40.BÖLÜM(***Şanslı Ben***)

1.5K 121 3
                                    

Kendimde miydim? Tek kelime ile hayır. Dün gece aldığım zamansız teklif, sabahında kendimi attığım sokaklarda çalan telefonun ucundaki Cantuğ'un ağzından dökülen kelimeler ile geçmişteki yaramın yersiz kanaması... Bu da yetmezmiş gibi hayatıma izinsiz giren ve söylediklerine yüklemeye koktuğum anlamlar içinde kaybolduğum bir masal teyze... Size hiç ne kadar şanslı olduğumu söylemiş miydim? Hayatımda bir de bu eksikti diyebileceğim her şey ile karşılaşmam mümkün... O kadar şanslıyım yani... Emin olun şu hayatta bir ben gibi daha bulunmaz. Bildiğiniz türünün son örneği olan bir yaratığın tekiyim.

Bin bir düşünce içinde yuvarlanıp giderken üzerimdeki salaş eşofman altına ve beyaz tshirtümün absürtlüğüne aldırmadan saatin çoktan öğleyi aşırıp ikindiye doğru yeltendiği tam da o vakitlerde ben daha yeni kahvaltı yapmak için Cantuğ ile randevulaştığım mekâna ayak basmıştım. Üzerimdeki tedirginliği atmaya çalışmak için derin bir soluk alıp vermiştim. Ayaklarım titrese de adımlarım bana inat masada oturan Cantuğ'a doğru ilerliyordu. Ne vardı canım bu kadar korkacak hem o bana "Sen hazır olana kadar dün gece ve vereceğin cevap hakkında söz veriyorum sana konuşmayacağım." dememiş miydi? Evet tam da böyle demişti. O zaman korkup tedirgin olacak bir şey yoktu. Masaya ulaştığımda o boğazımdan hırıltı gibi çıkan tek kelime "Selam," oldu. Ah hain ses biraz daha insanvari çıksan olmaz mıydı acaba? Ne diye beni mahcup ediyorsun anlamadım ki...

Cantuğ benim sesimi duyduğu an yüzüne o samimi sıcacık gülümsemesini yerleştirip ayağa kalktı. Bir eli ile belime sarılıp beni kendine çekerken yanağıma dostane bir öpücük kondurdu.

"Hoş geldin," dedi. Onun bu arkadaşça olan yaklaşımı beni biraz olsun rahatlatırken daha beş dakika önce tef gibi gerilen vücudumun yavaşça kendini serbest bırakmasını sağlamıştı. Ona güvenmeliydim. Güven kelimesini yıllar önce defnetmiş biri olarak, benim için imkânsız olan bu kelimeyi gömdüğüm yerden çıkarıp sağlığına yeniden kavuşturmalıydım. Bunu huzur yüklü adamım için yapmalıydım.

Öğrenecektim, ben Cantuğ ile yeniden güvenmeyi de öğrenecektim. Huzur yüklü bu adamın beni iyileştirmesine izin verecektim. Belki aşk hayatımda olmayacaktı ama huzuru ömrüm boyunca hissedeceğime, bana verdiği değer ile sevgiyi tadacağıma inanıyordum. Aklımdan geçenler yüzümde kocaman bir gülümsemenin oluşmasını sağlarken anlayışlı bakışları çoktan duygularıma tercüman olmuştu. Ona bakarken çil çil huzur yağıyor yüreğime, mutluluk hücum ediyor gözlerime, hüzünler ruhumdan buhar olup uçup gidiyor. Belki gönlümün gerçek sahibi başkasıydı. Ama kaderime yazılmış, ömrüme katılmaya çalışıp geleceğime doğan kişi bambaşkasıymış. Olamaz mı? Ne kadar dilesem de, ne kadar istesem de olamaz mı? Adını anamadığım adamla ilgili binlerce sorum var? Onunla ilgili cevabı olmayan, bilmediğim o kadar çok şey var ki... Cevapsız soruların adamı...Ah o adam...

***

Yaklaşık bir saate yakındır havadan sudan sohbet ederken kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Dün geceden bu yana kendime yaşattığım stres için kızarken şu içinde bulunduğum anın keyfini çıkarmaya çalışıyordum. Ne de olsa, ne olursa olsun günü kaçırmamak lazımdı. En nihayetinde güzel anları kaçırmak bana yakışmazdı değil mi?

Çok kötü bir şekilde başlayan günüm git gide güzelleşirken elimdeki çay bardağını üzerime dökmem ile "Ay!" diyerek can havli ile haykırmam bir oldu. Hay ben bu üzerime yapışıp kalan sakarlığıma... Ani bir hareket ile masadan kalkıp üzerime dökülen çayı temizlemeye çalışıyordum. Neyse ki bardağın dibinde az miktarda bir çay kalmıştı. Ben de soğutarak içmeyi sevdiğim için olası bir felaketi önlemiş oldum. Cantuğ'dan izin isteyerek tuvalete gitmek için masadan kalktığım da başıma geleceklerden habersiz masum çocuklar gibi sadece yaptığım sakarlığa lanet ediyordum. Az sonra yaşanacakları bilseydim emin olun üzerime dökülen çayı boş verip ardıma bile bakmadan burada bir dakika daha beklemeden kaçar giderdim.

Size daha önce çok şanslı olduğumdan bahsetmiştim değil mi? Heh, şimdi bundan sonra olacakları şansımı düşünerek hayal etmenizi istiyorum. Bakalım başıma gelebilme ihtimali olan şeyleri hayal gücünüzde ne kadar canlandıracaksınız. Ne kadar yaratıcısınız bu konuda görelim bakalım? 

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin