FİNAL

6.7K 187 16
                                    

"Ben seni yüreğimden adım adım dilime taşıdım."

Taksi ile yol alırken aklımdaki çılgınca fikre sığınıyordum. Bu planımın işe yarayacağını umut ediyordum. Bu işin artık başka bir çözümü başka bir yolu yoktu. Çok zaman kaybetmiştik ve daha fazlasına tahammülüm yoktu. Elimdeki çiçeği ve çikolatayı sımsıkı tutarken gözlerimi yoldan ayırmıyordum. Her şey hatırladığım gibiydi. Burası yıllar önce Arda'nın peşine bir dedektif gibi takılıp geldiğim yerdi. Onun herkesten gizlediği sığınağıydı. Canı yandığında aldığı soluğu vermeye geldiği yegâne yerdi. Geçmiş bir bir zihnimde canlanıyordu. Bu yolun sonunda yıllar önce gerçekleşenler çok hoş olmasa da bu defa bu yolun sonu bana yeni hayatımın en güzel anlarını yaşatacaktı. Biliyordum ve en derinlerde bunu hissediyordum.

Taksi durduğunda içimde bir şeylerin ılık ılık akıp gittiğini hissettim. Şoföre borcumu ödeyip arabadan indiğimde her şey sanki yıllar öncesindeki gibiydi. Tek fark bendim, aklıma koyduğum ve gerçekleştirmek için her deliliği yapacağım planımdı. Etrafı süzerken gözlerim bir haftadır görmediğim ve delicesine özlediğim adama takılı kaldı. Evinin önünde bahçenin içinde masaya oturmuş elinde tuttuğu bir şeye öylece dalgın bakıyordu ki birinin geldiğini bile fark etmemişti. Elinde tuttuğu şeyin ne olduğunu deli gibi merak etmiştim. Yavaşça sessiz adımlar ile ona yaklaşmaya başladım. Şansım yaver giderse ona hissettirmeden elinde tuttuğu şeyin ne olduğunu görebilirdim. Tam yaklaştım ve elinde tuttuğu şeye omzunun üst kısmından baktım ki bir de ne göreyim? Aman Allah'ım! Bu olabilir miydi? Benim güzel adamımın elinde tuttuğu şey benim fotoğrafım mıydı? Gördüklerime inanamamıştım.

"Ama bu benim fotoğrafım." Diyerek fısıltı halinde konuştum. Sesimi kulaklarında, nefesimin sıcaklığını ensesinde hisseden Arda birden irkildi ve ayağa kalktı. Elindeki resmi masaya ters çevirip sertçe koydu.

Hayret dolu bakışlar ile bana bakarken " Senin burada ne işin var?" dedi. Ah! Ne kadar da nazik bir karşılamaydı böyle... Etkiye tepki diyelim ve onun sorusuna karşılık cevabı onun yöntemi ile verelim.

"Adı dilime, soyadı adıma yakışan AZDER evladı, al bunlar senin için." Dedim ve elimdeki çikolata ve çiçeği ona uzattım. Arda şaşkın bakışlar ile beni süzerken hala gerçekliğimi zihninde idrak etmeye çalışır bir hali vardı.

"Sen ne saçmalıyorsun? Bunlar da ne böyle?" derken ona doğru uzattığım çiçek ve çikolataya şüphe ile bakıyordu.

"Adettendir ama sen diyorsan ki formaliteleri atlayalım tamam o zaman bana uyar." Dedim çiçeği ve çikolatayı masaya bıraktım. Çantamı açıp aklımdakini bulma ümidi ile karıştırmaya başladım. Hay aksi! O kadar da kolay bulmak için özene bezene yerleştirmiştim ama yine bu çantada aradığımı bulmak ölüm gibi olmuştu. Arda ne yapmaya çalıştığımı anlayamadığı için bana endişeli gözler ile bakıyordu. Ben de iki çantama iki ona bakıp sırıtıyordum.

"Heh sonunda buldum." Gözlerim aradığım şeyi bulmanın sevinci ile ışıl ışıl parladı. "Yaşasın zafer benim." Diyerek yerimde hoplayıp zıplarken Arda'nın delirmişim gibi dehşet ile bana bakan gözlerine bir an takılı kaldım. Ah garibim ya hala az önce söylediklerimi anlayamamıştı üstüne bir de bu hareketler ona fazla gelmişti galiba... Elime gelen kutuyu bir hamle de çantamın içinden çekip aldım ve onun göz hizasına getirmek adına havaya kaldırdım. İşim biten çantamı da bir hışımla az önce Arda'nın oturduğu sandalyeye fırlattım. Arda ne yapacağımı bekler bir havada bana bakarken ben son hamlemi de yerine getirmek için daha fazla beklemeden ışık hızında açtım.

"Ta-ta-ta-tam..."Diyerek heyecan ile beklenen açılışı sonunda yaptım. Kurdelelere bağlanmış bir çift yüzük gördüğünde garibim adamın yüreğine inmek üzere olduğunu alıp veremediği nefesten anladım. Ah be ben nasıl bir hatunum ki tek bir hareket de adamın soluğunu kesmeyi başarabiliyorum. Vay anasını ya... Arda bir bana bir yüzüklere bakıyordu.

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin