8. 'Terliksi Hayvan!'

287 35 50
                                    

Multi: Kaan

"Tabi ki tanışıyorlar. Kaan Nefes'in ilk ve son sevgilisiydi."


Bu sözlerden hemen sonra masada yine bir öksürük sesi duyuldu. Bu sefer ne ben ne de Alya öksürüyorduk. Tamamen kıpkırmızı yüz, kısık gözler ve nefes almaya çalışan Uzay'a aitti bu ses. Ufuk alttan alttan sırıtıp, Uzay'ın sırtına vurmaya başladı. "Yavaş kardeşim."

Uzay ona kötü kötü bakıp susturunca, Ali bu sefer araya girdi. "Kaan! Sen Nefes ponçiğimin ilk sevgilisi miydin?"

Kaan önce bana bakıp sırıttıktan sonra Ali'ye döndü. "Evet ve sanırım sonuncu da aynı zamanda." Ali ufak bir kahkaha atarken, Berk araya girdi bu sefer. "Öyle. Senden sonra hiçbir erkeğe yüz vermedi."

Yalancı bir öksürükle masanın altından Berk'in ayağına ayakkabımın topuğuyla bastım. "Ahh!" derken bana bakınca, hemen sus pus oldu.

"Nasıl ya?! Nefes şimdiye kadar bir kişiyle çıktı ve o da Kaan mı?" Güneş hayretle bize bakıyordu. Ses tonundaki heyecanı görmezden gelmeye çalışarak hemen araya girdim. "Birincisi çıkma kelimesinden nefret ediyorum. İkincisi daha alt tarafı 8'deydik. Abartmaya gerek yok." Bu umursamaz tavrıma Uzay, Kaan ve ben hariç herkes kıkırdamaya başladı.

"Nefes sana çok ulaşmak istedim ama biliyorsun 8. Sınıftan sonra yurt dışına çıkmıştık. Geldikten sonra Uzay'ların lisesine geçtim. Ama seni hiç görmedim?" Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Beni mi görmek istemiş şimdi bu?

"Nefes bizim okulda değildi, Kaan." Benim yerime Güneş açıklama yapınca Kaan tekrar bana döndü. "Neyse geç oldu ama sonunda seninle tekrar karşılaşabildik. Sonuçta birbirimizin ilklerine sahibiz." İlkler? Ne demeye çalışıyor şimdi bu? Yalandan gülümsedim. "Ya, ya."

"Sen hangi lisedesin peki? Belki son sene sizin okula gelebilirim?" Ben daha cevap veremeden, Uzay araya girdi. "Aykent Kolejinde." Hemen kaşlarımı çattım. Ne diye yalan söylemişti ki? Hızlıca Uzay'a döndüm. Tek kaşımı kaldırarak ona ne yaptığını sormaya çalıştım. Ama o omuz silkmekten başka bir şey yapmadı.

"Kaan biliyor musun, sen gittikten sonra Nefes çok kötü oldu. Depresyona gi-" diyemeden ikinci bir tekmeyi savurdum Berk'e. İçki onda çene yapmıştı anlaşılan.

Diğerleri ise tenis maçı izler gibi kim konuşuyorsa ona döndürüyorlardı kafalarını. Sanırım Kaan bu son cümleden aldığı gazla bana elini uzattı. "Biraz hava almaya ne dersin? Hem sohbet ederiz?" Açıkçası hiç onunla hiçbir yere gitmek istemiyordum ama şimdi onunla kalkmazsam bütün gece ısrar edeceğini, ve benim kafamı şişireceğini biliyordum. Cevap vermeden ayağa kalktım, uzattığı elini tutmadan yürümeye başladım. Uzay'la Berk'in şaşkınlık ve sinir karışımı bakışlarını görmezden gelip sahnenin ortasına doğru yürüdüm. Şuan hiç birinin ağabeyime verdikleri söz umurumda değildi.

Kaan ellerini belime koyup beni merdivenlere yönlendirince irkilerek birazcık uzaklaştım. Bunu fark ettiğinden olsa gerek önüme geçip, beni yönlendirdi. Buraya birçok kez geldiği belliydi.

"Nefes, görmeyeli gerçekten çok değişmişsin. Önceden de çok güzeldin ama şimdi daha da güzelleşmişsin." Sonunda ulaştığımız terasta trabzanlara yaslanarak konuşmuştu.

Her iltifat aldığımda olduğu gibi yanaklarımın kızardığına emindim. Gözlerimi kaçırdım. "Teşekkür ederim." Rahatsız olduğum büyük bir gerçekti.

Ufak bir kahkaha attı. "Hala aynısın. Hiç değişmemişsin. 8. Sınıftayken de sana iltifat ettiğimde aynı bu şekilde kızarırdın. Bu loş ışıkta bile kızarıklığın fark edilecek düzeyde."

Uzaydaki NefesimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin