19.BÖLÜM(***Sessiz Yabancı***)

2.3K 151 4
                                    

"Gün be gün yürek çarpıntısını yaşarken en büyük muradım sen oldun benim,

Aşk saltanatında tahtım yüreğinde kurulurken bahtım gözlerinde süslendi,

Son demlerimi yaşatma, hüznün ile delirtme,

Yokluğunun ayazında üşütme, tüketme, bitirme beni..."

Uludağ

Gözlerimi kapatıp, vücudumu sarıp sarmalayan soğuğun etkisi altına bıraktım. Üşümeliydim, üşüyüp hiçbir şey düşünmemeye ihtiyacım vardı. Ellerimi göğsümün altında birleştirip bir nebze olsun tesir eden soğuğu içime çekmeye niyetliydim ama bu pek de iyi bir çözüm gibi durmuyordu. Şimdi otelin bahçesinde karanlık bir köşesinde herkesten uzaktan ve habersiz gün boyu yaşananları düşünüyordum.

Bir anlık öfke ve alınan kararlar ve Cemre'nin söyledikleri ile yola çıktığıma hala inanamıyordum. Evde kendi kendime çıkarmış olduğum savaşı düşündükçe gülmeme engel olamıyordum.

"Nasıl bir zıvanadan çıkmaktı o ya," diye düşünürken biraz olsun içimin ısındığını hissettim. Kendimi derince sorguluyor, deli gibi kızıyordum. Anlamadan, dinlemeden haber bile vermeden yola çıkmak, Cemre'nin olmadığı yerde itiraf etmeliyim ki tam bir çılgınlıktı. Gerçi ikimizin de akıl yoksunu olduğu düşünülürse pek şaşılacak bir şey de değildi yaptıklarımız ya neyse. Bu kadar şeyin üstüne bir de "Sen durmaz Arda'yı ararsın," diyen canım arkadaşım Cemre'nin yelkenlerimi suya indirme ihtimalime karşı o zekâ küpü beyni ile elimdeki telefona acımasızca el koydu. Deli kıza o kadar dil döktüm bana mısın demedi?

"Aramam, pişman olmam, o kadar da gurursuz değilim," dedim. Kızın bana olan cevabı "Kusura bakma Mira, söz konusu Arda ise gurur mürur hak getire, sözüm sana kızım anlasana gurursuzun tekisin," dedi ya bana. Höh be Cemre höh yani... Neymiş bizim deli hatunun derdi, Arda beyimize ders verecekmiş o zamana kadar da benim uzayda olan aklım tıpış tıpış geri dönecekmiş. Peh, daha çok beklersin geri döner o akıl gittiği yerden. İçimde Arda'nın aşkı kanat çırparken akıl gittiği yerden kolay kolay geri dönmez, dönmez de bunu bu aklı bir karış havada hatun neden anlamıyor işte orasını bilmiyorum. Of...

Cemre ile geldiğimizde Caner ve Selin çoktan otele gelmişler bizi bekliyorlardı. Tabi otele yerleşme aşamasında küçük çapta bir kriz yaşadık. Biz nerede kriz orada, çekiyoruz anam ne yapabiliriz, çözümsüz sorunlu hatunlarız biz. Caner tek başına bir odada kalacaktı. Tamam o kısımda herhangi bir sorun yoktu. Biz üç deli Selin, Cemre ve ben tek bir odada kalacağız diye tutturduğumuzda itiraf edeyim ki otel görevlisi düşüp o an bayılacaktı. Malum ara tatildeydik ve otel aşırı kalabalıktı ve dolayısıyla yer yoktu. Benim geleceğim ise son dakika belli olduğu için rezervasyon bir kişi eksik yapılmıştı. Biz çemkirdikçe adam izah ediyor, biz ortalığı birbirine kattıkça adam ecel terleri döküyordu. En sonunda iki kişilik odada üç kişi kalmayı kabul etmiştik. Portatif bir de yatak kondurulmuştu odaya, sonunda adam da bizden yaka silkerek kurtulmuştu. Eminim bu güne kadar bizim gibisine rastlamamıştır. Malum üç deli hatunşör... Bizim gibi üç cadı karakterli kız ile baş etmek kolay olmasa gerek.

Odamıza kısa sürede yerleştik. Bir şeyler yemek için restorana inmeye karar veren bizimkiler çoktan hazırlanmaya başlamışlardı. Ben ise gelirken üzerimde yapışıp kalmış çılgınlığı ve çenebazlığımın yerini derin bir sessizlik durgunluğa bırakmıştı. Cemre, bu durumuma ve büründüğüm ruh haline kızsa da onu daha fazla kızdırıp diğerlerinin de keyfini kaçırmamak adına ben çok yoruldum biraz dinleneceğim diyerek onların pek de inanmayan bakışlarını bertaraf etmeye kararlıydım. Başta kabul etmeseler de yaptığım uyuma numarası sayesinde onları göndermeyi başarmıştım. Onlarının gidişinin ardından odanın dört duvarı üzerime üzerime gelmeye başladı. Nefes alamıyor, boğuluyordum. Gözümü kapattığım anda kulaklarımda Arda'nın telefonundan bana ulaşan sesin sahibinin silueti beliriyor, o da yetmezmiş gibi Arda ile en müstehcen sahnelerine şahit oluyordum.

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin