28.BÖLÜM(***Part-2-***)

1.8K 132 9
                                    

Not: Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar... 

Dip Not: Bölüm içerisinde en sevdiğiniz, beğendiğiniz cümleyi seçerek yorum yaparsanız mutlu olurum. Bakalım kimleri hangi sözüm yada kelimem ile etkilemişim ;)

Beklemelerdeyim ve cidden hangi cümlenin sizi etkilediğini merak etmekteyim.

Hadi o zaman beni daha fazla meraklandırmayın, okuyun beğendiğiniz cümleye yorum yapın;)

Bu arada müzikler ile okuyun daha etkili olacaktır;)

"Sonsuz sandığım geleceğimin onsuz geçeceğini bilemezdim.

Geleceğe umut ile bakmak varken, ömrümü geçmişe özlem duyarak geçireceğimi bilemezdim."

Benim söyle dediğim ama asla söyleyemeyeceğini düşündüğüm o iki kelimeyi onun ağzından, onun sesinden acımasızca duyduğumda artık iyi niyetimi bir kenara fırlatıp, mantıklı açıklama zırvalıklarına indirmemecesine tozlu raflara kaldırmıştım. Emanet sevdalar taşınmıyormuş bu yürekte, kabul etmiyormuş, içi almıyor atıveriyormuş kendini kendinden öteye...

Duyduklarım ile içimden coşup gelen öfke seli ile birlikte ellerimi hunharca karşımdaki adamın göğsüne dayayıp onu geriye doğru ittirirken "Ne demek bitti? Ne demek git artık?" derken pek de nazik olduğum söylenemezdi doğrusu... Hızımı alamadığım hala onu geriye doğru ittirmemden belli oluyordu. "Bana hesap vereceksin, duydun mu beni? Bana ne olduğunu anlatmadan şuradan şuraya sağlıklı bir adım daha atamazsın. Duydun mu beni? Bir adım daha attırmam sana," dedim. Benden böyle kafayı yemiş gibi tepki beklemeyen Arda ellerini saçlarının arasından geçirerek içli bir, "Of," çekti.

"Daha ne duymak istiyorsun Mira? Neyin hesabını, neyin açıklamasını istiyorsun? Bende senin istediğin ya da beklediğin gibi ne bir cevap ne de bir açıklama yok. Anladın mı, yok..."

"Arda aklım almıyor? Benim bilmediğim şeyler var bunun farkındayım. Ortada dönen ne onu bilmek istiyorum. Sen beni seviyordun, daha günler öncesinden rahibe kıyafetinden bozma bir kıyafeti mezuniyetim için bana göndermiştin, birlikte gidecektik, bunu da bana söyleyen sendin. Sonra birden ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum magazinde çıkan haberlerin, telefonları kapatman, mesajlarıma cevap vermemen... Günlerdir bir dedektif gibi ben senin izini sürüyorum, derbeder bir halde seni arıyorum. Ben, ben inanıyorum mutlaka mantıklı bir açıklaman olmalı. Sen beni seviyorsun, beni asla aldatmazsın. Yalandı değil mi? Hepsi bir yanlış anlaşılmaydı? Sen, sen suçsuzdun değil mi?" Esir bıraktım yüreğimi o an gözlerinde, esir kaldı bana yaşattığı her bir an zihnimde... Bir umut gözlerinin içine işlercesine bakarken tek istediğim duymak istediklerimi inanmaya hazır yüreğime söylemesiydi.

"Evet yalandı, yanlış anlaşılmaydı. Ben suçsuzum, inanma tüm yazılanlara, ben seni seviyorum," demesini beklerken kulağımda acımasızca onun sesi ile yankılanan "Ne gördüysen, ne okuduysan o, daha ötesi yok," Dedi. Ruhumu donduran soğuk, vücuduma inerek beni darmaduman eden sert bir cevap olmuştu. Ona verebildiğim tek kelime tek karşılık "Ne?" olmuştu. Bu adam neden benim istediğim cevapları vermiyordu. Hem de ben bu kadar kanmaya hazırken, bu kadar her dediğine inanacak durumdayken. Kahretsin!

"Duydun işte daha neyi diretiyorsun?"

"Neyi mi diretiyorum? Neyi mi? Arda, seni bana anlat deseler, içime çektiğim emsalsiz nefes derdim. Yaşamaktan zevk aldığım hayat, dudaklarımda özgürce sergilediğim gülümseme, bastıramadığım kahkahamın sahibi derdim. Kalbimin yörüngesini değiştirebilen, feleğimin çarkını döndüren, ayağımı yerden kesen adam gibi adam, sevdiğim derdim. Beni her şey yaptığı gibi, bir hiçe dönüştürebilen tek insan evladı derdim. Var oluşumu anlamlı kılan..."

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin