52.BÖLÜM(***Senin İçin***)

1.8K 114 4
                                    

"Hayat yolunda önüme çıkan çiçekler var benim, dönüp bakmadığım, ezip geçtiğim, kokusunu içime çekmediğim."

"Neden anlatmadın Arda? Bana tüm bunları neden anlatmadın?" dedim sesim isyan eder gibi çıkarken ruhum paramparça olmuştu. Şimdi sandalyeme oturmuş uzaklara, çok uzaklara bakarken yaşadığımız onca yılı düşünüyordum. Ne kadar da yanılmışım, ne kadar da... Hayat yolunda önüme çıkan çiçeklerim varmış benim, dönüp bakmadığım, ezip geçtiğim, kokusunu bile doyasıya içime çekemediğim. Yanıyorum, içinde bulunduğum duruma, unutamadığım zihnime kazınmış görüntülere, tüm bunları yaşamış olmama, yanıyorum ve şimdi önümde yanan ateşe bakarken kaderime sessizce ağlıyorum.

"Yapamadım Mira, seni ailesizliğe mahkûm edemezdim. O gece yaşananların bir işaret olduğunu düşündüm. Dedim ki kendi kendime açma telefonlarını, belki sevdiğin kadının hayatı boyunca mutlu olabilmesi için bu son fırsattır."

"Buna o kadar emindin yani öyle mi? Sensiz mutlu olabileceğime nasıl inandın Arda, ben orada çaresizce yıkılırken, gözyaşlarımın her bir damlası senin için yanaklarımdan süzülürken sen benim sensiz mutlu olabileceğimi mi düşündün? Sana gerçekten inanamıyorum? Hiç mi tanımadın sen beni? Yazık, gerçekten çok yazık..." Kollarımı göğsümün altında birleştirirken gökyüzünü izliyordum. Arda, eline geçirdiği küçük bir battaniyeyi üzerime örterken şimdi gözleri ile gözlerimin içine bakıyor ve konuşuyordu.

"Saçmaladım Mira, küçük bir çocuk gibiydim. O an için en mantıklı gelen şeyi yaptım. Açmadım telefonlarını, okumadım attığın mesajlarını, okursam yazdıklarını, sesini bir defa duyarsam, nefesinin sıcaklığını hissedersem, çok iyi biliyordum dayanamazdım. Anlatırdım. Annen ile konuşmam, oradan dağılmış bir vaziyette kendimi bir barda bulmam, sonrasında yaşananlar... Her şey bana o an bir işaret gibi geldi. Sana daha fazla zarar vermek istemedim. Devam edersek günün birinde annen ve benim ile aramda kalacağın aşikârdı. Sen daha kötü olma diye, sen üzülme diye, sen tercih yapmak zorunda kalıp ailesiz kalma diyeydi her şey." Dedi ve yavaşça çekilirken yanı başımdaki sandalyeye geri oturdu.

"Böyle yaparak bana iyilik yaptığını mı sanıyorsun sen? Ben o haberleri gördüğümde öldüm Arda, öldüm. Sen hangi iyilikten bahsediyorsun bana, seven adam sevdiğinin böyle acı çekmesine izin verir mi? Hadi o zaman anlatamadın. Ben inanmadım soluğu İstanbul'da aldım be adam. Çünkü bu defa seni dinlemeden karar vermek istemedim. Bu kadar güzel seven bir adam, bana aşkın her sayfasını tek tek ezberleten adamı dinlemeden kaybetmek istemedim. Gözüm ile gördüğüme senin dilinden onay gelmedikçe inkârı kabul etti bu yürek. Ötesini bilmeye ihtiyacım vardı. Görmediğim, bilmediğimi duymaya deli gibi ihtiyacım vardı be adam. Kapına kadar geldim. Benden saklandığın inzivaya çekildiğin evi bile seni takip ederek öğrendim. Hakkında ne kadar çok bilmediğim şey varmış. Ne kadar yanılmışım ben, nasıl bu kadar gözüm kör olmuş."

"Kapıma kadar geldin ama zamanlaman kötüydü be güzelim. Gelişin öyle bir andı ki saçmalamalarımı zirveye taşıdın."

"Evet zamanlamamın ne kadar yanlış olduğunu dilinden dökülen kelimeler ile beni zehirlemen sayesinde anladım. Aklım almıyor Arda? Sen, sen tüm onları benim gözümün içine bakarak nasıl söyledin? Nasıl kıydın bana? Görmedin mi halimi, gözlerimden senin için akan yaşlara da mı şahit olmadın? Nasıl yaptın tüm bunları söylesene bana, mazeretlerin ne olursa olsun ben o günleri hak edecek hiçbir şey yapmadım. Anlatsaydın, o zaman anlatsaydın tüm her şeyi annemi bir şekilde ikna ederdik. Beklerdik, Umut'tan yardım isterdik. Ne bileyim bir şekilde başarırdık. Ama sen kolay yolu seçtin, mücadele etmek yerine oyundan çıkmayı seçtin. Hem de beni hiç düşünmeden. İtiraf et Arda senin düşündüğün ben değildim, sen yalnızca kendini düşündün. Sen bencil adamın tekisin."

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin