34.BÖLÜM(***Keder mi?***)

2K 141 4
                                    

"Mecalim kalmadı. Gücüm takatim tükendi. Garezin ruhuma, kastın canıma değilse çekil git ömrümden. Çek o kirli ellerini kader kalemimin üzerinden. Umursamıyorum artık geleceğini, sağır kalıyorum kahrolduğum geçmişime. Gündelik yorgunluklarım içinde kaybolup giderken kaçırma huzurumu. Başıma iş açma, aşkımı bir kez daha ömründe misafir etmeye kalkma. Hatırlatma acı hatıralarımızı, hazin gerçekler ile yüzleştirme bir kez daha beni... Kırma onurumu, tüketme gururumu, bükme bir kez daha boynumu."

Yaşamaktan korktuğum şeyleri ertelemekten çok yoruldum. Nefesim boğazımda emanet iken benim gücüm artık kalmadı. Koskocaman şirketin içinde bulunan şaşalı odamda, masamın başında çaresizce otururken yapabildiğim tek şey içinde beyin olmadığı konusunda derin şüphelerim olan kafamı ellerimin arasında ezmek ile meşguldüm. Restorandan çıkarken arada kalmışlığım yetmezmiş gibi başıma saplanan ağrıda cabasıydı. Şu kafam kâğıttan olsaydı büzerek ellerim arasında ezip top yaparak şu çöp kovasına basket atardım. Fani dünya ben gibi bir beladan bu sayede kurtulurdu. Cidden ne yapacağım ben ya? Ah be kızım Mira dön gerçek dünyaya bir zahmet o ayakların yere bassın artık. Restoranda dört ayak üstüne düşmüş olmam az sonra kaçtığım adamlar ile yüzleşmem gerektiği gerçeğini değiştirmiyordu. Kahretsin!

Adamlara mesaj atıp o an kıçımı kurtarmak adına başımdan savdım ama şimdi nasıl bir açıklama yapacağım onlara üstüne üstlük birbirlerini görüp görmediklerini bile bilmiyorum. Ya gördülerse o zaman ne cevap vereceğim. Hangi mantıklı açıklama ile karşılarına çıkacağım? Yukarıya doğru bakıp sanki biri beni gözlüyor da onun ile dertleşiyor gibi bir halde, "Cidden bak biri beni öldürmeli giderek insanlığa zararlı bir mahlukata dönüşmeye başladım. Kim olduğunun bir önemi yok. Ya da en iyisi ben kendimi şu camdan aşağıya itsem sonra da cinayet süsü versem olmaz mı? Bu akıl karışıklığı ile dünyada zarar ziyandan başka bir şey değilim. Varlığım insanlığa en büyük ceza, nefes almam bile bir hata, benden daha yararlı bir vatandaşa devretsem yaşama hakkımı, yer yarılıp da beni kabul edebilir mesela içine, yani ben böyle düşünüyorum. Olamaz mı? Olmaz mı?" Bir an yukarıya doğru bakarken ağzımdan çıkan kelimelerin bir araya getirdiği cümleleri kulaklarımın idrak etmesi ile neler dediğimi an itibari ile kavramış bulunmaktaydım. "Neler diyorum ben böyle ya? Tövbe tövbe," diyerek sırtımı koltuğa doğru yaslayıp kafamı geriye doğru atarak derin bir nefes alıp verdim. Ofisin ortamı giderek boğucu bir hal alırken nefes alıp vermem her geçen saniye biraz daha güçleşiyordu.

"Bir an önce bir şeyler düşünmeliyim," diye aklımdan geçirirken kapım çalınma gereksinimi bile görülmeden sert bir şekilde açıldı. Zavallı kapım... Bu ani hareket ile neye uğradığını şaşıran bedenim refleks ile birden öne atıldı. Karşımda beklediğim ama hiç de karşılaşmak istemediğim öfkeli yeşilin en koyu tonu ile bana bakan adamın gözleri adeta ateş ile yanıp sönüyordu. Evet, ne demiş atalarımız korkunun ecele faydası yok. Elbet yüzleşme zamanım gelecekti her ne kadar bu kadar çabuk olmasını beklemesem de yapacak bir gram bir şey yoktu. Ha şimdi ha sonra zamansız da olsa artık fark etmez el mecbur uyduracaktım bir şeyler... Vakit yüzleşme vaktiydi.

"Mira sen ne yaptığını sanıyorsun?" Onun bu sorusu ve ses tonu karşısında sinirlerim gerilmişti. Başımın ağrısının giderek artması ise sinirlerimin artmasını sağlıyordu. Az önce kapının hunharca açılması ile irkilerek açılan gözlerime bir uyarı bakışı yayılırken kaşlarım öfkesini dillendirircesine çatılmıştı.

"Arda Bey, asıl siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz. Bu nasıl bir terbiyesizliktir ki odama girerken kapımı çalma zahmetinde bile bulunmuyorsunuz. Üstüne bir de hesap sorar bir üslup ve hiddet ile karşıma dikiliyorsunuz. Söyler misiniz bana Arda Bey asıl siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Sesimi duygudan arındırmak ve soğuk bir şekilde konuşmak için kendimi o kadar zorladım ki ona söylediğim her bir kelimede yine ve yeniden canım yandı. Ruhum acıdı.

Başımın Tatlı Belası# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin