-26. Bölüm-

114K 3K 131
                                    

Arkadaşlar ailesel nedenlerden dolayı 3 gün ara vermiş olsakta tekrar buradayız. 😇

Satır arası yorumlarınızı bırakın... 

🔱🔱🔱🔱🔱

Elimizdeki poşetlerle aparta girdiğimizde poşetleri salonun kenarına koydum. Sancakla mağazadan çıktıktan sonra yiyecek bir şeyler için de alış veriş yapmıştık.

Aslında Sancak gerek olmadığını gerekirse servisten bir şeyler sipariş edebileceğimizi söylemiş ve ya yemek saatlerinde yemekhane kısmına gidebileceğimizi söylemişti.

Fakat canım fazlasıyla ona bir şeyler başarabileceğimi göstermek istiyordu.

Sonunda yiyecekleri alıp koltuğun arkasındaki apart mutfağa yerleştirirken Sancakta duvara yaslanmış beni izliyordu.

Bende sonunda onu izlemeye başladığımda düşünüyordum. Çok güzeldi. Yani onunla burada olmak. Sanki bir büyü vardı ve bozulacakmış gibiydi. Hem alaya döndüğümüzde onunla ayrı kalmak ve mesafeli olmak zorundaydık.

Bu yüzden burada olmak daha çok hoşuma gidiyordu. Sadece onunla ben olmak mutluluktu.

"Doyamadın değil mi?" Dudaklarından çıkan kelimeyle bana yaklaşmaya başladığında onun heybetli vücudunun bana kadar gelmesini bekledim. Sonunda önümde durduğunda ellerini yanaklarıma sardı.

Şaşırmıştım. Onun az önce bana ima ettiği hatta imaya bile gerek kalmadan söylediği şey beni o kadar çok heyecanlandırmıştı ki öylece kalıp bana gelmesini beklemiştim.

"Bakma öyle çaylak. Ben doymadım çünkü sana." Yutkunduğum da o tok ses evin sessizliğinde kaybolmuştu.

"Be-n..." dilimin tutulması beni pek de bozguna uğratmamıştı. Sancağın yanağımdaki elleri harekete geçtiğinde yüzümü o iri ellerine yaslamadan duramamıştım. 

"Hiç beklemesek güzelim." 

"Ne?" ne dediğini anlamadığım da sadece onun açıklamasını beklemiştim. 

"Yani bu kontrol hapını falan diyorum ben o kadar bekleyeceğimi zannetmiyorum." dudaklarımı istemsizce bir şekilde ısırdığım da dünün görüntüleri teker teker aklıma doluşmuştu. Ama aklıma gelen bebekle ürpermeme engel olamamıştım. Tamam bir bebek harika olabilirdi, ondan ve benden bir parça fakat bunun için çok küçüktüm. Böyle bir şey yapamazdım. 

"Ama, ama ya bebek?" dudaklarımdan kaçan kelimeye engel olamazken Sancak sakinlikle yüzümü okşadı ardından elleri yavaşça belime indi ve hızla hareket edip beni tezgaha kaldırırken ellerim onun yapılı koluna sarılmıştı bile . Ağzımdan çıkan endişeli mırıltıya engel olamazken kalçamın tezgahla buluştuğunu hissederek gözlerimi Sancağa diktim. Elleri kalçamın kenarlarından bacaklarıma inerek onları kavradı ve hafifçe sıktı. 

"Korunmak için bir sürü yöntem var çaylak. Prezervatif seçeneklerimin arasında olmasa da bir kaç gün bile senden uzak kalmak zor." derin ve titrek bir nefes kaçırdığımda bunun sebebinin heyecandan olduğunu anlamıştım. O, o kadar edepsizce konuşuyordu ki nasıl olduğunu anlamadan o konuşması ve gülümsemesi beni kendine çekiyordu. Onun elin bacaklarımda gezerken benim elimde yanaklarına gitti. 

Böyle şeyleri hala konuşmaktan utansam da yapacak bir şeyim yoktu. Galiba yaşım küçük olduğu için bu kadar utanıyordum. Ve ya bu herkesin içinde olan bir şeydi. Kendimden çok büyüklerle vakit geçirmiştim ve onlarlada bu konuları konuşmamıştım hiç.

"Yani sen şimdi dışarı çıkıp o şeyi mi alacaksın?" Sesimdeki utanca engel olamazken kafamı eğmiş ve dudaklarımı kemiriyordum. Ben pek onun kadar açık sözlü olamıyordum.

Aşka YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin