1. 'İlk Öpücük Vakası'

757 48 41
                                    

Multi: Nefes


Çok rahatsız bir uykudaydım. Böyle sanki içim geçmiş gibiydi. Ne oluyordu anlayamıyordum. Neden dudaklarımda şiddetli bir baskı hissediyordum? Neden kulaklarıma boğuk, bir yığın insan sesi geliyordu? Özellikle nefesime kesen o darbeler neden vücuduma iniyordu?

Etraftaki boğuk sesleri bastıran bir ses duydum daha sonra. "Nefes al!" diye bağırıyordu. "Hadi nefes al!" Ve yine dudaklarımdaki o baskı.

Bir anda sanki kabuslu bir uykudan sonra yerimden sıçrar gibi doğruldum. Ağzıma bir anda gelen tuzlu suyu öksürükler arasında dışarı savurdum. Ciğerlerim sanki yeni yeni nefes alıyormuş gibi bayram ederken gözlerimi ağır ağır araladım. Görüşüm yeni yeni netleşirken gözüme bir çift gökyüzü mavisi gözler takıldı. Tam dibime girmiş baygın ve yorgun bir şekilde bakıyordu. Ben de ona şaşkınca bakarken hala öksürüyordum.

"Kendine geldi! Allah'ım sana şükürler olsun." Bu bağırış kesinlikle Alya'ya aitti. Yüzümü buruşturdum. Bir anda boynuma sarılınca yorgunluktan olsa gerek hareket edemedim. O da bunu anlamış olacak ki benden hemen uzaklaşıp doğrulmama yardım etti.

Bir araba dayak yemişim gibi hissediyordum. Ya da üzerimden tır geçmiş gibi. Anlamayan gözlerle etrafıma bakındım. Alya derdimi anlamış olacak ki hemen yanıma gelip, "Kızım sana kaç defa diyeceğiz tek başına bu kadar açılma diye. Ayağına yine kramp girmiş çıkamamışsın sudan. Az daha boğuluyordun." Parmağıyla bir yeri göstererek, "Allah'tan şu arkadaş seni fark et-" derken orada kimsenin olmadığını fark etti. Zaten etraf git gide dağılmış, insanların ilgi odağından kurtulmuştuk.

"Aa. Nereye gitti ki. Bir teşekkür bile edemedik." Alya hem etrafa bakınıyor hem de söyleniyordu. Haklıydı. Nereye gitmişti ki?

Sonra acı bir gerçekle sarsıldım. O dudaklarımdaki baskı tamamen gerçekti. Yani o çocuk beni öpmüştü. Aniden beynimde çakan şimşek dışa çığlık olarak firar etti. Yerlerinden sıçrayan Alya bana soru dolu bakışlarını atıyorlardı.

"Ne oluyor ya?!" Kendine gelen Alya homurdanmaya başlamıştı. Onu umursamadım. "Alya o çocuk beni öptü mü?!" Sesim oldukça bitik çıkıyordu.

"Ne öpmesi Nefes? Suni teneffüs sonuçta. Öpmek sayılmaz. Değil mi ama?" Sadece beni rahatlatmak için söylüyordu bunları.

Bu yaşına kadar gel. İlk öpücüğünü sevdiğin, gerçekten aşık olduğun bir adama sakla ve bir suni teneffüs uğruna gitsin. Git gide sinirlerim gerilirken Alya'da bana tedirgin bakışlar atıyorlardı. Ama sonuçta ben öpmemiştim değil mi? Yani ilk öpücük değildi kesinlikle. Kendimi bu şekilde motive edip, derin bir nefes çektim içime. Kendime geldiğimi düşündüğüm zamanda hala benim patlamamı bekleyen Alya'ya döndüm.

"Aman neyse. Hadi ben çok yorgunum eve geri dönelim. Berk gelmiştir şimdiye kadar." Onaylayan mırıltılar çıkarttığında, tamamen ayaklanıp eşyalarımı toplamaya başladım. Hafif baş ağrısı dışında pek bir şeyim yoktu.

"Yalnız çocuğu gördün mü çok iyiydi be." Hayran hayran konuşan Alya'ya göz devirip, koluna vurdum. "Kızım senin de dikkat ettiğin şeye bak. Ben ölüyordum farkındasın değil mi?"

"Ne yapayım Nefes? Allah yaratmış bakmasak ayıp olur yani." Dedi pis pis sırıtırken. Kaşlarımı çattım. "İstersen bunu Aras'ın yanında da söyle?" Dehşetle bana bakarken hiç umursamayarak yürümeye devam ettim.

"Tamam vallahi sustum. Ama Aras'ın yanında konuyu bile getirme." Ağabeyimi sevmesini ve aralarında oluşan kıvılcımları kullanmak her ne kadar içime sinmese de bunu hakketmiş gibiydi.

Uzaydaki NefesimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin