Luke üzerinde olan gözleri kolayca görmezden gelebilirdi. Genel olarak bu gözlerin amacı onunla sevişmek hakkında olurdu ama bu seferkiler daha çok meraktı, Luke buna alışkın değildi.
Ama umurunda da değildi.
Karşısında konuşmaya devam eden sarışın kıza baktı ve dikkatini ona verdiğinde tiz sesinin kulaklarını rahatsız ettiğini fark etti. Okul ve dersler hakkında doğaçlama bir şeyler zırvalıyordu. Sıkıcı.
"Hey," Luke konuşmasıyla kızın susmasını sağladığında gülümsedi. "Uhm, benim bir şeyler yemem gerekiyor. Bana kantinin yerini söyleyebilir misin?"
"İstersen seninle gelebilirim."
Sarışın oğlan daha fazla onun sesine katlanabileceğini sanmıyordu. "Teşekkürler, kendim gidebilirim." Kızın yüzü düştüğünde ekledi. "Ve kantine gitmektense başka bir şeyler yapmayı tercih ederim."
Pek bilinmeyen ama Luke'un hoşlandığı bir gerçek vardı ki bu da ara sıra üstte olmayı seviyor olmasıydı. Bu bir kız üzerinde olsa bile sonuç olarak kontrol onda olurdu, her şeyi yöneten olurdu. Böyle zamanlarda kendini -önceki adamların söyledikleri gibi- bir prenses yerine bir kral gibi hissediyordu. Fazla yapılı olmasa da etkileyici, kesinlikle yakışıklı, uzun boylu -sadece bacak boyundan bahsetmiyordu- ve gözleriyle sizi etkisi altına alabilecek bir kral belki.
Kız kıkırdayıp Luke'u onayladıktan sonra kantinin aşağı katta, merdivenlerin hemen karşısında olduğunu olduğunu söyledi. Luke ona mırıldandığı bir teşekkürden ve 'sonra görüşürüz'den sonra merdivene yöneldi ve kendine denildiği gibi aşağı kata indi. Çantasını çoktan sınıfa bırakmıştı, sıradaki dersi edebiyattı ve sınıf da giriş kattaydı.
Kendisi üzerinde olan çift çift gözlerden ilk kez sıkıldı.
Merdivenleri inip fazla dolu olmayan kantin önüne serildiğinde yüzünde bir gülümseme belirmişti. Kocaman bir alan masa ve sandalyelerle doldurulmuş, alanı çevreleyen duvarlara da sınıflar yerleştirilmişti. Masa ve sandalyelerin yarısından çoğu kızlı, erkekli, bazen de karışık olan gruplarla doldurulmuştu ve etrafta koşuşturan öğrenciler vardı. Luke onların arasından geçerek istediği yere ulaştığında cama yapıştırılan yiyecek ve fiyat listesine baktı. Aiden'ın verdiği para cebinde duruyordu.
Yaşlı bir adam yanına gelip ne istediğini sorduğunda Luke sosisli sandviç almaya karar vermişti. Sabah kahvaltısı olarak sağlıklı bir seçim sayılmazdı ama sağlıklı olmayı umursayan çok az insan vardı.
"Yeni öğrenci, değil mi?" dedi adam sosisli sandviçi hazırlamaya henüz başlamışken. Luke gülümseyerek "Evet" dedikten sonra birinin omzuna sertçe dokunmasıyla kaşlarını çattı ama yanlışlıkla çarpıldığını düşündü. Çok fazla kişi vardı, hemen birine bağırmaya başlayıp -gerçek anlamda- arkadaş edinme olasılığını düşürmek istemiyordu. Ama ilk dokunuştan kısa bir süre sonra koluna bir yumruk atıldığında Luke öfkeyle arkasını döndü ve gördüğü kişi ile çatık olan kaşları şaşkınlıkla eski halinden biraz yukarıda bir yer edindi. "Ashton?"
Kıvırcık saçlı çocuk güldü. "Bu kadar geç evlatlık alınacağını düşünmemiştim, piç herif."
luke'u yalnız bırakamazdım aq
ara sıra lashton da shipleriz bu şekilde qşwfmjnslkgvşkdgjls
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he is a good boy || muke (+)
Fanfiction"O iyi bir çocuk, çünkü kötü bir çocuk olursa neler olacağını biliyor."