•21•

6.6K 675 178
                                    

Sessizce etrafı izleyerek geçirdiğim yirmi dördüncü dakikanın sonunda cebimden telefonumu çıkarıp "Jeon" diye kaydettiğim numarayı aradım.

Sanki aramamı bekliyormuşçasına ilk çalışta açtıktan sonra birisi onu gıdıklıyormuş gibi bir ses çıkardı.

"Ahh... Efendim?"

Kıkırdamasını görmezden gelirken, telefonu tutmadığım diğer elimle bankın kenarında sallanan ve düşmek üzere olan çantamı yakalayıp yeniden yanıma bıraktım.

"Jungkook. Bugünkü çalışmayı yarın yapalım."

Arkadaki gürültünün azalması bulunduğu yerden uzaklaştığı anlamına geliyordu.

"Neden?" diye sordu.

"Yarım saattir seni okulun arkasındaki parkta bekliyorum." dedim beklemekten sıkıldığımı belli eden bir tavırla.

"Zaten bir saat çalışacaktık, ders saatinin yarısını beni bekleterek harcadın. Çok vaktimiz kalmadı."

Sanki ödevden sorumlu olan kişi benmişim gibi utanmadan "Yarın işlerim var." dedi.

"Cumartesi?"

"Haftasonu çalışmayı sevmiyorum."

"Pazartesi?"

"Müzikal provalar var."

"Salı?"

"Salı günü hastalanacakmışım gibi hissediyorum."

"O gün zaten çalışma günü!"

Ah...

Cidden...

Bu oğlan ya sabrımı deniyordu ya da gerçekten aptalın tekiydi.

"Hııı... Öyle mi?" diye geveledi.

"Öyle!"

Bağırmamı beklemiyordu belli ki, biraz sessiz kaldıktan sonra "Yine de yarın olmasını istemiyorum." dedi.

"Ayrıca ödevin teslim tarihi yaklaştı. Çalışma gününü ertelemek doğru olmaz."

Ödevi önemsiyor musun ki?!

Bağırmamak için kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım, sakinleşmek adına on saniye boyunca gözlerimi kapatıp açtım. Faydası yok denilemezdi ama bu metodu uygulamak bile ona vurma isteğimi azaltmamıştı.

"O zaman her neredeysen koşarak parka gel. Seni on dakikadan daha fazla beklemem."

Cevaplamasına fırsat vermeden kapattım. Neden onunla uğraşıyordum ki? Neden onu aramıştım?

Sadece on dakika bekledikten sonra evime gidebilir, Yooseul sorduğunda "Çalışmaya gelmedi" diyebilir ve hayatıma kaldığım yerden devam edebilirdim.

Keşke bunu onu aramadan önce düşünebilseydin, Sunya.

İç sesimi görmezden geldim. Başka şeylere odaklanmak adına etrafı incelemeye başladım.

Bu küçük park Yooseul'ın söylediğinin aksine hiç de sevimli değildi. Yaklaşık otuz ağacın çevrelediği yerde birkaç salıncak, eskimiş ve paslanmış oyuncaklar vardı. Normal insan boyutlarına aykırı, devler için yapılmış gibi duran banklar da ayrı bir olaydı.

Yeşil renkte ve içecek kutusu şeklinde çöp kutuları ve onun çevresinde birkaç kağıt vardı.

İnsanlar neden çöpü kutusuna değil de hemen yanına atar ki?

Baygın gözlerle kafamı çevirdiğimde aniden karşımda belirmiş olan Jungkook korkmama neden olurken istemsizce "Jungkook!" diyiverdim. Bir şey söylemeden bakmaya devam ettiği sırada elindeki çiçekleri fark ettim.

sunya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin