"Dawon'un Burger'leri, Deliye Çevirir Sizi!" gibi bir slogana sahip, küçük bir fast food dükkanındaki herhangi bir masaya geçip yerleştiğimizde (ki çok fazla şeçenek vardı çünkü mekan tamamen boştu) burada çalışan tek kişi olduğunu düşündüğüm garson bize doğru ilerleyip Jungkook'a gülümsedi.
"Hoş geldin Kookie. Nasıl gidiyor?"
Jungkook gülümseyerek garson kızı "İyi." diye yanıtladı.
"Senin çaylak Bizimki'ni aldı. Ona bir şey yaparsa seni sorumlu tutarım, biliyorsun değil mi?"
Çaylak dediği kişi buraya girerken kapıda görüp Bizimki'ni emanet ettiğimiz küçük erkek çocuğu olmalıydı.
Kız gülerken önlüğünü düzeltip Jungkook'un koluna vurdu.
"Merak etme. Az sonra ben de yanlarına giderim."
Benimle göz göze geldiğinde, resmi bir gülümseme takındı.
"Ah, sen de hoş geldin. Kız arkadaşın bu muydu Jungkook? Neden daha önce tanıştırmadın?"
Bir şey söylemek istedim ama sadece arkadaşız diyemezdim çünkü biz arkadaş değildik ve çalışma partneri tabiri de gençler arasında sıklıkla kullanılan bir tanım değildi.
"Gerçekten sevimli görünüyorsunuz. Annem köşede sigara içerken buraya yürüdüğünüzü görmüş. Jungkook'tan bunu beklemezdim dedi."
Pekala.
Garson kızın annesinin Jungkook'tan bunu beklememesi olayı iyi miydi yoksa kötü müydü emin değildim ama kız bunu iyi bir şeymiş gibi söylemişti.
"Nari benim okuldan arkadaşım." diye açıkladı Jungkook.
"Yani sadece arkadaşım."
Kız pot kırdığını anladığında üst dişleriyle alt dudağını ısırdı.
"Ay, affedersiniz o zaman. Ne alırdınız?"
Ortamdaki hava değişiminin bu kadar hızlı olması beni şaşırtsa da tepki vermedim.
Jungkook kendisi için Dawon'un Baharat Yığını adlı bir menü isterken ben katkı maddesi olmayan herhangi bir içecek olup olmadığını sordum ama kız limonata varsa getireyim mi? diye sordu ben de tamam dedim yoksa Jungkook illa bir şeyler yemem için daha fazla ısrar edecekti.
Siparişleri beklediğimiz sırada telefonumu çıkarıp saate baktım.
Yedi buçuktu ve babam hala aramamıştı.Bunun bana nasıl hissettirdiğini kestiremediğimden, sonra düşünmem gerektiğine karar verdim.
"Ha Ri'ye bakma. Gerçekten gevezenin tekidir ama iyi kız. Eskiden Namjoon Hyung'tan hoşlanıyordu."
Bu iki gereksiz bilginin (Ha Ri'nin geveze olması ve eskiden Namjoon'dan hoşlanıyor olması durumunun) beynimde yer etmemesi için başımı sallayıp ilk cümlesine yanıt verdim.
"Sorun değil."
Cidden sorun değildi, çünkü bir kız ve bir erkek bu saate buraya gelse ve mekan tamamen boş olsa ne bileyim insanların yüzde sekseni sevgili olduklarını düşünürdü.
Yerimde başka bir kız olsaydı bundan etkileneceğine emindim.
Bu sırada o, hevesle bir şeyler anlatmaya başladı.
"Burası cidden çok güzeldir. Bangtan olarak buraya gelip pizza ya da Baharat Yığını yeme yarışı yaparız. Ah, bir de Ateş Topları var. Acı soslu küçük tavuklar... Fena lezzetli..."
Ağzının sularını yutkunan genç adam surat ifademden yemeklere olan ilgisizliğimi fark etmiş olmalı ki, konuyu değiştirdi.
"Bak, şurada da Haru Noona ve Suga Hyung tanışmıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunya
Fanfiction"Sana sıfırın bir değeri olmadığı söyleyen ahmaklara sakın inanma." 2016-2022 #bangtan