarda bizim okula gelip gelemeyeceğini söylemese de ilk gün, okula geldiğimizde daha ilk derse geç kalarak sınıfa büyük bir gürültüyle girmişti. Hocanın sesini bile çıkamamıştı. Bizde buna paranın gücü diyorduk tabi ki.

Başlarda benim yanımda Alya otursa da -ki zaten biz hep birlikte otururduk- bir gün halaların onlara gelmesi üzerine annesine yardım amaçlı evde kalmıştı. Tabi ki orada akşama kadar kalmamış annesine birazcık yardım edip Aras'la dışarı çıkmışlardı. Onları Asude Komutana şikayet edeceğimi tehditvari bir şekilde açıklamıştım. Aras da bana susmam için rüşvet olarak telefonuma 1 aylık internet paketi yapmıştı.

Alya'nın gelmediği gün Uzay da bir kızın yanından kalkıp yanıma geçmişti. Neden yanıma geldiğini sorduğumdaysa, "Seni sinir etmek o kızın bana yavşamasından daha iyidir, orada ırzıma geçse ruhunuz duymaz." Deyip beni kahkahalara boğmuştu.

Sonraki gün Alya geldiğinde onu kesin bir dille postalamaya çalışmıştım ama yerinden değil kımıldamak daha da yayılıp, "O kızın yanına beni gönderme! O kız bana tecavüz edip, 49 yerimden bıçaklayıp, damatlık giydirip tenha bir yerde beni gömer." Diyerek acıtasyon yapmıştı. Bende tabi ki etkili olmamıştı bu.

Uzaydaki NefesimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin