33.BÖLÜM(***Yıllar Yıllar Sonra***) Part-1-

2.3K 135 3
                                    

"Beni benden alıp kendimden geçercesine alıp götüren o sihirli anın bozulmasına tek sebep,

Geçmişteki  unutmaya çalıştığım silik anıların gözlerimde bir bir canlanması, acı dolu hatıraların ruhumu acıtması."

(Beş Yıl Sonra)

"Hanımefendi o masanın altında kamp kurmayı mı düşünüyorsunuz?" Alaycı bir ses tonu ile masanın örtüsünü kaldırmış bana ukala bakışlar gönderen denge yoksunu garsonun sözleri ile birden irkilerek daldığım geçmişin içinden sıyrılırken ne yapacağımı şaşırdım. Boş bulunduğum o anlarda ağzımdan şaşkınca çıkan kelimeler, "Heh! Ne?" olarak anlamsız ortama gereksiz olarak yayılmıştı.

"Daha ne kadar orada kalmayı düşünüyorsunuz diyorum. Yorgan, yastıkta getirmemi ister misiniz acaba?" Bu adam kaşınıyor muydu bana mı öyle geliyordu acaba?

Allah'ım çattık ya bu garson belası neden bahsediyordu böyle. Elimi alnıma götürüp ovuştururken bulunduğum ana geri döndürürken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Zira şu an ihtiyacım olan şeylerin başını sakinlik çekerken soğukkanlılık onu azimle takip ediyordu.

"Bak garson bey kardeşim ne saçmalıyorsun sen?" Dişlerimi sıkıp bir yılan edasında tıslayarak söylediklerimin adamın kaşlarının çatılmasına yüzünü buruşturmasına neden oldu. Ah be adam şimdi ortam müsait olacaktı ki ben sana bana yüz buruşturmak ne demekmiş kafa göz dalarak gösterecektim ya neyse...

"Dalga mı geçiyorsunuz hanımefendi? Kaç saattir masanın altında oturuyorsunuz. Farkında değilsiniz herhâlde. Lütfen çıkar mısınız? Beni zor kullanmak zorunda bırakmayın. Lütfen ama ..."Diyerek ellerini yakalarına götürüp düzeltirken hiç de şaka yapar bir hali yoktu doğrusu.

Eeee bendeki de sabırdı canım, sabır dediğin de bir yere kadar dayanırdı. Nihayetinde taş olsa bu adamın ısrarları ve ikazları ile çatlardı değil mi? Ben de taş olmadığıma göre o kadar bile sabredemeyeceğim için , "Sen ne diyorsun be adam," diyerek hiddetlendim. Onun az önceki düzelttiği yakalarının kıvrımlarından sert bir şekilde kendime doğru hiç de nazik olmayacak bir sertlikte masanın altına doğru çektim. Resmen gözüm kararmıştı. "Bana bak garson bey kardeşim, seni şuracıkta öldürür şu masanın altına gömerim ve inan bunu yaparken de içimde bir gram vicdan azabı duymam. Anladın mı beni?" Gözümdeki öfkeyi görüp yüreğimdeki hiddeti hissetsin, şaka yapmadığımı anlasın istedim. Şimdi gözlerini gözlerime dikip korku ile bana bakarken " Ben, şey, siz beni yanlış anladınız hanımefendi..." diyerek koskoca adamın karşımda korkudan kem küm etmesi kendime olan güvenimin yerine gelmesini sağladı. Kendime koskocaman bir aferin verirken bu durum kadınlık gururumu da okşamadı değil hani...

Yakalarından tuttuğum adamı masanın altından öylece geriye doğru fırlattım. Garibim adam benden böyle bir tepki ve güç gösterisini hiç mi hiç beklemiyordu. Garson neye uğradığını şaşırdı. Hiç beklemediği ani tepkiden öylesine korkmuştu ki ağzı bir karış açık kaldı. Ayran budalası gibi serildiği yerden gözlerini fal taşı gibi açmış titrek bakışlar işe bana bakıyordu. İşaret parmağımı havada ona doğru sallarken bir elimde belimdeydi. Sessiz olmaya dikkat ederek onun duyacağı bir fısıltıyla "Kaybol gözüm görmesin seni," diye adamı azarlıyordum. Garson öyle bir korktu ki yerden nasıl kalktı, koşar adım düşe kalka kendini nasıl mutfak kısmına can havli ile attı şaşakaldım. Arkasından onun bu komik hallerini izlerken gülmemek için dahası kahkahalarımı bastırırken dudaklarımı ısırmama engel olamıyordum. O neydi öyle arkadaş? Gözümün önüne adamın az önceki kaçışı geldikçe kıkırdamalarımı sessizce bastırmaya çalışıyordum. Kendimi biraz daha sakinleştirip nefes alıp verişimi düzene soktuktan sonra derin bir oh çektim. Beş yıl öncesinde yaşadıklarıma öylesine derin dalmışım ki saatin kaç olduğunu, dahası kaç saattir iki büklüm bu masanın altında oturduğumun farkına bile varamadım. Kendimi biraz daha toparladım. Geçmişin acı dolu sayfalarını kapatıp tozlu raflardan indirmenin zararını da yaşadıktan sonra silkelenip kendime gelme zamanının vaktinin geliş olduğunu anladım. Geçmiş acı veriyorsa önüne bakacaksın, ne işime yarıyorsa düşünmek, de desem de engel olamıyordum ki kendime...

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin