Multi: Nefes
Bölüm şarkısı: Mor ve Ötesi 'Bir derdim var'
Uzay yanımıza ulaştığında bana hiç bakmayarak sadece Kaan'a diktiği gözleriyle anlam vermeye çalışıyordu. Neyi anlamaya çalıştığı gayet açıktı. Benim gibi o da merak ediyordu onun burada ne işi olduğunu.
"Kaan? Hayırdır, hangi rüzgar attı seni buraya?" Bu sakin ama 'Defol git!" dercesine çıkan sorulara karşı derin bir nefes aldım. Uzay'ı görmemle saçma sapan oluşan o gereksiz korkunun büyük bir bölümü kalkmıştı üstümden.
Kaan gülerek Uzay'dan ayırdığı bakışlarını bir kaç saniye üstümde tuttuktan sonra tekrar Uzay'a döndü. "İzmir'de karşılaştığımızda söylemiştim zaten Nefes'
le aynı okula gelmek istediğimi." Bana gülümseyerek bakarken bende zor da olsa ona karşılık vermeye çalışıyordum. Uzay'ın homurdanmasını duymazlığa gelip, yapmacık bir şekilde -ki istesem de samimi olamıyordum-, "Hoşgeldin." Dedim gülümseyerek. Benim aksime o samimi bir şekilde gülümsemesine devam ederek, "Hoşbulduk." Diyerek karşılık verdi.
Uzay her zaman olduğu gibi araya kaynak yapacakken, "Uzay!" Diye cırlayan bir cırtlak ses duyulunca ağzını geri kapatmak zorunda kaldı. Yavaşça arkasını dönüp, tam karşımızda ona sırıtarak bakan İnci'ye döndü bakışları. "Ne oldu?"
Uzay'ın soğuk çıkan ses tonuyla sorduğu soruyu, İnci hiç umursamayarak adeta şakıyarak cevap verdi. "Artık bu okuldayım! Çok sevindin değil mi canım?" Uzay bu cümlelere karşı İnci'ye türünün son örneğiymişçesine bakarken cevapladı. "Ya ya o kadar çok sevindim ki tepki bile gösteremiyorum."
Onun bu dalga geçer gibi konuşmasına kıkırdarken, İnci hiç fark etmeyip ya da fark edemeyip, "Ayy Kıyamam!" gibi sesler çıkarmaya başladı. Şeytan diyor çarp bir tane suratına!
Kaan bu olanlara benim gibi seyirci kalırken benim kıkırdamalarım aksine o mimiksiz bekliyordu. Uzay, İnci'nin saçma sapan çıkardığı sesleri umursamayarak bize tekrar döndü. "Ne yani son sene bu okulda mısın?" Kaan başını onaylar anlamda salladı. "Nefes okul değiştirmeyeceğine göre öyle görünüyor."
Benle aynı anda kaşlarını çatan Uzay, yine benim konuşmama fırsat vermeyerek, "Ne alaka?" Diye sordu. Kaan gözlerini gözlerime dikip, "Zor buldum onu, şimdi tekrar mı kaybedeyim?" Diye sordu derinden bir nefes bırakarak.
Onun bu ses tonuna ve cümlesine karşılık bir şey diyemezken gergince gülümsedim. Uzay dişlerini birbirine bastırmış kasılan çenesiyle tepkisizce bir bana bir Kaan'a bakıyordu. İnci hala Uzay'ın arkasında bizi dinlerken kimsenin onu umursadığı söylenemezdi.
Kimsenin konuşmayacağını ve gerginliğin geçmeyeceğini anlayınca yavaştan hareketlendim. "Sınav olacağım sınıfı öğrenmem lazım." Sesim kedi sesi gibi çıksa da bozuntuya vermeyerek arkamı döndüm. Kaan arkamdan, "Sonra bol bol görüşürüz." Derken, Uzay beni takip etmeye başlamıştı bile.
Yanıma ulaşabilmesi için yavaşlattığım adımlarım işe yarayınca normal hızıma geri döndüm. "Nefes okul değiştirmeyeceğine göre öyle görünüyormuş." , "Zor bulmuşmuş. Geri zekalı!" Gibi gerçekleşen Uzay homurdanmalarını hiçe sayıp yürümeye aralıksız devam ettim.
Duyuru panosunu bir kaç dakika incelemeye aldıktan sonra sınıfımı ve sıramı öğrenip geldiğim yeri geri dönmek için tekrar hareketlendim.
"Sen ne diye konuşuyorsun ki onunla. Anlatmadık mı sana nasıl biri olduğunu? Ne hala devam ediyorsun ki." Uzay'ın hala devam eden homurdanmalarına daha fazla dayanamayarak ona döndüm. Gözlerimi devirerek, "Çocuk benim ortaokuldan arkadaşım Uzay, konuşturmasa mıydım? Saçmalama. Hem sen neden bu kadar dert ediyorsun ki?" Diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaydaki Nefesim
Ficção Adolescente*** "İçinde bir yerlerde daha hiç büyümemiş kalbi kırık bir çocuk olduğunu biliyorum." Sarılışımızın el verdiği kadarıyla başını olumsuz anlamda salladı. "Benim içimdeki çocuğu daha büyümesine izin vermeden öldürdüler." *** Hayatımın çoğu monotonla...