23.BÖLÜM(***Çapkın Prens***)

2K 136 2
                                    

"Yüreğim kış mevsimini yaşarken,

Gözlerim yağmurlu bir sonbaharda kaldı."

Güneş herkes için doğmaz, aydınlık gözleri her zaman ışıtmazmış. Yeni gün insana her zaman güzel şeyler getirmiyormuş. Bazen hayat insana beklemediği kötü sürprizler hazırlayabiliyormuş. Beklenen ama gerçekleşmesini istemediğimiz korkular ve acımasız gerçekler ile karşılaşmamız zamansız gelip acımasızca yaşanabiliyormuş. Elbise ile ilgili konuşup telefonu kapattığımız andan sonra iki gün geçmişti. Arda'ya tamam demiştim demesine ama asla onun istediği gibi olmayacaktı. Aslında istediği ama beklemediği bir şekilde olacaktı. Telefonu kapatır kapatmaz hemen soluğu bir moda evinde almıştım. Gittiğim moda evi normalde dışarıdan bir elbiseye asla kabul edip müdahale etmezdi. Moda evinin sahibi Nazan Hanım, annemin yakın bir arkadaşıydı. Annemin torpil kontenjanından yararlanmaktan o an için zarar gelmezdi. Bende de bu fırsatı kaçıracak göz var mıydı? Tabi ki hayır...

Aklımda kurnaz tilkiler dolaşırken elbiseyi kaptığım gibi moda evinde buldum kendimi. Nazan Hanım ilk önce kaşlarını çatıp "Mira bu istediğin olmaz. Sana başka bir elbise hazırlayalım," dese de benim onu dinlemeye pek niyetim yoktu. Açtım çekilmez baş ağrıtan düşük çenemi, başladım başının ettin didik didik edip yemeye...

Nazan Hanım "Olmaz," diyor ben "Olacak," diyorum. Nazan Hanım "Yapmam," diyor. Ben "Nazan teyzem senden başkası yapamaz, başkasına güvenemem," diyorum. Nazan Hanım "Katiyen elimi bile sürmem," diyor. Ben tutturmuş, "Sürersin," diyorum.

"Sürmem." Diyor.

"Yaparsın." Diyorum.

"Yapmam." Nazan teyze ile aramızdaki sürtüşme bu şekilde devam ederken daha fazla direnemeyen zavallı kadın " Yeter," diye isyan ederek bağırmıştı. Benim yüzümde gayet memnuniyet pırıltıları ışıldarken dudaklarım istediğimi elde etmiş olmanın haklı mutluluğu ile yukarıya doğru kıvrılmıştı. Zafer benimdi. İstediğimi elde etmeme her zaman faydalı olan tek şey tabi ki akıllara zarar düşük çenemdi. Yine onun sayesinde galibiyeti yaşarken zafer sarhoşu olmuştum. Nazan Hanım düşen çenemi bir daha açmamam karşılığında elbisede istediğim değişiklikleri yapmayı kabul etmişti.

Elbiseye derin bir yırtmaç yaptırırken, akılları oynatacak bir sırt dekoltesi açtırmayı da ihmal etmemiştim. Tabi o upuzun kollarda elbiseden çıkartılarak kalın askılar ince askılara dönüştürülmüştü. Evet Arda'yı dinleyerek aldığı elbiseyi giyecektim ama asla onun istediği model ile olmayacaktı.

İki gün önce teslim ettiğim elbiseyi Nazan Hanım bugün bir çalışanı ile eve göndereceğini söylemişti. Mümkünse de uzun bir süre görüşmeyelim, demeyi de ihmal etmemişti. Kadının son hali gözümün önüne geldikçe kahkaha atma isteğimi bastıramıyordum. Garibim kadın son raddede artık saçını başını yolma evresine geçmek üzereydi. Bugün kıyafeti gönderecekti. Çok heyecanlıydım. Hem kendim merak ediyordum hem de Arda'nın elbiseyi gördüğünde nasıl bir tepki vereceğini deli gibi merak ediyordum. Kargalar daha şeyini bile yemeden uyku tutmadığı için sabah erkenden kalkmıştım. İki gündür iş yoğunluğu sebebi ile Arda ile görüşmüyordum. Umut desen kayıplardaydı. Uzun zamandır ortalarda yoktu bu sebep ile tüm yük Arda'nın üzerine kalmıştı. Umut Arda'ya çok güvenir ve sırtını ondan başkasına asla dayamazdı. Umut'un yokluğu ile telefon görüşmelerimiz bile bitmişti. Ben ise gayet anlayışlı ve olgun bir sevgili olarak onun bu yoğun zamanlarında ona köstek değil destek oluyor onun uygun zamanlarında görüşüyordum. Gerçi iki gündür sesini bile duyamamak canımı sıksa da az kalmıştı. Bir gideyim önce ortadaki Umut ile ilgili tüm gizemleri bir bir kaldıracaktım. Bu ne canım her şey bir sır perdesinin ardına saklanmış, hep bir gizem. Sonra da Arda ile görüşemediğimiz her bir dakikanın acısını tatlı tatlı çıkaracaktım. Mecburi ihmalkârlığını mutlaka zoraki de olsa telafi ettirecektim.

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin