Luke sedyede yüz üstü yatırılan adama bakarken ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Hemşirelerden biri Michael'ın bilincinin açık olup olmadığını anlamaya çalışırken diğeri nabzını kontrol ediyordu ve bu sırada siren sesi eşliğinde olabildiğince hızlı bir şekilde yolda ilerliyorlardı.
"Nabzı güçsüz" dedi kadın, Michael'ın elini bırakırken. Kadın çekilirken Luke onun yerini aldı, ambulansın zeminine oturdu, sedyeden sallanan Michael'ın elini tuttu. Beyaz teni mavimsi bir renk almıştı ve üzerindeki beyaz gömlek nefes almasını zorlaştırıyor gibiydi. Luke nabzı düşükken nasıl daha iyi nefes alabileceğini sorguladı.
Bir süre öyle kaldılar ve araç durup saniyeler sonra kapı açıldığında hemşireler de sedyeyi arabadan indirmek için iki yanından tutmuşlardı. Luke onların arkasından ambulanstan çıktı, hastane binasına koşan hemşireleri takip etti. Calum da onlarla birlikte ilerliyordu. Ameliyathaneye ulaştıklarında Michael'ı hemen bir odaya yerleştirdiler. Bir hemşire Luke ve Calum'a dışarıda durmaları gerektiğini söylerken bir başkası ameliyathaneden koşarak çıkmış, doktorun odasına gitmişti. Luke dışarı çıkmak istemediğinden dolayı Calum onu zorla dışarı çekti ve kendine gelmesini söyledi ama sarışın çocuğun bunu başarması imkansızdı. Michael o hastalıklı yerde kapalı bilinci, düşük nabzı ve rengi değişmiş bir cilt ile dururken Luke sakin kalamazdı.
Kısa süre içerisinde kırklı yaşlarda bir doktor hızla ameliyathaneye girdi ve koşarak Michael'ın bulunduğu odaya geçti. Onu çağıran hemşire de peşinden odaya girmiş, kapıyı kapatmıştı. Luke ve Calum duvarının yarısını kaplayan camdan içeriyi görebiliyorlardı. Hemşirelerden biri Michael'ın gömleğinin düğmelerini açarken doktor da bir şeyler söylüyordu. Hemşirenin düğmelerle işi bittiğinde doktor eline şok cihazını aldı, birkaç saniyeliğine birbirine sürttü ve yataktaki bedene değdirip çekerken Calum tek kelime etmeden, hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya başlamıştı. Luke ona bakmadı ve birkaç dakika boyunca odanın içindeki karmaşayı izledi. Sonunda doktor gülümseyerek camdan Luke'a baktığında ve kafasını salladığında Luke dizleri üzerine düşmüş, ağlayarak daha önce bir dua bile mırıldanmadığı Tanrı'ya teşekkür ediyordu.
final yapacağım
ne zaman bilmiyorum ve büyük ihtimalle bir daha daddy işine de karışmam
tüm o babacık işi falan gitti yapamıyorum bunu lsşadşöfmgndshlikh
bu da zorlama bir bölüm oldu zaten
biraz ekşın yaşayacağız haberiniz olsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he is a good boy || muke (+)
Fanfictie"O iyi bir çocuk, çünkü kötü bir çocuk olursa neler olacağını biliyor."